Seçim rekabetinin en çok hissedileceği Doğu ve Güneydoğu illeri yapılan yatırımlar ve yükselen inşaatlarla açık hava şantiyelerine benziyor. Bu tabloda ön plana çıkan kent Urfa. Farklı etnik kimliklerin barışçıl bir biçimde yaşadığı Urfa için 'Bölgenin tümüne model' görüşünü dile getiriliyor.

Demokratik Açılım sürecinin yansımasının somut olarak ölçüleceği ilk seçimler olması nedeniyle, Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu illeri bu seçimlerde her zamankinden daha büyük bir mücadele alanına dönüşmüş durumda. Siyasette tam bir çekişme sahası olan bölgede, terörün azalmasıyla beraber ekonomik açıdan önemli bir hareketlilik yaşanıyor. Bu da, 12 Haziran seçimlerinde BDP ile özdeşleşen etnik kimlik vurgusunun öne çıktığı politika anlayışı ile Başbakan Erdoğan'ın hizmet siyaseti arasında kıran kırana bir mücadele yaşanacağının göstergesi.

Bölgedeki yeniden yapılanma sürecini ve bunun siyasi altyapısını mercek altına almak için 10 gündür arkadaşımız Cem Türkel ile beraber, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin merkezli çalışmamıza, Tunceli ve Hakkari özelinde de bakma fırsatı bulduk. Bu hafta AKŞAM'da okuyacağınız çalışmamız boyunca gördüklerimizi hem fotoğraflarımız hem de yazılarımızla sizlere aktaracağız.

BÖLGE UÇACAK

GAP'ın merkezinin iki buçuk yıl önce Urfa'ya taşınması ve yatırım bütçelerinin katlanarak artırılması ile bölgenin çehresini değiştirecek yatırımlar son aşamasına gelmiş durumda. Tamamlanmak üzere olan barajlar ve sulama kanallarının hizmete girmesiyle beraber bölgenin görünümü tamamen değişecek. GAP Başkanı Sadrettin Karahocagil, 'Değişim içinde olunca çok görülmüyor ama GAP Şanlıurfa'yı ve bölgeyi çok değiştirdi. Biz geri kalmışlık imajı ve güvenlikle ilgili sorunları giderdiğimiz zaman, bölgenin uçacağını düşünüyoruz. Ama durum mevcut imajdan daha iyi' görüşünde.

İSTANBUL DEĞİL; DİYARBAKIR

Gittiğimiz her kentte gözlemlerimiz de Karahocagil'in ifadelerini doğrular nitelikte. Daha önceleri terör ve korkunun kol gezdiği pek çok ilde yükselen konut inşaatları, açılan alışveriş merkezleri, organize sanayi bölgeleri ve lüks otel inşaatları yükseliyor. Bir yandan da yaratılan sosyal yaşam alanları ve parklarla İstanbul'u aratmayan manzaralar göze çarpıyor.
Uzmanlar, yeni iş kapılarının açılması ve kalkınmanın daha gözle görülür hale gelmesiyle beraber 'geriye göçün' de başlayacağını belirtiyorlar.

Türkiye'nin Irak ve Suriye ile gelişen ilişkileri hem bölge insanına hem de yatırımcıya umut vermiş. Gezdiğimiz bütün iller boyunca duble yollar yapılmış, asker kontrolleri tümüyle bitirilmiş ve insanlar gece sokakta rahatça gezebilecek hale gelmişler. AB sürecinin bir parçası olarak, Doğu ve Güneydoğu illerinin Türkiye ekonomisi ile eşit noktaya getirilmesi için bölgesel kalkınma ajansları oluşturulmuş durumda. Hemen her ilde ziyaret ettiğimiz kalkınma ajansları, hem ekonomik hem de sosyal projeler yolu ile AB'den kaynak alınmasının da önünü açan merkezler olarak belediyeler ile işbirliği içerisinde çalışıyor.

