Dolum parfümler son yıllarda ülkemizin dört bir yanında sektör hale gelerek markalaşmış durumda. Son yıllarda, bazı dolum parfüm markaları ve işletmecileri zincir şeklinde mağazalar açarken, büyük alışveriş merkezlerinde dahi açık dolum parfümler satılabiliyor. Aydın Adnan Menderes Bulvarı ile Aydın"daki alışveriş merkezlerinde de bu tip satış mağazalarını görmek mümkün.
Adnan Menderes Bulvarı üzerinde uzun yıllardır perakende kozmetik ürün satışı yapan kozmetik mağazası sahibi Musa Özdemir yaptığı açıklamada, ünlü markaların orijinal parfümleri yanında, tüketicinin isteği doğrultusunda dolum parfümlerinden de sattıklarını kaydetti. Dolum parfümlerin nasıl olması gerektiğini de anlatan Özdemir; “ Bazı dolum parfümler ürünlerinde şişeler tekrar doluma tabi tutulması için ağzı açılabilir olarak üretiliyor. Parfümlerin içinde alkol vardır. Alkolün uçucu olduğunu düşünürsek, açılabilir şişeler kokunun tarzını değiştirebiliyor” dedi. Orijinal parfüm fiyatlarının, dolum parfümlerden daha yüksek olduğu için tüketicilerin takviye amacıyla dolum parfüme yöneldiğini ifade eden Özdemir; “Her şeyden önce sıkılan kokunun miktarına dikkat edilmeli. Koku az veya çok sıkıldığında, kokunun tarzı değişir. Parfüm az sıkıldığında, kokunun kalıcılığı azalır, çok sıkıldığında ise koku gerçeğinden dışarı çıkar. İyi parfüm, ilk sıkıldığında çok yoğun kokmaz, tenle bütünleştiğinde koku kalıcı olur. Kötü parfüm ise ilk sıkıldığında yoğun biçimde algılanır, ancak kalıcı olmaz ”dedi. Özdemir açıklamasında kaliteli ve kalitesiz parfümü de ayırmanın gerekliliğine işaret ederken, “Kalitesiz parfüm kullanımında tende kaşıntı, kızarıklık gibi unsurlar görülebildiğini duyuyoruz. Ayrıca parfümün vücudun güneşle temas edilebilecek yerlere sıkılmamasını tavsiye edebiliyoruz” diye konuştu.
Dolum ve açık parfümler ile ilgili İHA muhabirine açıklama yapan Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Didem Evci, “Parfüm güzel kokabilir ancak sağlıklı olması önemli” dedi. Doç. Dr. Didem Evci açıklamasında; “1995"li yıllarda ülkemizde baş gösteren açık parfüm satışı günümüzde giderek her köşe başında açık parfüm büfelerine dönüştü. Aslında açık parfümü biz 1995"lerden daha önce kullanıyorduk. Çocukluğumda Isparta"nın muhteşem gül bahçelerinden topladığımız gülleri şişelere su içine koyar ve parfüm gibi kullanırdık. Parfümün tarihi incelendiğinde de markalar döneminden önce bütün parfümlerin kişisel şişelerde, doğal veya sentetik kokulu yağlar, su ve alkolün belirli oranlarla karıştırılması ile elde edilen hoş kokulu sıvılar olarak tüketildiği görülmektedir” dedi. Evci, “Teninize doğal güneşin bile olumsuz yönde etkisi varken, adını bile bilmediğiniz bir yabancı maddeyi nasıl düşünmeden sürebilirsiniz?” diyerek açık parfümlerin riskleri ve yasal düzenlemeler hakkında bilgiler verdi. Yasal düzenlemeler hakkında konuşan Evci, “Türkiye"de kozmetiklerle ilgili 24/3/2005 tarihli ve 5324 sayılı Kozmetik Kanununun 7 nci maddesine dayanılarak ve Avrupa Birliği Kozmetik Mevzuatının 76/768/EEC sayılı Konsey Direktifi ile 96/335/EC sayılı Komisyon Kararına paralel olarak hazırlanmış 23.05.2005 tarih ve 25823 sayılı Kozmetik Yönetmeliği bulunmaktadır. Bu düzenlemede, Satışa hazır şekilde ambalajlanmamış, satış yerinde müşterinin isteği ile ambalajlanan veya anında satılmak üzere satış yerinde önceden ambalajlanmış kozmetik ürünler için de gerekli her türlü tüketiciyi bilgilendirici ve imalatçı-satıcıların sorumluluğunda olan bilgilerin belirtilmesi istenmektedir. Aynı yönetmelikte “Kozmetik ürünlerin dolum yerleri ve dolum şartlarına dair esaslar, İyi İmalat Uygulamaları Kılavuzunda düzenlendiği şekilde uygulanır şeklinde bir atıf bulunmaktadır.” diye konuştu. Evci açıklamasında, denetimlerin Sağlık Bakanlığı tarafından yapıldığına işaret ederek; “Yönetmeliğe göre “Kozmetik ürünlerin üreticileri, sadece bu Yönetmeliğe ve Eklerine uygun olan kozmetik ürünlerin piyasaya arz edilmesi için gerekli tedbirleri almakla ve İyi İmalat Uygulamaları Kılavuzuna göre üretim yapmakla yükümlüdürler. Kozmetik ürünlerin üretim yeri denetimleri, piyasa gözetim ve denetimi ile denetim kapsamında numune alma, uyarı, geri çekme, imha, üretim yerinin ıslahı ve kapatılması hususları Bakanlık tarafından belirlenir. Bunlara ek olarak insan sağlığına etkileri konusunda en önemli düzenleme de şudur: “Kozmetik ürünün kullanılması sırasında bir sorun çıkması halinde hızlı ve uygun müdahale yapılabilmesi amacıyla, ürün piyasaya arz edilmeden önce, ürünün formülünün ve istenen diğer bilgilerin, Bakanlık Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı bünyesindeki Zehir Danışma Merkezine verilmesi gerekir” dedi.
Dolum parfümlerde, en çok korkulanın sağlıklı ve güvenli eğitim olduğunu kaydeden Evci, “Satış koşulları sağlanamadığı için kozmetiklerin içermemesi gereken maddelerin bulunması, kullanım süresi geçmiş ürünlerin satışa sunulması ve bu nedenle tüketicilerde ortaya çıkan sağlık sorunlarıdır. Açık parfümün hazırlanışında kullanılan su bile sağlıklı olmalıdır” dedi.
Halk sağlığı açısından da dolum parfümleri değerlendiren Evci; “Her yabancı madde gibi tenimize değen açık parfümler alerjik reaksiyonlara yol açabilir, koku aracılığı ile akciğer hastalıklarına zemin hazırlayıcı veya var olan hastalıkları tetikleyici olabilirler. Baş ağrısı, migren ağrılarında artış gibi belirtiler verebilir. Renklendirme, yoğunluk arttırma gibi nedenlerle eklenen ek maddelerin de sağlık etkileri unutulmamalıdır. Sonuçta bir kimyasal maddenin etkisinde kalıyorsunuz. Türkiye"de bu konuda halk sağlığı alanında bilimsel çalışmaların da olmadığı görülmektedir. Sanırım bugün itibariyle bu alanda uzmanlarımız çalışmalar yapmaya başlayacaktır. Aydın ölçeğinde Sağlık Müdürlüğümüz ile işbirliğinde bu tür bir çalışma yapmaktan büyük mutluluk duyarız” diye konuştu.