Öztürk, “250 bin dolayında öğrenci Türkçe öğreniyor. Hayallerini Türkçe kuruyor, rüyalarını Türkçe görüyor” dedi.

RÖPORTAJ: SEDA ŞİMŞEK / BUGÜN GAZETESİ
([email protected])


Diyarbakırlı Nicholas ve bu hikayeyi yazanlar 

Nicholas Bixa. Onu Türkçe Olimpiyatları’nın reklam filminde Türkiye tanıdı. Dünyanın dört bir tarafından gelen öğrencilerin kaldığı Asya Termal Tesisleri’nde karşılaştık. Kampın neşe kaynağı... Hayat hikayesini anlattı. Johannesburg’da teneke bir evde başlayan, Türk Okulu’nda öğretmenliğe giden yolun hikayesi. İşte bu hikaye gibi binlercesini yazanlar, eğitimateşini dünyanın dört bir tarafında yakan çağdaş Türk erenleri.Nicholas Bixa ve Türkçe Olimpiyatları Genel Sekreteri Tuncay Öztürk’ten “Dünya dili, sevgi dili Türkçe” ile başlayıp “İnsanlık el ele”de buluşanları dinledik.

Türkçe Olimpiyatları’nın sizin için anlamı nedir?

Türkçe Olimpiyatları’nın 3 amacı var. Türkçe’yi teşvik etmek, ülkemizi tanıtmak ve ülkeler arasında diyaloğu, hoşgörüyü geliştirmek.Herkes gönlünü açtı. Bu yılki temamız “İnsanlık el ele” idi, Türkiye el ele vererek “insanlık el ele”yi başardı.

Kendi arasında sorun yaşayan başka ülkelerin çocukları da biraraya geliyor. 

Bir Sırbistanlı ile bir Bosnalı, bir ABD’li ile bir Afganistanlı, bir Çadlı ile Pakistanlı çocuk bir araya gelebiliyor, konuşabiliyor. Türkçe Olimpiyatı bu açıdan da çok önemli bir organizasyon. Bu olimpiyatların en önemli unsuru kültür şöleni olması. İstanbul Fuar Merkezi’nde 600 bin insana Belarus,Mozambik anlatıldı. Kültürler birbirlerinin zenginliğinden istifade ediyor. Bu başarı o ülkelere de ait. Bu okulları açtırmasalar, yaptığımız her şey boş.

Kaç ülke katılıyor bu yıl? 

2003 yılında 17 ülkeyle başladık, bugün 135 ülkeyle devam ediyoruz. Bu olimpiyatlara katılmak için 135 ülkeden, yılda bin okuldan, yaklaşık 15 bin öğrencimüracaat etti. Bu 15 bin öğrenci olimpiyata katılmak için ön elemelere girdi, seçilen bin 500 finalist öğrenciyi Türkiye’ye davet ettik, onlar yarıştı.

Dünyada kaç öğrenci Türkçe öğreniyor? 

250 bin dolayında öğrenci yabancı dil olarak Türkçe öğreniyor. Bir araştırma yaptık, mesela 1991’de Türkçe öğreten ilköğretim ve ortaöğretim okulu yok. Bugün 300 ilköğretim, 600 ortaöğretim okulu var. 1991’de Türkçe öğretilen üniversite sayısı 30’du bugün sayısı 100 oldu. 1991’de yurtdışına giden Türkçe öğretmeni sayısı 50 idi, bugün bin 600. Diğer branşlarlabirlikte8-10binöğretmenimiz var. 7-12 yaş grubunda 1991’de Türkçe öğrenen yoktu, bugün 80 bin kişi var. Yine, 1991’de 12-18 yaş grubunda Türkçe öğrenen yoktu, bugün 140 bin kişi var.

TÜRKÇE STRATEJİK DİLLER ARASINA GİRDİ O

O ülkelerde yabancı dil olarak Türkçe’yi insanlar öğrenmek istiyorlar mı? 