URFA İPİ GÖĞÜSLÜYOR

Şanlıurfa, Diyarbakır ve Mardin üçgeninde en fazla gelişmeyi hissettiğimiz kent, GAP'tan en fazla faydalanan şehir olmasının da etkisiyle Urfa oldu. Bölgenin yükselen yıldızı peygamberler şehri Urfa'ya yatırım yapmak isteyen yatırımcılar adeta sıraya girmiş. Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba, 'Artık eskisi gibi değiliz. Kaliteyi korumalı ve seçici olmalıyız' diyor. Urfa'da 600-700 bin liraya ev satılmaya başlanması da şehirdeki kalkınma hamlesini kanıtlar nitelikte.
Devlet bürokrasisinin elbirliğiyle çalıştığını gözlemlediğimiz Urfa'da, gittiği şehirleri dönüştürmesiyle ünlü Vali Nuri Okutan'la konuştuk. Okutan'ın 'AB'ye giden yol Diyarbakır'dan geçer' ezberini bozan açıklamalar yapması dikkatimizi çekti. Urfa'nın, farklı etnik kökenden gelen insanların yıllardır barışçıl ve sorunsuz biçimde yaşadığı bir labaratuvar konumunda olduğunu belirten Vali Okutan, 'Türkiye'nin gerek bölgeye yönelik, gerekse uluslararası alanda Şanlıurfa'yı merkez edinmesi, bir model olarak görmesi gerek' diyerek yeni stratejinin de sinyallerini verdi. Anlaşılan o ki, Urfa'da gördüğümüz kalkınma hamlesinin bir boyutunda da, devletin uzun vadede Kürt sorunun çözüm sürecinde merkez kenti Diyarbakır olarak görmemesi ve Urfa üzerinden büyük bir dönüşüme hazırlanması yatıyor.

Diyarbakır'da ise, Urfa'daki kadar göze çarpan bir gelişme patlaması hissedilmiyor. Bu durum, biraz halihazırda bir metropol olması; biraz da GAP'tan coğrafi konumu gereği daha az yararlanıyor olması ile de ilgili. Diyarbakırlılar ise, bunun 'Devletin 'Kürt kenti' diye şehirlerine yatırım yapmaması' olarak görüyorlar. 'Urfa'nın kalkındırılarak, Diyarbakır'a karşı kullanıldığı' düşüncesini kentte yaptığımız görüşmelerde pek çok kişi ifade etti. Öyle görünüyor ki, yeni dönemde hem ekonomik hem de siyasi anlamda rekabet Urfa ile Diyarbakır arasında yaşanacak. Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu'ndan Vali Mustafa Toprak'a, ilin en büyük yatırımcılarına kadar pek çok kişinin görüşlerini önümüzdeki günlerde sizlere anlatacağız. Ama, Diyarbakır için en kilit cümlelerden biri, 'İşadamlarının buradan kazandıkları paralarla vefa için Diyarbakır'da iş alanı yaratılması' talebi oldu.

MARDİN BÖLGENİN İNCİSİ

Mardin, diğer iki kentten çok farklı bir biçimde tamamen turizm üzerine geleceğini kurmuş durumda. Şehirde hummalı bir kentsel dönüşüm ve inşaat süreci kendisini hissettiriyor. Bir yandan eski Mardin'de sonradan yapılan yapılar yıkılıp, şehrin sakinleri yeni yapılan lüks binalara taşınırken, boşaltılan eski binaların ise pansiyon ve butik otellere dönüştürülmesi hedefleniyor. Bölgenin turizm cenneti olması planlanan Mardin'de, kentin ilk 5 yıldızlı otelinin inşası devam ediyor.

AŞİRETLERİN GÜCÜ NE KADAR?

Dizimize, geçen haftaya damgasını vuran AKP'nin bölge illerinde aşiret destekli isimleri göz ardı edip, kimi teknokrat, kimi bölge kökenli olmayan isimleri milletvekilliği için aday göstermesi konusuyla başlıyoruz. Çünkü, Doğu ve Güneydoğu illerinde yukarıda biraz anlattığımız ekonomik gelişme ile artan kentleşme sürecinin 'Batı'daki aşiret-siyaset algısında ezberleri bozabilecek değişikliğe yok açtığı' yorumunu pek çok ilde farklı kesimlerden dinledik. Bu da AKP'nin bölgeyi neden çok tartışılan bir teste sokup, risk aldığını anlatması bakımından son derece önemli. Ekonomik gelişmenin, bölgedeki siyasi parametreleri de değiştirmesi kaçınılmaz. Bu nedenle konuyu, bölgeyi iyi bilen isimlerden Mardin Artuklu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. İbrahim Özcoşar ile konuştuk. Röportajımızı yan sayfada okuyabilirsiniz. Yarın, Urfa'dan notlarımızı sizlerle paylaşacağız.

Hazırlayan: ŞENAY YILDIZ / Akşam