CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"ın, “Temiz Eller Operasyonu” açıklamasını eleştirerek, “Sen dokunulmazlıkların arkasına saklanacaksın, 13 tane yolsuzluk dosyan olacak, Temiz Eller Operasyonu yapacaksın. Sonra da Baykal engelliyor diyorsun. Çık karşıma. Recep Tayyip Erdoğan"ın ve Deniz Baykal"ın, ikisinin dokunulmazlığını kaldıralım da Temiz Eller Operasyonu başlayıversin” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, bu sabah Anadolu Jet"in tarifeli uçağıyla saat 08.00"de Ankara"dan Trabzon"a geldi. Baykal"ı havalimanında CHP"li Trabzon Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu, CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, CHP Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu ile yaklaşık 100 kişilik partili topluluğu karşıladı. Havalimanında kendisini karşılayanlarla tek tek el sıkışan Baykal'a kadınlar büyük ilgi gösterdi.

MAYDANOZLU KAHVALTI

Baykal, daha sonra parti otobüsüyle otele geldi ve il örgütüyle kahvaltı yaptı. Baykal, kahvaltı sırasında yanına gelen 14 yaşındaki Olgun Tekçi adlı çocuğu severek bir süre sohbet etti ve “Benim çocukluğuma çok benziyorsun" dedi. Bu arada Baykal"ın kahvaltının başında bol bol maydanoz yemesi dikkat çekti. CHP liderinin masada bol miktarda yeşillik bulundurulması için talimat verdiği de ifade edildi. Kahvaltı masasında maydanozun yanı sıra roka da bulunduruldu.

TÜRDBANLI İLE FOTOĞRAF

Kahvaltının ardından Baykal"ın yanına gelen Pakize Gürsoy adlı türbanlı kadın, “Kültürümüzde türban değil, başörtüsü vardır. 7 yaşından beri takıyorum. Bugüne kadar kimse beni türbanımı çıkarmaya zorlamadı. Bunu böyle tartışılır hale getirenler utansın” dedi. Baykal da kadının elini tutarak gülümsedi ve birlikte poz verdi. Şehir turunun ardından Trabzon Belediyesi"ni ziyaret eden Baykal"a, Trabzon Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu kemençe hediye etti. Baykal bir süre kemençeyi çalmayı denedi.

Baykal ve beraberindekiler daha sonra Trabzon Belediyesi tarafından yapımına başlanan Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi"nin açılışına katıldı. Açılış öncesi telgrafların okunması sırasında, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile AKP Trabzon milletvekili Asım Aykan"ın isimleri okunduktan sonra kalabalıktan "yuh" sesleri yükseldi.

BORÇ 500 MİLYAR DOLAR OLDU

Deniz Baykal, burada yaptığı konuşmada, Türkiye"de yeni bir döneme geçildiğini belirterek, “Demokrasilerde bu iş böyledir. İktidarlar gelir gider. Hiçbir iktidar ebedi değil. Öyle anlaşılıyor ki Türkiye"de iktidar değişimi dönemine gelinmiştir, yaklaşılmıştır. 6 yıl bir millete tek parti hükümeti içinde hizmet etmek imkanı müstesna bir imkandır. Bu imkan herkese nasip olmaz. Bunu en iyi şekilde kullanmak gerekirdi. Gönül isterdi ki hükümet bu 6 yılı, ekonominin temel sorunlarını çözmek, halkın sıkıntılarına çare bulmak, bölgesel kalkınmayı gerçekleştirmek, ülkeyi birbiriyle kaynaştırmak için kullansın. Ama geldiğimiz noktada bunu söylemenin mümkün olmadığını rakamlar bize söylüyor. Türkiye baştan aşağıya borçlu. Bunlar geldiğinde toplam borcumuz, 2002 yılının Kasım ayında 220 milyar dolardı. Yani, 85 yıllık cumhuriyet tarihinin, 58 hükümetin borcu. Bunların zamanında 500 oldu 500. 280 milyar dolar ek borç yaptılar 6 yılda. Bir barajın temelini atıp bir kurdelesini kesme noktasına getirdiler mi? Bir santral açtılar mı? Eldekini avuçtakini sattılar. Etibank, Sümerbank, Demir Çelikleri sattılar. Ne varsa sattılar. Satmakla kalmadılar, sonra da CHP taş taş üstüne koymadı dediler. E vicdansız, a insafsız. Senin gününü gün ettiğin paralar, fabrikaları satmakla elde ettiğin paralar nereden geldi? Hiç olmazsa dön de sana bunları teslim edene bir teşekkür et, hakkını teslim ediver, takdir et” dedi.

