Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yerli otomobil üretilmesini ulusal bir hedef olarak koyduğu bir dönemde, Türkiye’nin ilk yerli traktör üreticisi Uzel Makina iflas etti.

Aile içinde patlak veren kavga bir sanayi devinin iflasa sürüklenmesiyle noktalandı. İflas kararı ilgili mahkeme tarafından 5 Temmuz 2012’de alındı. Ailede miras kavgası merhum bestakâr Ahmet Uzel’in eşi Türkan Uzel’in, eşinin ölümünün ardından oğullarıyla yaşadığı miras kavgasıyla başladı.

Milliyet'in haberine göre, Baba Ahmet Uzel’in 1998’de vefat etmesinin ardından Türkan Uzel ile kızı Şafak Kibar’ın (Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Kibar’ın eşi), oğulları Önder ve Serdar Uzel’le miras üzerinde anlaşmazlığa düşmesi sorunların başlangıcı oldu.


Türkan Uzel 2003’te, iki oğlunun birlikte hareket ederek çoğunluğu kendisine sağlayan hisseleri hukuka aykırı şekilde ele geçirdikleri iddiasıyla dava açtı. İstanbul 9. Ticaret Mahkemesi’ne 2003’te başvuran Türkan Uzel, “İki oğlum, beni ve kızım Şafak Kibar’ı şirket yönetiminden uzaklaştırdılar” iddiasında bulundu.

2007 yılına gelindiğinde Serdar Uzel ve Önder Uzel arasında da anlaşmazlık baş gösterdi. Gelinen noktada Uzel Makina alacaklarını isteyen bayiler, tedarikçiler ve işçilerin başlattığı süreç üzerine iflas noktasına geldi. T.C İstanbul 1. İflas Müdürlüğü 2012/10 dosya kararıyla şirketin iflasını açtı. Peki bu sürece nasıl gelindi? 2005 yılına kadar kardeşi Önder Uzel’le birlikte şirketin yönetiminde bulunan Serdar Uzel’e ulaştığımda kendisinin de çok üzgün olduğunu söyledi.

Şirketin iflasını sorduğumda Serdar Uzel, kardeşi Önder Uzel, Bedirhan Çelik ve Mehmet İzzet Kalaycı hakkında İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açtığı ağır ceza davasının sonuçlandığı söyledi. Sonrasında şu bilgileri verdi: “Önder Uzel, Bedirhan Çelik, Mehmet İzzet Kalaycı hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanmak suçunu işledikleri gerekçesiyle 1 yıl 6 ay hapis, 520 gün adli para cezasıyla ayrı ayrı cezalandırıldı. Ancak sabıkasız oldukları için verilen ceza ertelendi. Ağır ceza mahkemesinde açılan dava sürecinde sanıkların bütün mal varlıklarına el konulması kararı verilmişti. Mahkeme verdiği kararla sözkonusu el koyma kararlarının karar kesinleşene kadar devamına karar verdi.”

Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi Esas No: 2008/92 no ile görülen davada Yargıtay aşaması olacak. Serdar Uzel ise böyle bir aşamaya gelinmişken kardeşinin hâlâ, illegal şekilde şirketin yönetiminde bulunduğu söylüyor.

İŞİN SIRRI JERSEY’DE ÇIKTI
Bu noktada şirketin satışına karşı açtıkları davaların sürdüğünü söyleyen Uzel bu süreçle ilgili olarak şunları kaydetti:

“Ağabeyim, Uzel Makine’yi holding çatısı altından çıkarıp hisselerinin yüzde 64’ünü Hollanda’da kurulu Uzel Agri şirketine sattı. Ben de yönetimdeydim. İstanbul 6. Ticaret Mahkemesi Uzel Agri’nin hissedar sıfatı kazanmadığına hükmetti sonradan. Ağabeyim bu satışı şirketi globalleştirme mantığıyla yaptığını söyledi. Ancak bambaşka bir süreçle satış silsilesi devam ettirildi. Hollanda Agri şirketinin üzerinde Uzel Corparation vardı. Ağabeyimle birlikte burada yüzde 50 - 50 ortaktık. Fakat bunun da üzerinde Lüksemburg’da kurulan bir şirket vardı. Onun da üzerinde Londra’da kurulan bir şirket var. Onun üzerinde de Jersey adasında kurulan bir vakıf var. Asıl hikaye bu vakıfla başlıyor. Bu vakıfta A grubu hisseleri, B grubu hisseleri var. A grubu iki oy, B grubu tek bir oy hakkına sahipmiş. Ağabeyim Önder Uzel iki oyu temsil eden A grubu hisseyi almış. Ben bakmadan imzaladım. İki oy hakkına sahip olduktan sonra şirketi tamamen kontrol eder hale geldi. Ve aile üyelerini tümüyle uzaklaştırdı şirketten. Bu konuda hukuk ve ceza mahkemelerinde açtığımız davalar devam ediyor.” Yapılmış işlerin usulsüz olduğunu hatırlatan Serdar Uzel, “Bizim dışımızda yüzde 17’si halka açık olan bir şirkette bu hisseye yatırım yapmış kişiler de mağdur oldu” dedi.