YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, hekimler arasında yan dal uzmanlığı yapanların mecburi hizmet zorunluluğu ile ilgili de değerlendirmede bulunarak, yan dal uzmanlığı sonrasında mecburi hizmetin kalkması yönündeki talepleri ''olumlu karşılamadığını'' söyledi.

Özcan, AA muhabirine önümüzdeki günlerde gerçekleştireceği ABD seyahatinin gerekçesi, Tam Gün Yasası ve sonrasındaki süreçte YÖK'ün tutumu, Türkiye'deki üniversitelerde yapılan yayınlar, patentin önemi, yan dal ve mecburu hizmet gibi gündeme ilişkin konularda açıklamalarda bulundu.

Hekimler arasında yan dal uzmanlığı yapanların mecburi hizmet zorunluluğu ile ilgili de değerlendirmede bulunan Özcan, yan dal uzmanlığı sonrasında mecburi hizmetin kalkması yönündeki talepleri ''olumlu karşılamadığını'' vurguladı.

''Bunu yapmak istemem'' diyen Özcan, ''Çünkü, bence çok yüce bir iş yapıyorlar. Her ne kadar zorsa da, bunu yapan hocalarımızı omzumda taşırım. Hiçbir öğretim üyesinin bir yerden başka yerde görev yapmadığı bir ortamda hocalarımız 4 defa bu görevi yapıyorlar. Bundan üniversite hastanelerinin faydalanması söz konusu, onları üniversite hastanelerine kanalize edebilirsek... Sağlık Bakanımız, bu duruma olumlu bakıyor. Gaziosmanpaşa'da oldu. Yan dalcılara üniversite hastanelerinde mecburi hizmete Sağlık Bakanımız sıcak bakıyor. Sağlık Bakanlığı hastanelerinin sayısı çok fazla, onların da büyük ihtiyacı var, bizim de ihtiyacımız var'' diye konuştu.

-''YÖK, öneride (Tam Gün Yasası ve son çıkan KHK) bulunmakta biraz geç kaldı''-

Özcan, Tam Gün Yasası ve üniversite hastanelerinde görev yaparken dışarıda muayenehanesi olan ya da başka bir yerde çalışan akademisyenlerle ilgili olarak ''YÖK'ün öneride bulunmakta biraz geç kaldığı'' eleştirisinde bulundu.

''Geç kaldım sayılabilir, öğrenmem 2 senemi aldı. 2 senede dinledim, seyrettim gözlemledim'' diyen Özcan, şunları kaydetti:

''YÖK biraz öneride bulunmakta geç kaldı. Bizim aslında öncesinde model sunmamız gerekir, ama bizim modelimiz yoktu. Zaten bütün sıkıntı bundan çıkıyor. Biz nasıl yapmak istediğimizi söylemedik, üzerinde çalışıyoruz.

Bence biz üniversitedeki hocaların üniversitede tutalım bir şekilde. Geri çağıralım mümkünse, o düzeni bozmayalım. Bizim başka kaynağımız yok doktor için. Vakıf üniversitelerinin tıp fakülteleri henüz o seviyede değil. YÖK açısından en önemli şey doktor yetişmesi ve ülkemizin doktora olan ihtiyacın karşılanmasıdır. Biz bir şeyi endişe ile karşılıyorsak, endişemizin kaynağı bu. Yoksa para meselesinin peşinde değiliz. 'Doktor 10 alıyor, ben 5 alıyorum' diye kendimi kötü hissetmiyorum. Çünkü, zamanında benim hayatımı kurtarıyorlar. Ufacık bir müdahale ile beni hayata döndürüyor.''

-Sağlık turizmi-

Özcan, son yılların gözde alanlarından sağlık turizminde de Türk üniversitelerinin adını duyurmak için ve Türkiye'nin bu alanda da hak ettiği payı alabilmesi için rektör, dekan ve diğer alandaki diğer yetkilerle birlikte ABD'ye gideceğini söyledi.

