CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nın açtığı bir tazminat davası, Başbakanlık’ın 28 Şubat döneminde Batı Çalışma Grubu’nun (BÇG) yaptığı iddia edilen fişleme dosyasını halen arşivinde tuttuğunu ve imha etmediğini ortaya çıkardı. Başbakanlık, CHP liderinin bu nedenle açtığı tazminat davasına gönderdiği savunmada, “fişleme” dosyasını yargının talebi üzerine mahkemeye gönderdiğini belirterek “Dosyanın herhangi bir suretli kabullenicisi, olurlayıcısı, savunucusu veya takipçisi değiliz” dedi.

Kılıçdaroğlu, 15 Nisan 2008’de “Kılıçdaroğlu’na BÇG fişlemesi” başlığıyla bir haber yayımlayan Bugün gazetesi aleyhinde 20 bin liralık tazminat davası açtı. Davaya konu haberde, BÇG’nin Kılıçdaroğlu hakkında “fişleme raporu” hazırladığı iddia edildi. Haberde, söz konusu BÇG raporunda Kılıçdaroğlu’nun “Kürtçü-bölücü-mezhepçi” olduğu, SSK Genel Müdürlüğü yaptığı dönemde “yolsuzluk yaptığı şeklinde bilgiler” yer aldığı ifade edildi. Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, gazetenin avukatları, söz konusu raporun Başbakanlık’tan sorulmasını talep etti. Mahkeme de bunun üzerine 3 Mart 2009’da Başbakanlık’tan bu raporu istedi. Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü, 15 Nisan 2009’da Kılıçdaroğlu hakkındaki “fişleme raporu”nun varlığını doğrulayarak, arşivde bulunan raporun onaylı suretini gönderdi.

RAPOR AVUKATLARA VERİLMEDİ

Mahkeme, “gizli” ibareli olduğu gerekçesiyle gelen raporu Kılıçdaroğlu’nun avukatlarına vermedi. Sadece mahkemede incelenmesine izin çıktı. Raporun ardından CHP lideri Kılıçdaroğlu, gazeteye açılan davayı bırakıp bu dosyayı mahkemeye gönderen Başbakanlık aleyhinde 100 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Kılıçdaroğlu’nun avukatı Mirat İlsu Çatak’ın idare mahkemesine verdiği dilekçede, söz konusu Başbakanlık raporunun hangi kurum/kişi tarafından hazırlandığı, hangi makama, kuruma veya kişiye hitaben sunulduğu hakkında hiçbir bilgi içermediği, sadece Başbakanlık damgası ile “gizli” ibaresi bulunduğuna dikkat çekildi.

İşte raporda yer alanlar...

“... Başbakanlık’ın raporun hazırlanmasında 11 yıl süresince içerdiği iddialarla ilgili olarak hiçbir yasal girişimde bulunmaksızın kayıtlarda tutulmasında ve siyasi birtakım hesaplarla, müvekkilimin kamuoyu gündeminde olduğu, toplumun büyük desteğini, sempatisini kazandığı bir dönemde siyasi menfaat sağlamak amacıyla ‘gizli’ ibareli ‘rapor’ olarak adlandırılan belgenin basına verilerek dışarıya sızdırılmasında, müvekkilimi tüm kamuoyu önünde vatan hainliği ile itham edilip şerefi, onuru ve saygınlığına saldırı teşkil eden ağır, asılsız iftiralarda bulunulmasını sağlamakla, buna imkân yaratmakla ağır hizmet kusuru işlediği açıktır. Müvekkilim idarenin eylemleri nedeniyle kişilik hakları ağır surette ihmal edilmiştir.”

Başbakanlık ise davanın görüldüğü Ankara 1. İdare Mahkemesi’ne yazılı savunma gönderdi. Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Kasım Davas imzasının yer aldığı dilekçede, dosyanın; Bugün gazetesine açılan davaya mahkemenin isteği üzerine gönderildiği iddia edildi.

'GİZLİ' OLMA NEDENİ YETKİSİZ ŞAHISLARIN ELİNE GEÇMESİNİ ÖNLEMEK

Raporun “gizli” ibaresine sahip yazı ekinde gönderilmesinin nedeninin ise bunun yetkisiz şahısların eline geçmesini önlemek ve Kılıçdaroğlu’nun kişilik haklarını korumak için yapıldığı öne sürülen dilekçede, şöyle denildi:

“Başbakanlık, mahkemenin ara kararıyla istenilmesi nedeniyle yasal bir zorunluluk altında mahkemeye sunulan dosyanın herhangi bir suretli kabullenicisi, olurlayıcısı, savunucusu veya takipçisi olmamıştır. İdarenin, söz konusu dosyaya dayanılarak ya da ondan hareketle tesis edilmiş hiçbir işlem veya eylemi bulunmamaktadır. Mahkemeye gönderilen dosyanın idarece ‘rapor’ olarak sunulduğu iddia edilmektedir. Ancak bu adlandırma mahkemeye aittir.”