“Down Sendromu Dostluk Yürüyüşü” ile Down Sendrom"lu insanların da mutlu, bağımsız, üretken, toplumla bütünleşen bir yaşam kurabileceklerine dikkat çekilecek...

Kurulduğu günden bugüne birçok sosyal sorumluluk pojelerine imza atan Doret Habib PR İletişim Danışmanlığı ile birlikte yola çıkan Down Türkiye, bu etkinliklerle 100 bin ziyaretçi, 130 bin hane ve 500 bin kişiye ulaşmayı hedefliyor...

Down Sendrom"lu bireylerin bağımsız ya da yarı bağımsız hayatlar kurabilmesini, topluma katma değer yaratarak yaşayabilmelerine olanak sağlayacak her türlü altyapının ve eğitimin gerçekleştirilmesini amaçlayan Down Türkiye, bu konuda başlattığı projelere hızla devam ediyor.

“Down Sendromu Farkındalık Aktiviteleri”nin ikinci ayağını oluşturan “Down Sendromu Dostluk Yürüyüşü” 3 Ekim 2010 tarihinde saat 15:00"de Galatasaray–Tünel arasında gerçekleşti. Toplumun engellilik ve engelli insan algısını pozitif olarak etkilemeyi amaçlayan Down Türkiye, yaptıkları etkinliklerle Down Sendrom"lu insanların da mutlu, bağımsız, üretken, toplumla bütünleşen bir yaşam kurabileceklerine dikkat çekiyor.

Türkiye'de ilk defa düzenlenen yürüyüşe katılanlar Tünel'e kadar davullar eşiliğinde yürüdü. "Hep beraber el ele" ve "Dünya farklılıklarla güzel" yazılı pankartlar eşliğinde yürüyen grup adına konuşan Fery Elhadef, down sendromunun bir hastalık olmadığını belirterek "Amacımız algıları ve toplumdaki yanlış önyargıları değiştirmek ve down sendromlu insanların normal bir hayat yaşayabileceğini herkese göstermekti" dedi.

Milliyet, ülke, sosyal ya da ekonomik farklılık gözetmeden her 800 doğumda bir görülen Down Sendromu, genetik bir farklılık. Bununla birlikte, özellikle 0-3 yaşından itibaren uygulanan düzenli ve disiplinli eğitim programları ile Down Sendrom"lu insanlar da pek çok başarıya imza atarak, toplum içinle anlamlı hayatlar kurabiliyor. Bugün artık eğitim programları sayesinde Down Sendrom"lu çocuklar lise hatta üniversite bitirip, ikinci bir dil öğrenebiliyor, çalışabiliyor...

Her çocuk gibi farklı zeka seviyesine, yetenek ve kişiliğe sahip olan Down Sendrom"lu çocukların kapasitesini maksimum düzeyde kullanabilmesi için zamanında ve doğru desteği alması gerektiğini savunan Down Türkiye, erken eğitim programları, fizyoterapi, dil terapisi, oyun grupları gibi seçeneklerin aileler tarafından iyice değerlendirilip, doğru kaynaklara ulaşılarak karar verilmesi gerektiğinin altını bir kez daha çiziyor.