‘’Kadın dostu Kent’’ dediğimizde, sağlık, eğitim ve sosyal hizmet alanında, istihdam olanaklarında, kaliteli ve kapsamlı kentsel hizmetlerde, yerel yönetimlerin planlama ve karar alma süreçlerine katılımlarda, erkekler ile birlikte kentsel yaşamın tüm alanlarında eşit biçimde yer almasını destekleyen, şiddete maruz kaldıkları takdirde haklarını güvence altına alacak mekanizmalara kolaylıkla erişebildikleri kentler akla gelir. Kadın ile erkek arasındaki eşitliğin, sözde değil, özde yürütüldüğü kentler aklımıza gelmelidir.

Kadınlar, erkekler kadar nüfusa sahip olmasına rağmen, dinsel ve töresel nedenlerden dolayı kullanılabilecek haklar bakımından erkeklerin gerisinde kalmışlardır. Bu geri kalmışlık onların her platformda geride kalmalarına neden olmaktadır. İstihdam olanaklarından eğitime, sosyal hakların kullanılmasından ev ortamına kadar bir çok alanda kadınlarımız önemli sıkıntılar yaşamaktadır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın 2013 yılında yayınladığı ve “anne ölüm oranı”“ergen doğurganlık oranı”“kadının siyasi katılımı”“kadın okuryazarlığı” ve “kadının iş gücüne katılımı” göstergelerini ölçen Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksine göre Türkiye 187 ülke arasında 69.sırada yer almaktadır. Dünya Ekonomik Forumu’nun düzenli olarak yayınladığı “Cinsiyet Eşitliği Uçurumu” endeksine göre ise Türkiye, 2013 yılında, 136 ülke arasında 120. sırada yer almaktadır. Bu endekslerin sonuçları Türkiye’de yaşanan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortaya serme anlamında çok önemlidir.

Cinsiyet eşitsizliğinin en yoğun yaşandığı alan yerel düzeydir. Yerel farklılıklar, bölgelere ve bölgelerin illerine göre farklılıklargöstermektedir. Yerel düzeyde kadınların yaşadıkları sorunlar, güçlükler ve kısıtlılıklar yerel politikalar ve önlemlerle doğrudan bağlantılıdır. Kadının siyasi hayata katılımına bakıldığında da, eşitsizliğin en yoğun olarak yerelde yaşandığı görülmektedir. Etkin bir çalışma ile bu sorunların büyük bölümü kolaylıkla aşılabilmektedir. Bu çalışmaların da öyle büyük maliyetleri de bulunmamaktadır. Yeter ki bu eşitsizliği ortadan kaldırmak isteyen yöneticiler bulunsun.

Kadınlarımızı sosyal alanda aktif hale getirebilmek için, öncelikle kendilerine güven duymalarını sağlayacak ekonomik gelişme modelinin hayata geçirilmesi gerekecektir. Kadınlarımızı ekonomik olarak aktif hale getirdiğimizde tüketici yerine üretici olacaklar, ekonomik gelir elde etmeleriyle de en azından kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeye erişeceklerdir. Kendisinin veya ailesinin ihtiyaçlarını karşılayabiliyor olmak, kadınlarımızın toplumdaki yerini biraz daha sağlamlaştıracaktır.

Belediyelerimiz Milli Eğitim, İş-Kur, Halk Eğitim Merkezi ve Meslek Liseleri ile iş birliği yaparak kadınların ekonomiye katkı yapmalarını sağlayacak kurslar açacak, bu kurslar doğrultusunda bazı atölyeleri destekleyerek iş imkanları yaratacaktır. Yerel yönetimlerin bu konuda aktif olmaları merkezi yönetimleri ve diğer STK’ları da harekete geçirecektir. Bunun benzer örnekleri değişik belediyelercegerçekleştirilmektedir. Kadınımızın ekonomik özgürlüğünü eline almasını, ailesini desteklemesini, sosyalleşmesini ve toplum hayatındaetkin rol almasını istiyorsak bir yerden başlamalıyız. Sadece güzel söylemlerle işler maalesef başarılamıyor. Yerel yönetimlerin ve devamında diğer her türlü kurum ve kuruluşun elini taşın altına koyma zamanı geldi geçiyor bile. Ben bu yazıyı neden yazdım? Gördüm ki, sorunları gündeme taşıyacak kadınlar, kahvaltı, yemek ve fotoğraf seanslarındalar, oturup bu yazıyı kaleme aldım. Güzel günlere olan inancımızla.

UMURLU NOTLARI

102 yıllık belediye Büyükşehir Kanunu ile kapatılınca 22 bin nüfuslu belde mahalleye dönüştürüldü. Umurlu yol ayırımında, ya kabuğunu kıracak ya da mahalle değil, köy olacak. Bunu Umurlu halkı belirleyecek. Ya hep birlikte olup gelişip büyüyecekler, ya da herkes bir tarafa çekip küçülüp yok olacaklar. Ağlamayan çocuğa meme vermezler misali, isteklerini hep birlikte dile getirebilirlerse ne mutlu onlara. Yoksa daha çok yok, kaldırım, kanalizasyon, alt yapı gibi sorunlarla boğuşurlar. İlk yapmaları gereken 3 belediye meclis üyesinin birlikte hareket etmesi.

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınpost etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

facebook.png twitter.png

appstoreee.jpg     googleplay.jpg