Televizyon kanallarında yayınlanan dizi, yarışma, çocuk programı ve reklam filmlerinden oluşan 94 ayrı yapımda yüzlerce çocuğun rol aldığını belirleyen Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), harekete geçti.
 
Üst Kurul, yayın hizmetlerinde çalıştırılan çocukların haklarının korunmasına yönelik düzenlemelerin yapılması için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına başvurdu.
 
RTÜK Başkanı Davut Dursun, çocukların uzun saatler boyunca ve okulda veya yatakta olmaları gereken saatlerde setlerde çalıştırılmasını istismar olarak değerlendirilebileceğini söyledi.
 
Çocuklara yönelik şarkı yarışmaları, çocukların reklamlarda ve dizilerde rol almaları nedeniyle basında yer alan olumsuz haberler ve uzman görüşleri doğrultusunda konunun RTÜK gündemine alındığını belirten Dursun, yayın hizmetlerinde rol alan çocukların istismarının önlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına başvurduklarını bildirdi.
 
Üst Kurul tarafından 04 Eylül–13 Eylül tarihleri arasında yapılan incelemeler sonucunda, 45 reklam filmi, 43 dizi film, 3 çocuk programı ve 3 yarışma programında sayıları yüzlerle ifade edilebilecek kadar çocuk oyuncunun rol aldığının tespit edildiğini kaydeden Dursun, RTÜK tarafından hazırlanan ve geçen hafta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına sunulan raporun ayrıntıları hakkında şu bilgileri verdi:
 
''Raporda, tarihte kabul görmüş en geniş insan hakları belgesi olarak kabul edilen Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye atıfta bulunularak her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâksal ve toplumsal gelişimini sağlayacak yeterli bir hayat seviyesine sahip olma hakkının tüm taraf devletlerce kabul edildiği vurgulandı.
 
Ülkemizde yayıncılık sektöründe bozulmuş aile yapısını işleyen programlarda oyuncu olarak yer alan çocuklar göz önüne alındığında bu hakkın, ancak bu sektörde çalışan çocuklarla ilgili detaylı düzenleme bulunması ile sağlanabileceği belirtildi.''
 
'Ülkemizde düzenleme eksikliği var'
Ekran karşısındaki çocuk ve gençlerin yayın hizmetlerindeki zararlı içerikten korunmalarının yanı sıra yayıncılık sektörünün içinde, oyuncu sıfatıyla yer alan çocuk ve gençlerin korunmasının da Üst Kurulun üzerinde hassasiyetle durduğu bir konu olduğunu vurgulayan Dursun, ''Yayınların çocuklara karşı istismar içermemeleri 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunla güvence altına alınmıştır. Ancak yayıncılık sektöründe rol alan çocuk ve gençlerin haklarının korunması konusunda ülkemizde düzenleme eksikliği var'' dedi.
 
Dursun, başka ülkelerdeki uygulamalardan yola çıkarak hazırlanan raporlarda, bu ülkelerde genel olarak, çocuk ve gençlerin yayıncılık sektöründe çalışmalarının, ebeveynlerin izniyle birlikte, konuyla ilgili yetkilendirilen bir kuruluşun iznine de tabi olduğunun yer aldığını belirtti.
 
Ayrıca, yapılacak işin çocukların sağlık, güvenlik, ruhsal ve fiziksel gelişimlerine zarar vermemesi ve okul yaşındaki çocukların eğitimlerini aksatmaması konularının yasayla koruma altına alındığına vurgu yapan Dursun, Türkiye'de yapılması gereken düzenlemede bu izin prosedürünün ve yapılacak işin tanımlanmasının yanı sıra çocuk işçiliği konusunda düzenlenmiş çalışma saati sınırlarına ve asgari dinlenme sürelerine sadık kalınması gerektiğinin altını çizdi.
 
Ankara'da Kasım ayında yapılan ''Uluslararası Çalışma Örgütünün Sanatsal ve Kültürel Etkinliklerde Çalışan Çocuklar Araştırma Projesi Çalıştayı''na Üst Kuruldan da bir temsilcinin katıldığını kaydeden Dursun, konuyla ilgili toplumun bilinçlendirilmesinin ve tüm tarafların işbirliği içerisinde hareket etmesinin önemini hatırlattı.
 
Dursun, Çalıştay'da Türkiye'de 14 yaşından küçük olup kültürel ve sanatsal etkinliklerde rol alan çocukların çalışma koşullarının herhangi bir düzenlemeye tabi olmaması hususunda en kısa zamanda somut tavsiyeler geliştirilmesinin kararlaştırıldığı bilgisini de paylaştı.
 
Bu arada RTÜK'ün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından talep ettiği konular arasında, çalışma alanında veli veya vasisinin çocuğun yanında bulunmasının sağlanması, çocuk oyuncuların ailelerinin bu yolla elde ettikleri gelirin bir kısmının, çocuğun reşit olduktan sonra kullanabilmesini sağlamak amacıyla koruma altına alınması ve yapılacak düzenlemeye aykırılık durumunda müeyyide öngörülmesi de yer alıyor.