Topbaş, yerel seçim çalışmaları kapsamında Silivri'de Atatürk Meydanı'nda halka seslendi.

Yaptıkları işleri sağır sultanın duyduğunu, ancak muhalefetin duymadığını savunan Topbaş, ''Dosyalarla geldiler, dosyalarla gidecekler. Sözüm ona işleri devamlı takipçilik'' dedi.

Muhalefetin yanına aldığı medyayla birlikte 7 koldan saldırdığını kaydeden Topbaş, aile şirketinin kapısındaki güvenlik görevlisine de bu medya desteğinin yarısı kadar destek verilmesi halinde Türkiye gündemine çıkacağını, ancak halkın desteğini alamayanların asla bu ülkede söz söyleme hakkı olamayacağını söyledi.

Medyada çıkan haberleri de eleştiren Topbaş, ''Seçimlerde medyanın etkisi yüzde 3. Sanki bu seçim medya ile bizim aramızda geçiyor'' diye konuştu.

CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Sayıştay raporuyla ilgili iddialarına da değinen Topbaş, Sayıştay'ın soruşturmasının rutin bir işlem olduğunu anlattı. Topbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''İşi bildiği halde, kurnazca düşünerek, sizleri cahil yerine koyarak, 'anlamayacaklar nasıl olsa, büyük laf edeyim' diyerek 'Bu paralar nerede? Bu işler nerede? Falan kim, filan kim?' Onları anlatmaya kalksan ötekini getiriyor. Onlarla geçirecek vaktimiz yok, ilçeler hizmet bekliyor. Biz hiç soru sormuyoruz, iş yapıyoruz. Bunlar, kaos, karanlık, zillet, çöp, çamur, çukur, hava kirliliği demek, bunların künyesinde bu yazılıdır, başka bir şey yok. Bunların işi sadece engel çıkarmak, işi durdurmak... Kendilerince bir organizasyon yapmışlar, yandaş medyayı da organizenin içine almışlar, beraberce acaba hayal ettiklerimizi gerçekleştirebilir miyiz? İstanbul sizlere bir kaç numara fazla gelir, sizin gücünüz yetmez. Geldikleri gibi gidecekler.''

''GENÇLİĞİMDE PEHLİVANLIĞIM DA VAR''

Topbaş, Kılıçdaroğlu'nu kendisi ile ilgili sorulara yanıt vermemekle eleştirerek, muhalefetin İstanbul'un projelerini birlikte konuşma teklifiyle ilgili, ''Ne anlarsınız siz, ne kadar bilginiz var. Diyorsunuz ki 'Şu başkanı bir yere düşürebilsek, bir aşağı çekebilsek' Ha şunu söyleyim, gençliğimde pehlivanlığım da var. 3'ü, 5'i, 7'si değil, 17'si, 27'si birlikte gelsin, toplasınlar bütün yandaşlarını, geçsinler karşımıza, daima hak ve halktan yana olanlar galip gelir'' dedi.

CHP'nin, Atatürk'ün kurduğu partinin mirasını yediğini ve mirasını tükettiğini savunan Topbaş, demokratik bir ana muhalefet partisi istediklerini söyledi.

Kılıçdaroğlu'nun ''her evden birini sigortalı yapma'' söylemiyle torunun sigortalı yaptığı için günah çıkardığını ifade eden Topbaş, ''Bir de her sıkıntılı insana 600 lira vereceğini söylüyor. Bunlar hayal satıyor'' diye konuştu.

Silivrilileri oy kullanmaya davet eden Topbaş, şunları söyledi:
''Silivri'nin dışında başka yerlerdeki konu, komşu, akrabalarınıza alo deyiniz. Gün, bugün. Eğer AK Parti çok güçlü çıkar, CHP düşerse sayın Baykal gidici. Çünkü sayın Baykal'ın nefesi Rodos'a kadar yüzmeye yetmedi. Ama o da kafi gelmeyecek, bu seçim böyle bir seçim. Bu noktaya getirdiler. Bu seçimi medya mı kazanacak, halk mı, millet mi kazanacak? Son sözü siz söyleyeceksiniz. Gidin reyinizi verin, el mi yaman bey mi yaman göstereceksiniz.''

Vatandaşın İstanbul'un yönetimini kendisine emanet ettiğini belirten Topbaş, ''Bu emanetin ne olduğunu bilinciyle, tüyü bitmemiş yetimin hakkının bilincini bugüne kadar taşıdım. Asla kimseye bilerek hiç bir şey yedirmedim, yemedik de... Kişi karşısındakini kendisi gibi zanneder'' dedi.
Kadir Topbaş'ın konuşması sırasında vatandaşların açtığı ''Ne padişahız ne kral, hizmetkarız, hizmetkar'' ve ''AK Parti'yi çekemeyenler anten taktırsın'' yazılı pankartlar dikkati çekti.

SABAH