Seyahatin eğitim ile değil, sağlık turizminin geliştirilmesi hakkında olduğunu belirten Özcan, Türkiye'de sağlık turizminin gelişmesi için uğraştıklarını vurguladı. Özcan, artık bu alanın hem ülkelerin tanıtımına hem de ekonomiye büyük katkı sağladığını ifade ederek, şöyle devam etti:

''Amerika'da 23-29 Ekim tarihleri arasındaki 4. Global Sağlık Turizmi Kongresi'ne katılacağız. Biz de buna üniversitelerin katılmasını sağlayacağız. Daha çok vakıf üniversiteleri tarafından gerçekleştiriliyor, buna devlet üniversitelerini de dahil etmek istiyoruz. Ben, sadece hocalarımızı teşvik için oradayım. Kurumun başındaki insan giderse insanlar daha bir şevkle iş yapıyorlar. Sağlık turizminde payımızı almak istiyoruz.

Toplantıya, daha çok vakıf üniversiteleri katılıyor. Kongreye, bu alanda hizmet sunanlar ile hizmeti talep edenler geliyor. İkili görüşmelerle ameliyatların masrafları ve tedavi şekilleri karşılıklı olarak konuşuluyor ve kontrat imzalanıyor. Anlaşmalar hemen orada yapılıyor. Kongrede 15'er dakikalık randevular veriliyor, konuşuluyor ve taraflar kabul ederse hemen imza atılıyor.

Kongreye, 17'si vakıf, 5'i devlet üniversitesinden rektör ya da tıp fakültesi dekanı katılıyor.''

Özcan, ABD seyahatinde bunun dışında Microsoft ve Google'a da ziyarette bulunacaklarını belirterek, ''Orada, üniversiteler için çeşitli uygulamalar var, o uygulamaları görmek istiyoruz. Ayrıca, 10-20 kadar Türk öğrenciye burs imkanı almaya çalışacağız'' dedi.

-Somali'den Türkiye'ye gelen ilk öğrencilerin yerleştirilme işlemi tamamlandı-

Türkiye'nin açlık ve susuzlukla mücadele eden ve buna bağlı çok sayıda kişinin yaşamını yitirdiği Somali'ye ilk günden bu yana yardım eli uzattığını vurgulayan Özcan, Somali'den Türkiye'ye getirilen öğrencilerin yerleştirme işleminin yapıldığını söyledi.

Özcan, ''Yerleştirilmelerini çözdük ancak, sorunlar yaşadık. İlk gelenler yerlerine yerleştirildi. Bir kısmında akreditasyonla ilgili problem vardı, halledebilirsek onları da yerleştireceğiz'' dedi.

-''Patentle ilgili yayında 17. sıradayız''-

Üniversitelerdeki yayın sayısını artırmayı istediklerini belirten Özcan, şunları kaydetti:
''Patentle ilgili yayında 17. sıradayız, ancak atıflı yayınlarda 29. sıralardayız.

Biz YÖK olarak, yayın sayısını çoğaltmak istiyoruz, hocalarımızı onun için teşvik ettik. Şimdi de patent sayısını artırmak istiyoruz; atama ve yükseltme kriterlerinde patenti olan hocaya yüksek puan vermek istiyoruz. Yayından 20 puan alıyorsa, bir patente 40 puan vererek teşvik etmek istiyoruz. Devlet destek verirse, patent masrafını biz üstlenirsek hocalarımızın yapacağını zannediyorum. Ama ülkemiz için bu da yeterli değil, bu patentler raflarda kalıyor. Bunları teknolojiye çevirmek gerekiyor. Ancak, bunların kullanılabilmesi için Türkiye'de büyük şirketlerin olması gerekiyor.

Ülkemizde omurgası o kadar güçlü, imkanları çok fazla olan şirketler olmayabilir. Onun için ABD'ye devredip pazarlamak istiyoruz. Bunu yapan özel şirketler var. Ya o özel şirketlerden birkaçıyla anlaşarak patentlerimizin orada pazarlanmasını sağlayacağız ya da biz kendi şirketimizi kuracağız.''