Türkiye dünyanın parlayan yıldızı. 1991’de Türkçe, yabancılar tarafından çok tercih edilmeyen bir dildi, 2012’de ise Türkçe öğrenilmesi gereken stratejik diller arasına girmiştir. 1991’de Türkçe’yi yabancı dil olarak öğrenenlerin Türkçe düzeylerini ölçen “Uluslararası Türkçe Testi” yoktu, bugün “Uluslararası Türkçe Testi” 50 ülkeden 40 bini aşkın öğrenci katılımıyla 8 farklı seviyede 5 yıldır uygulanıyor.

Bu ülkelerde insanlar neden Türkçe öğrenmek istesin? 

Kenya’daki çocuk “Biz Türkçe’yi niçin öğreniyoruz” diye soruyor. Biz de, “Bizim dilimiz medeniyet dili. Dilimizin içinde kültürümüzün zenginliği var. Bizi tanırsanız size zenginlik katacak. Yepyeni bir dünyanın kapılarını aralayacaksınız” diyoruz. 3 kıtada hakimolmuş koca birmedeniyetin vârisleriyiz. Biz kuru bir dil öğretmiyoruz, dilin ötesinde kültürümüzü de öğretiyoruz, kültürümüz içinde “sevgi” en önemli iksir ve maya.Öğretmenlerin gitmesi, okulların açılması, bu organizasyon hepsi birer sevgi hikayesi.

Hedefimiz kalp kazanmak 

Bir öğrenciye Türkçe veya Türk okulları nasıl cazip hale getiriliyor? 

Okulların öğrenci problemi olmuyor, aksine seçerek öğrenci alıyorlar. O okullar ülkelerinin en başarılı okulları arasında yer alıyor. Okullara geldiklerinde öğrencilerin Türkçe ile ilgili soruları oluyor, burada da okulların başarısı Türkçe’ye yöneltiyor. Buradaki en büyük gücümüz öğretmenlerimiz. Bir çocuk, bir öğretmeni severse dersi de sever.

TÜRKİYE’DE OKUMAK İSTİYORLAR 

Bu okullarda mesela ileriki yıllarda Türkçe konuşan İngiltere Başbakanı, Kenya Cumhurbaşkanı,Malezya Başbakanı yetiştirmek de bir hedef mi? 

Hayatın her sahasında insan var, doktor, hukukçu, diplomat, ekonomist, akademisyen... Hayatın tabie seyri içinde bunlar zaten olacaktır. Biz böyle “devlet başkanı olsunlar, bir yerlere gelsinler” gibi emperyal birmantıkla ele almıyoruz insanı. Bir hedef vermiyoruz. Kişinin kalbini kazanmaya odaklanıyoruz, o nereye gelirse gelsin, hangi makamda olursa olsun kalbini kazanmış olmak önemli.

Katılanlar üzerinde olimpiyatların nasıl bir etkisi oluyor? 

Geri döndüklerinde 15 gün bir rüyada yaşadıklarını ifade ediyorlar.Moğolistan’dan bir öğrenci, “Sevgi diliyle tanıştım. Tanıştığım zamandan itibaren bütün aklımdan geçenler Türkçe oldu” diyor. Hayallerini Türkçe kuruyorlar, rüyalarını ana dillerinde değil Türkçe görüyorlar. Kaplıcaya gelmiş bir hacı teyze, hacı amca dünyanın başka bir tarafından gelmiş çocuğu görünce heyecanlanıyor, onu kucaklıyor, bağrına basıyor. Bu kurgu filan değil. Dünyanın 135 ülkesi küçülüyor, her bir renkten bir ton oluyor ve hepsi birarada... Ben bileMadagaskarlı nasıl bir insan tipi diye çocuğa bakıyorum. Çocuk Türkiye’yi görünce, ABD, İngiltere varken üniversiteyi Türkiye’de okumak istiyor.

Bu yıl ilk kez gerçekleştirilen bir şey oldu mu? 

Uluslararası bir jüri davet ettik. 20 ayrı ülkeden, alanında uzman 24 Türkolog ve Türkiye’de 26 akademisyen davet ederek, Türkçe Olimpiyatları’nın bilimsel ve akademik yönünü değerlendirdik, gelecek vizyonunu konuştuk. Türkologların önerilerini, tavsiye ve tenkitlerini aldık.

Teneke evlerde büyüdüm 

Nasıl tanıştın Türk okuluyla? 

