Dünyadaki su miktarının 1,4 milyar kilometreküp olduğuna işaret eden Mehmet Özdemir, bu miktarın yüzde 96,5’inin okyanuslarda ve denizlerde tuzlu su, yüzde 3,5’inin ise nehir ve göllerde tatlı su olarak bulunduğunu söyledi. Tatlı suların yüzde 1,74’ünün kutuplarda karasal buzullara bağlı olduğuna işaret eden Özdemir, “Bu mevcut insanlığın faydalanmasından uzaktır. Dünya yüzeyindeki suların yüzde 1,76’sı insan kullanımına uygundur. Ülkemizde kişi başına yılda bin 430 metreküp su düşmektedir. Sularımızın yüzde 75’i tarım sektöründe, yüzde 11’i endüstride, yüzde 14’ü evlerde kullanılmaktadır. Halkımızın ihtiyacı olan su; güvenli, adil, katlanılabilir bir maliyetle, verimli ve sürdürülebilir bir tüketim anlayışına uygun olarak sağlanmalıdır. Ekolojik yaşamın devamı suya bağlıdır. Yer üstü ve yer altı sularımızın ‘Ticari Mal’ değil, ‘Doğal Varlık’ olduğu herkesçe bilinmelidir. Küresel iklim değişikliği su rejimini etkilemektedir. Su fakiri olan ülkemizde; su varlığımızı koruma ve yönetme politikaları acilen belirlenmelidir” dedi. “Su kullanımında, öncelikli tedbir tarım sektöründe alınmalı, modern sulama yöntemleri ülkemiz genelinde yaygınlaştırılmalıdır” diyen Özdemir, şunları söyledi: “Yer üstü ve yer altı su rezervlerinin beslenmesi için, ivedilikle ve seferberlik halinde, teraslama, ağaçlandırma yapılması, doğal orman alanlarının korunması ve geliştirilmesi, meraların ıslahı, ele alınmalıdır. TEMA Vakfı tarafından hazırlanan ‘Su Kanunu Tasarısı’nda; su varlığımızın miktar ve kalitesinin korunması, geliştirilmesi, doğru ve ekonomik kullanımı, su hasadı, depolama düzeylerinin arttırılması yöntem ve tekniklerinin bütüncül havza yönetimi anlayışıyla, yönetimin devlet sorumluluğunda olması gerektiği belirtilmektedir. Dünya Su Günü’nde, doğal miras olan su varlıklarımızın, yaban hayatının suya ulaşma hakkı gözetilerek, TEMA Vakfın tarafından hazırlanan ‘Su Kanunu Tasarısı’nın yasalaşması için çağrıda bulunuyoruz”