AYRIŞMA TEHLİKESİ

Türkiye"de son 6 yılda siyasetin de yoluna girmediğini vurgulayan Baykal, toplumda ayrışma tehlikesine dikkat çekti. Baykal şunları söyledi:
“Birbirine kuşkuyla bakan bir topluma doğru dönüştürülmek isteniyor ülke. Devletin zirvesinde uyum, huzur ve kardeşlik var mı? İktidar mahkemeyle, yargı organlarıyla kavgalı. Üniversiteyle kavgalı. Bu olur mu? Devletin tepesinde kavga edersen toplumu nasıl kucaklayacaksın. Durduk yerde yeni kavgalar başlıyor. Dışişleri Bakanı Avrupa"ya gitti? Buna "Hıristiyanlara baskı yapıyorsunuz" dediler. "Haklısınız" dedi. "Biz çoğunluk Müslüman"a da baskı yapıyoruz" dedi. Diyen kim, Türkiye"yi savunacak adam. Güya onlara yaranacak. Onlar Türkiye aleyhine bir söylerse bu üç söyleyecek. Onların gözüne girecek. Sen 6 yıldır o baskıya niye son vermedin. Ne demek Müslümanlar"a baskı yapmak. Türkiye bin yıldır müslüman. Dünyaya İslamiyet"i biz taşıdık. Bu millete İslamiyet baskısı yapacak kim var? Sen kim oluyorsun, çekil aradan. Acaba onun kafasındaki İslamiyet"le sizin yaşadığınız arasında fark mı var? Mesele o mu? İşte bu çok tehlikeli. Biz bütün dünyaya örnek olan Müslüman bir ülkeyiz. Sen Türkiye"nin İslamiyetini değiştirirsen, sen bu kez Ortadoğu"daki ülkelere, Irak"a, Lübnan"a, Filistin"e benzemeye başlarsın. Irak"ta herkes Iraklıyken sorun yoktu. Şimdi Arap var, Sünni var, Şii var. Sonuç, 1 milyon Iraklı öldü. Türkiye"de böyle bir şey olsun istemiyoruz. Biz hepimizi inancımızı, mezhebimizi, etnik kökenimizi özgürce yaşıyoruz. Dindar olanlar olmayanlar, bizden olanlar olmayanlar, tarikattan olanlar olmayanlar, yok öyle şey. Sakın bunlara fırsat vermeyin” diye konuştu.

Herkesin Türkiye"de huzur içinde yaşamak istediğini de vurgulayan CHP Genel Başkanı Baykal, “Devletin temelini atanlar en güzel şekilde bırakmışlar. Devletin temeli, mayası sağlam. O mayada insanlar arasında ayrım yapmamak var. Hepimiz kendi kimliğimiz ile gurur duyarız ama hepimiz ay-yıldızlı bayrağın altında yüreğimiz titreyerek bir araya geliriz” dedi.

KOÇ, SABANCI ALAMADI O KADAR KREDİYİ

Baykal, yolsuzluklardaki duruma da değinmek istediğini vurgulayarak, “Yolsuzluk sorunları çözüldü mü? Başbakan gazetecilere sardı. Gazetecilik, gaz ete sahipliği onu ilgilendirmeye başladı. Sabah - ATV satılacak. Almak isteyenlerin hepsi yarı yolda devre dışı kaldılar. Tek kişi teklif verdi. Sen kredi kartı borcunu ödeyemiyorsun ama başbakanın damadının genel müdür olduğu şirkete 700 milyon dolar kredi veriyorsun vatandaş olarak. Koç, Sabancı alamadı o kadar krediyi, damat aldı. Onların hesabı sonra görülecek” dedikten sonra konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Gözaltı uygulamaları çıktı. Ülkede sıkıntı var. 13 aydır iddianame yok. 12 Eylül döneminde olmadı bu. Darbe dönemlerinde olmadı. Bu bir zulüm. 13 ay iddianame ortaya koymadan insanlar gözaltında tutulur mu? Birisini gözaltına aldılar, dediler ki, "Bu işin kasası. Para burada." Adamın 11 ay sonra cesedi çıktı cezaevinden. Cenazesini evine nakledecek para bulamadılar. Kadın perişan. Bir kuruş para yok. Bunlar insan haklarına demokrasiye aykırı, yanlış. Bunları şikayet ettim, dediler ki "bunların avukatı mısın?" Ben ana muhalefet lideriyim. Her mazlumun avukatı olmaktan şeref duyarım. Başbakan baktı olmayacak. Konuyu kaydıracak ya, "mafyaya karşı çetelere karşı savaş açtık. Baykal onların avukatlığını yapıyor" dedi. Ben Türkiye Cumhuriyeti"nin avukatlığını yapıyorum, hukuk devletinin avukatlığını yapıyorum. Ama sen konuyu çetelere getirmek istiyorsan onu da konuşalım.”

TEMİZ ELLER ELEŞTİRİSİ

Baykal, Başbakan Erdoğan"ın başlattığı Temiz Eller Operasyonu"nu da eleştirdi ve, “Temiz Eller yapıyoruz" diyorsun. Sen kim onu yapmak kim. Temiz Eller Operasyonu yapacak adamın önce kendi elinin temiz olmazı lazım. Temiz Eller Operasyonu dokunulmazlıklar kaldırıldığı zaman olur. Sen dokunulmazlıkların arkasına saklanacaksın, 13 tane yolsuzluk dosyan olacak. Sonra da "Baykal engelliyor" diyorsun. Hadi anayasadaki maddeyi değiştirme, hadi tüm milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırma. Ama çık karşıma, Recep Tayyip Erdoğan ve Deniz Baykal"ın, ikisinin dokunulmazlığını kaldıralım da Temiz Eller Operasyonu başlayıversin. Var mı? Orada da yok. Temize Eller operasyonuymuş. Yazarları, 30 yıl şerefle hizmet vermiş, terör örgütü peşinde dağlarda canını tehlikeye atmış 4 yıldızlı generalleri gözaltına alacaksın, sonra da Temiz Eller yapıyorum diyeceksin. Sen elini onlardan çek, yanındaki enerji mafyasına, ihale mafyasına bak” diyerek sözlerini noktaladı.