Haziran ve Temmuz 1980’de 57 kişinin öldürüldüğü, yüzlerce Alevi yurttaşın yaralandığı Çorum olaylarının yıldönümünde Radikal gazetesine konuşan dönemin Çorum Başsavcısı Ertem Türker “Benim korumam Çorum olaylarındaki bir cinayetten mahkûm oldu” dedi. 
Devletin aymazlık içerisinde olduğunu, polislerin sağcılarla birlikte Alevilere ve solculara karşı silahla çatıştığını anlatan Başsavcı Türker, katliamın etnik ve mezhepsel amaçlı olduğunu belirtti. 

Çorum’da, 1976-1981 arasında Başsavcı olarak görev yapan Türker, şunları söyledi: 

DAVALAR BİRLEŞİK GÖRÜLMELİYDİ: Çorum’da Amerika kaynaklı bir oyun oynandı. Kamu görevlileri olarak oyunun aktörü olduk. Çorum davaları 3. Ordu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nde, Erzincan’da görüldü. Davalar ayrı ayrı; sıradan öldürme, yaralama ve hakaret davası gibi muamele gördü. Oysa hepsi irtibatlıydı. Davaların sağlıklı sonuçladığına inanmam. 

DEVLET AYMAZLIK İÇİNDEYDİ: Yeterince önlem alamadık. İdareciler aymazlık içindeydi. Birkaç gün önce Ankara’da Bakan Gün Sazak öldürülmüştü. Olaylar “Çorum’a geliyorum” diye bağırıyordu. Çorum Valisi’ni uyardım. Vali, emniyet müdürüne sordu. Emniyet müdürü, ‘Korkmayın tedbirinini aldık’ dedi. Olayların ‘Geliyorum’ dediği dönemde, biz atış eğitimi ve talim yapıyorduk, kim atış yapacak da akşam yemeği alacak diye. Bu büyük bir aymazlıktı. 

POLİSLER TARAF TUTTU: Adliye ve jandama tarafsızdı. Polis çok taraflı davranmıştır. İktidar tarafında durmuştur. Polis ‘Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz’ diyen Başbakan Demirel’in yanındaydı. İktidarın gözüyle bakıyorlardı. Onlara göre, Aleviyseniz peşinen komünistsiniz, komünistseniz Sovyetler’densiniz, düşmansınız demekti. 

Koruma cinayet işledi 
Bazı polisler Alevilere ve solculara karşı çatışıyordu. Polis korumam Ekrem Bağna üç polisle birlikte cinayetten hüküm giydi. Korumalığımdan ayrıldıktan hemen sonra olaylarda yanlı hareketleri olmuş ve mahkûm olmuştur. Cinayetten... (Ekrem Bağna Çorum’da Servet Yıldırım isimli bir kişiyi dört polisle birlikte öldürmekten 36 yıl hapis cezasına mahkûm oldu.) 

Alevilerin üzerine düşmanca gidilmiştir. Bu acıyı içinde duyanlardan birisiydim. Hafızam beni yanıltmıyorsa 50 küsur kişi ölmüştür. Bazıları işkence yapılarak öldürülmüştür. Polisin yanlı davranışlarına misal vereyim: Telefonla ihbar alıyorum. Tarlada ölü var diyorlar. Polisi gönderiyorum. ‘Ölüyü bulamadık’ diyorlar. Çünkü ölen, Alevi! Sağcı olsa hemen bulunuyordu. 

‘Zamanaşımı var artık’ 
AYNI SİLAH: Çorum, silah tüccarlarının oyun sahası oldu. Aynı silahla sağcı da solcu da öldürülüyordu. Birkaç silahı tespit ettim. 

SOYKIRIM KOKUYOR: Bence artık zamanaşımı var. Çorum, soykırım mıydı? Biliyorsunuz, onda zamanaşımı yok. Ama soykırıma sokmak da mümkün değil. Öyle kokuyor ama... Mahalle ağzıyla söyleyeyim; sen benden değilsin! Sen Alevisin! E, ne olacak? Sen komünistsin! Amaç bunları ortadan kaldırmaktı. Şanslıysanız, önce Müslüman dünyaya gelirsiniz. Biraz daha şanslıysanız, Hanefi mezhebinden. 
E, bunların mezhebi Alevi olunca...

RADİKAL