Zanlı Ali K.'nın yakalandığı Didim ilçesinde Ağır Ceza Mahkemesi bulunmaması nedeniyle dava Söke Ağır Ceza Mahkemesi'ne görülmeye başlandı.

11 Şubat 2009 günü çıkarıldığı Didim Adliyesi'nde tutuklanarak Söke Cezaevi'ne gönderilen Ali K., daha sonra Nazilli E Tipi Cezaevi'ne sevk edilmişti. "Çocuğun cinsel istismarı, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla adam öldürme, çocuğu veya beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi öldürme" suçunun zanlısı olarak ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıl hapis cezası istemi ile hakim karşısına çıkarıldı.

“KARDELEN"İ KAYINPEDERİM ÖLDÜRDÜ, BEN SADECE CESEDİ TAŞIDIM”

Yoğun güvenlik önlemleri altında görülen davada mağdur Kardelen Kıraç"in yakınları Söke Adliyesi"ne bir otobüs ile polis korumasında geldiler. Söke Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada hakim karşısına çıkan zanlı Ali K., iddianame kendisine okunduktan sonra Kardelen'i kesinlikle kendisinin öldürmediğini iddia ederek, "Bir sürü şahidim var. Bunu yapan ben değilim. 9 ay oldu cezaevine gireli. Çektiğim sıkıntı ve vicdan azabını bir ben, bir de Allah biliyor. Bu suçu ben değil, kayınpederim Kadir A. işledi. Kumar borcundan dolayı Kardelen'in babasıyla aralarında bir husumet vardı. Evimin yedek anahtarı kayınpederimde de var. Ben öğle saatlerinde eşimi işe bıraktım. Bir markette alışveriş yaptıktan sonra eve geldim. İçeri girdiğimde kayınpederimi yarı çıplak halde mağduru boğarken gördüm. Mağdur can çekişiyordu. Ben kurtarmaya çalıştım, iş işten geçmişti. Olayı görüp şoke olunca kayınpederim bana vurdu. O da çok pişman olduğunu, çok yanlış yaptığını, eğer yardım etmezsem beni kızından ayıracağını söyledi. O beni bu şekilde tehdit ettiği için ben bu suçu işlemek zorunda kaldım. Olaydan sonra kayınpederim eve bavul getirdi. Ben de eşimi çağırıp eve gelmesini istedim. Daha sonra üzerinde delil bırakmamak için banyoya taşıdığımız mağdurenin cesedini yıkadık. Eşim evi de temizledi. Valizin içine koyduğumuz cesedi eşimle birlikte bir müddet taşıdıktan sonra bir taksi tutup bölgedeki tren istasyonuna gittik. Cesedi atmaya karar verdik. Daha sonra trenle başka bir istasyona gidip Möhne Baraj Gölü yakınlarında indik. Cesedi uzun uğraşlar sonucu ormanlık alana taşıdık. Bu arada cesede ait elbiseleri de çevreye saçtık. Daha sonra başka bir taksiyle eve geldik.
Ertesi gün de ortalıkta gözükmemek için çarşıya çıktık. Kardelen aranmaya başlayınca kayınpederim bana 2 bin euro para verip Türkiye'ye gitmemi söyledi. Kendisi Almanya'da kalıp işleri yoluna koyacağını belirtti. Didim'deki yazlığında kalabileceğimizi söyledi. Bu suça kayınpederim, 'Bana yardım etmezsen kızımı senden ayırırım" dediği için karışmak zorunda kaldım. Yakınlarımın zarar görmesinden korktuğum için de üstlendim, kayınpederimi ifşa etmedim" dedi.

Ali K., hakimin, "Neden yakalandığın zaman bunları anlatmadın?" yönündeki sorusu üzerine, "Kayınpederim bana çok gözdağı verdi. Daha önce kendim teslim olacaktım ancak Didim'e ailemle görüşmek için gelmiştim" diye konuştu.
DNA incelemesindeki bulguların kendisine ait olduğu yönündeki rapora da itiraz eden Ali K., "Ben sadece cesedi taşıdım. Kesinlikle ben öldürmedim" dedi.
Kayınpederinin kendisini yakalatmak için grup oluşturduğu iddialarının sorulduğu şahıs, ilk etapta korktuğu için söylemediğini, bu arada cezaevinde yattığı 9 aylık süre içinde birkaç defa dilekçe ile ifade verme ve mahkemeye çıkma talebinde bulunduğunu ancak ilk kez çıktığını söyledi.

Bu arada sözlü savunmasının yanında yazılı savunma da sunan Ali K.'yi savunacak avukat olmadığı için Aydın Barosu tarafından avukat tayin edildiği öğrenildi.
Zanlının suçlamaları reddetmesi ve Kardelen'i kayınpederi Kadir A.'nın öldürdüğünü belirtmesinden sonra Kardelen'in babası söz aldı.
Kardelen'in babası Yasin Kıraç, konuşmasında "Niye bizim aile seçildi. Bu işin içinde biri daha var. Ehliyetleri dahi olmamasına rağmen bunlar cesedi 60 kilometre uzağa nasıl götürebiliyorlar" dedi.