Johannesburg’da, bizim mahallemizde okula başlamıştım. Ben teneke evlerde büyüdüm. Çok fakir bir ailem var. 9 kardeşiz. Babam yok. Öğretmenlerimiz, öğrenci seçmek, bulmak için bizim mahallemize gelmişlerdi, teneke evlere. 150 kişi sınava girdi, tek ben geçtim. Yüzde 100 burs verdiler. Annem hastanede çalışıyordu, aylık 40-50 dolar alıyordu, yani orada okumam mümkün değildi. Okul, bana çok önem verdi. Önemli bir insan olabileceğime inandım. Bak şimdi elhamdülillah iyiyiz. 2004’te Johannesburg’da Ufuk Lisesi’ni bitirdim, Güney Afrika Üniversitesi’nde biyoloji okudum, sonra da Ufuk Lisesi’nde öğretmenliğe başladım. Şimdi yurt müdürlüğü de yapıyorum.

Niye Türk okulunda eğitim görmeyi seçtin? 

İlk başta maalesef ben istemedim, annem çok istedi. Ben de “peki” dedim. Liseye kadar Türkiye diye bir yer olduğunu bile bilmiyordum. Liseden sonra öğrendim ki Türkiye var. Okuldan çok kaçtım, 2000 yılı biraz boş geçti, hiçbir şey öğrenmek istemedim. Belki ben hayatımda eğitim istememiştim, suça karışacaktım ama arkadaşlarım ve öğretmenlerim benim fikrimi çok değiştirdi. Osmanlı tarihini okudum, çok etkilendim. 2001 yılında başladım Türkçe öğrenmeye.

EFKAN ALA MİSAFİR ETMİŞ 

Diyarbakır’a gitmişsin... 

Öğretmenime “Beni bir yere gönder. Türk insanlarını tanımak istiyorum” dedim. Diyarbakırlı idi, beni Diyarbakır’a gönderdi. Öğrencilerle birlikte kaldım. Hatta Diyarbakır Valisi Efkan Ala beni davet etti, onun yanında da kaldım.

Diyarbakır’da nasıl karşılandın?

İlk gün arkadaşlarla sokakta yürüyorduk, 20 kadar çocuk toplandı, bana garip garip bakıyorlar. Yürümeye devam ettik, peşimizden geliyorlar, sayıları artıyor. Durdum, arkama döndüm onlar korktular, ben korktum. (Gülüyor) Arkadaşa benim nereli olduğumu, nereden geldiğimi filan sordular. Sonra yanıma bir çocuk yaklaştı, “Abi sen futbolcu musun” diye sordu. “Futbolcu değilim, dil öğrenmeye geldim” dedim. Beni hep futbolcu zannettiler.

KÜRTÇE DE ÖĞRENDİM

Öğrendin mi? 

Evet, hem Türkçe öğrendim hem Kürtçe hem de bir kültür öğrendim. Diyarbakır’ı kendi topraklarım gibi hissettim. Bana “nerelisin” diye soruyorlar, “Diyarbakırlıyım” diyorum. Ben Diyarbakırlıyım.

‘Johannesburgluyum’ demiyor musun?

(Gülüyor) Ben Diyarbakırlıyım.

FB’NİN MAÇLARINI KAÇIRMAM 

Türkiye’de olup biteni takip ediyor musun? 

Evet, hemen her gün gazeteleri okuyorum. Özellikle futbol maçlarını yakından izliyorum. Fenerbahçeliyim, hiç kaçırmam maçlarını. Siyaseti de izliyorum, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı, Kılıçdaroğlu’nu... Tayyip Baba tam Karadenizli. Alıyor mikrofonu eline, öyle bir konuşuyor ki, heyecanlı. “One minute” nasıldı ama?

Türkler’le kal buraya gelme, bozulursun

Annen hâlâ teneke evlerde mi yaşıyor?


Annem benim okumama, öğretmen olmama çok sevindi. Biz başka yere taşındık ama annem hâlâ orada oturuyor. Eve gitmemi istemiyor, eve kabul etmiyor beni, “Sen, orada Türkler’le kal, sakın buraya gelme, burası bozar seni” diyor.