Tam 12 yıldır ekranlarda her sezon izledik Erkan Petekkaya"yı. Bazen mahallenin delikanlısı, bazen de ağa olarak karşımıza çıktı. Geçtiğimiz sezon Son Bahar dizisinde yetimhanede büyümüş ama tırmalayarak büyük bir işadamı olmuş Galip karakterine büründü. Ama onun gönlünde sinema yatıyor. Bugüne kadar diziler nedeniyle ara verdiği tiyatroya da dönmek istiyor. Erkan Petekkaya"yla buluşup hem dizisini hem de hayallerini konuştuk.

- Önce Son Bahar"la başlayalım. Dizi önümüzdeki sezon
da devam edecek mi?
Hem kanal hem de yapımcı dizinin arkasında duruyor. Seneye de ekranlarda olacağız.

- Sizi son üç dizinizde hep salon erkeği olarak izledik. Bu rol sizin için çok bildik değil mi?
Hayır, bu diğer rollerden çok farklı. Beyaz Gelincik"te oynadığım rol doğuştan bir ağaydı. Oysa Galip kendi azmiyle başarılı bir işadamı olmuş. Ama dizi başladığında her iki karakter de aynıymış gibi algılandı. Yakın çevrem tarafından da çok eleştiri aldım. Ama çok çalışarak o eleştirileri sildim.

- Dizide evli bir adamsınız ve Sabiha"yla evlilik dışı bir ilişki yaşadınız. Bir de çocuğunuz oldu. Siz gerçek hayatta böyle bir şey yaşar mıydınız?
Kendi hayatım için böyle şeylere cevap vermem. Ama artık modern bir ülkede yaşıyoruz. Böyle şeyler yaşanabilir. Ayrıca Galip karısından iki senedir ayrı yaşıyordu ve sonunda boşandı. İnsan birini seviyorsa, neden ondan çocuk sahibi olmasın ki?

DİZİ PİYASASI ÇOK ACIMASIZ
- Fanlarınız sizi “Karizmatik, gözleriyle oynuyor” diye tanımlıyor. Tam da anılmak istediğiniz yerde misiniz?
Mesleğimde olmak istediğim yerdeyim. 12 yıldır televizyonun içindeyim. Yıllarca bu piyasanın içerisinde ayakta durmak, çok fazla kötü iş yapmamak ve insanlarla ilişkilerini korumak çok zor oldu ama başardım. Çünkü bu çok hain bir piyasa. En ufak bir hatada hemen ayağınız kayıp gidebiliyor.

- Her sezon bir dizide varsınız. Bunun nedeni maddiyatla mı, oyunculuk dürtüsüyle mi alakalı?
Son Bahar"ı bitirdikten sonra dizilere ara vereceğim. Artık çok yoruldum. Sadece film çekmek, tiyatro yapmak ve yurt dışına kaçıp Benim babam zengin değildi ama nasıl yaşayacağımı biliyorum. Sekiz odalı bir evde de, tek göz oda bir evde de yaşayabilirim. Sonuçta ben böyle doğmadım. Ayrıca film çekmek ve tiyatro yapmak için çok büyük paralara da gerek yok.

- Oğlunuz artık dört yaşına geldi. Sizi ekranda görünce nasıl tepki veriyor, şaşırıyor mu?
İlk zamanlar çok şaşkındı. Hem ekranda hem yanındayım diye şok oluyordu. Çocuk neye uğradığını şaşırdı, korktu. Sonra onu sete de götürdüm. Yaptığım işi görsün ve bunun bir meslek olduğunu anlasın istedim.

- Peki sevdi mi oyunculuğu, yapmak istiyor mu?
Aman uzak olsun. Ben başka bir iş yapmasını istiyorum.
Ama isterse tabii ki olsun. Benim için buraya gelmek kolay değildi. Çünkü başaramamak da vardı. Şimdi oğlumun bu mutsuzluğu yaşama ihtimalini düşünmek istemiyorum. Çünkü bu sektörde binlerce kişi var ve en fazla 50 kişi başarıyı yakalıyor.

- Sizi mutluluktan uçuran son olayı hatırlıyor musunuz?
Oğlumun her sabah bana “Babam” demesi beni gerçekten mutluluktan uçuruyor. En büyük hayalim torunlarımı görmek.