Kardelen'in babası Yasin Kıraç, konuşmasında "Benim kızım, annesinden ve benden habersiz hiçbir yere gitmezdi. Bir de takım elbise giyip Türk adaletinin önüne çıkmış bu yaratık. Türk adaleti onu insan yerine koymuş" ifadesini kullanarak zanlıya tepki gösterdi.
Baba Yasin Kıraç, insanları ve hayvanları çok sevdiğini belirtirken zanlı hakkında "ancak bu başka bir yaratık" diyerek zanlıya tepkisini dile getirdi.
Mahkeme başkanı da baba Yasin Kıraç"ın bu sözleri üzerine "Biz herkesi insan yerine koyarız" diye karşılık verdi.

Duruşma boyunca sık sık fenalaşan ve su yudumlayarak ayakta durmaya çalışan anne Döndü Kıraç da, "Benim bildiğim iki adalet var. Biri buradaki diğeri ahiret adaleti. Ahiret adaletini Allah'a havale ediyorum. Sizin adaletinize de inanıyorum en ağır bir şekilde zanlının cezalandırılmasını istiyorum" dedi.

Mağdur tarafın Avukat Nazif Atalay da, zanlının ifadelerinin çok çelişkili olduğunu ve Türk adaletinin suçluyu en ağır şekilde cezalandırmasını talep etti.
Ayrıca zanlı Ali K.'nın eşi Zehra K. ve Almanya'da bulunan Kadir A. duruşmaya gelmedi.
Zanlı avukatı ise zanlının bu ifadelerinden sonra olayın yeni bir boyut kazandığını ve bu nedenle DNA araştırmasının yeniden kapsamlı yapılmasın istedi.

“AMACIM GERÇEĞİN ORTAYA ÇIKMASIDIR”

Mağdur yakınlarının ifadesinden sonra yeniden söz isteyen zanlı Ali K., şunları söyledi: "Karşı taraf beni suçlu görüyor. Siz de böyle kabul ediyorsanız idamıma karar verin ancak benim amacım gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Gerçekten onlar kadar ben de mağdurum. Yardım ettiğim için pişmanım ve olayın gerçek zanlısı Kadir A'dır"
Mahkeme sonunda alınan kararda, Zehra K.'nın yurt dışına çıkıp çıkmadığının araştırılması, yurt içinde ise adres tespitinin yapılarak zorla duruşmaya getirilmesi için Nizip İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne yazı yazılması, Zehra K. eğer yurt dışına çıkmışsa Alman adli makamlarına talimat verilerek adresinin tespiti ve ifadesinin alınması talep edildi.

Ayrıca, Alman adli makamlarından Kadir A.'nın da önceki beyanları ile zanlı Ali K.'nın savunmasında ileri sürdüğü iddiaların kendisine sunularak yeni bir ifadesinin alınması istendi.
Zanlı hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıl hapis cezası isteniyor. Suç şüphesi varlığı nedeniyle zanlının tutukluluk halinin devamına karar verilip duruşma 10 Aralık 2009'a ertelendi.

Duruşma çıkışı fenalık geçiren Kardelen Kıraç"ın yakınları adliye koridorlarında "İdam isteriz" diye bağırdılar. Bu arada mağdur yakını bayanların bazıları kendilerini görüntüleyen gazetecilere de saldırdılar. Polis yaşanan arbedenin ardından basın mensuplarını adliye bahçesinden de çıkardı. Merhum mağdure 8 yaşındaki Kardelen Kıraç"ın yakınları daha sonra yine bir minibüsle polis koruması eşliğinde Adliye"den çıkarılarak götürüldü.

ALMAN BASINININ İLGİSİ BÜYÜKTÜ

Bu arada duruşmayı izlemek üzere Almanya"dan çok sayıda basın mensubu da geldi. Davayı izlemek üzere Almanya"dan gelen ve zanlı Ali K."nın Kayınpederi Kadir Ayaz"ın arkadaşı olduğunu ve zanlının yakalanması için oluşturulan grupta kendisinin de yer aldığını ifade eden Muhsin isimli bir şahıs, zanlı Ali K."nın soğuk kanlılığını muhafaza ettiğini ve olaya olan tepkisi nedeniyle duruşmayı izlemeye geldiğini söyledi.
Bu arada Kıraç ailesinin dostu olduğu öğrenilen ve aile ile birlikte olan Güen Aksu isimli vatandaş da, zanlının ifadelerinin doğru olmadığını, onu kendilerinin yakaladığını iddia ettiler.