Polis muhbiri Erhan Tuncel, yazdığı mektupta Dink cinayetiyle, 2006"da meydana gelen Rahip Santoro cinayeti arasında bir polis memurunun bağlantısına işaret ediyor. Nedim Şener de yazdığı kitapta, iki cinayetin de bazı ortak ilişkilere, kişilere ve aynı çeteye çıktığını belirtiyor.

Polis muhbiri Erhan Tuncel, Hrant Dink"in öldürülmesi davasında azmetirmek suçlamasıyla yargılanıyor.

Dink cinayetinde azmettirici olarak yargılanan polis muhbiri Erhan Tuncel, 12 Ocak 2011"de yazdığı son mektubunda, bugüne kadar tartışılmayan 19 Ocak 2007"de gerçekleşen Dink cinayetiyle, 5 Şubat 2006"da meydana gelen Rahip Santoro cinayeti arasında bağlantıya işaret ediyor.
Tuncel"e göre Trabzon"da planlanan Dink cinayeti ile Trabzon"daki Rahip Santoro cinayetinde kilit isim istihbaratçı polis Muhittin Zenit.

Erhan Tuncel"i, 2004"de Mc Donalds"a atılan bombayı hazırladığını bildiği halde Trabzon Emniyeti"ne Yardımcı İstihbarat Elemanı olarak bağlayan ve ondan aldığı bilgiyle “Hrant Dink öldürülecek” şeklinde rapor hazırlayan Zenit"ti. Tuncel, Zenit"in Santoro"yu öldüren Oğuz Akdin"in abisi ile tanıştığını yazdı.

Zenit"in Dink öldürüldükten kısa süre sonra sonra telefonla görüştüğü Erhan Tuncel"e, “Geberdiyse geberdi, yapanın eline sağlık, Ne oğlum kafasına sıkmış katil kaçmayacaktı ama bu kaçtı” şeklindeki ifadeleriyle suikast planı hakkında detaylı bilgiye sahip olduğu ortaya çıkmıştı.

SANTORO"NUN SAMİMİ ARKADAŞI

Tuncel, 12 Ocak 2011 günü gönderdiği son mektubunda konuyla ilgili şunları yazdı: “Geçen faksınızda Santora ve diğer konulardaki sorulara mesafeli durmamın nedeni maddi delillerle uyumlandıramayacağım hiçbir konuda açıklamama yapmıyorum.

Zenit ile görüştünüz mü? Rahip santoro, Zenit"in çok samimi arkadaşıydı. (Zenit"in iddiasına göre istihbari faaliyet sonucu tanışmışlar. Doğrudur. Çünkü, Zenit, kilisede de görevliydi. Zenit, defalarca söylüyordu. Telefonları bile birbirinde kayıtlıydı.) Ayrıca, santoro"nun tetikçisinin (Oguz Akdin) öz abisi de (Alpaslan Akdin)Zenit ile tanışıyor. (Zenit"in iddiasına göre). Bu konuda Zenit ile MSN görüşmem var. Dosyada yok.”

SORUMLU OLAN POLİSLER İDDİASI

Tuncel mektubunda ayrıca JİTEM ve polis bağlantısına da dikkat çekiyor. Trabzon İstihbarat Amiri Ercan Demir"in JİTEM"in kurucularıyla ilişkisi olduğunu yazıyor. Ayrıca, Dink cinayetinde ihmali olan Trabzon İstihbarat Şubbe"de görevli olanları da şöyle sıralıyor:

“Ercan Demir, defalarca JİTEM"in kurucularının ve yöneticilerinin arkadaşı olduğunu iddia ediyordu (Zenit de yanımızdaydı. Belki tanıyamayabilir. Ancak iddia ediyordu)...

Bu işin baş sorumluları (Ercan Demir, Faruk Sarı, Mehmet Ayhan, Özkan Mumcu, Onur Karakaya. Bunlar devlet tarafından korunan şahıslar) Trabzon ayağının eski sorumlularının iftiralarını delileriyle hazırlayacağım. Umarım duruşmaya yetişir. Onların durumu sanıklardan beter.”

CİNAYETLERDE ÇETE BAĞLANTISI

Rahip Santaro cinayetiyle Dink cinayeti arasında ilginç bir bağlantı da Milliyet muhabiri Nedim Şener"in kaleme aldığı, “Kırmızı Cuma-Dink"in kalemini kim kırdı” başlıklı kitapta yer alıyor.
Rahip Santaro cinayetinde kullanılan Glock marka silah 28 Ocak 2006"da, “Nakavt operasyonu”nda tutuklanan (Ağustos 2006) Şeniz Dervişoğlu"nun liderliğini yaptığı çete ile bağlantılı “Sarı Osman” lakaplı kişi tarafından Trabzon"da bir silahlı çatışmada kullanıldı.

Osman Köse isimli kişi olayın meydana geldiği restoranda, çağırdığı arkadaşı Alpaslan Akdin"e saklaması için Glock tabancayı verdi. Alpaslan Akdin, silahı nedense evinde yatakların altında sakladı.

Psikolojik sorunları olan, ilaç kullanan 15 yaşındaki kardeş Oğuz Akdin 5 Şubat 2006"da Santa Maria Kilisesi"nde Rahip Santaro"yu öldürdü.

O DA DEVLETE MİLLETE ÇALIŞMIŞ

Şener"in kitabında yer alan bilgiye göre, Ogün Samast Dink"i öldürdükten bir gün sonra Samsun"a giderken onu almaya giden kişi olan G.K."de yine Şeniz Dervişoğlu grubuyla ilişkili. Samast, Başbakanlık müfettişlerine verdiği ifadede, “Trabzon"a dörmek üzereyken beni Samsun"da yakaladılar. İyi ki de yakaladılar. Yoksa beni Giresun"da öldüreceklerdi” demişti.

Her iki cinayetin arkasındaki ortak isim olan Dervişoğlu ismi, ilk olarak kısa süre önce tahliye edilen çete lideri Sedat Şahin"in kardeşi Vedat Şahin"e yönelik operasyonda geçmişti.
2008 yılı Ağustos ayında, adam öldürme, yaralama, tehdit, ihaye fesat karıştırma gibi suçlardan tutuklanan ve ceza alan Dervişoğlu, 19 Ağustos 2006"da yakalandığında polise verdiği ifadede, “Ben bu zamana kadar devlet millet için çalıştım” dedi.

Romanda, "Samast vurmadı" iddiası

Milliyet gazetesi muhabiri Nedim Şener"in yazdığı “Kırmızı Cuma-Dink"in kalemini kim kırdı(Doğan Kitap)” isimli kitapta yer alan mektublarında Tuncel, Dink cinayeti ile ilgili bir roman yazdığını belirtiyor. Tuncel, romanında cinayeti Ogün Samast"ın değil başkasının işlediğini ve silahı Samast"a verdiğini yazıyor. Ayrıca, cinayetin işlendiği noktanın ön hazırlık yapılarak, kamera açılarının hesaplanarak seçildiğini anlatıyor.
Tuncel mektubunda romanıyla ilgili bilgileri veriyor. Tuncel, romanında kripto olduğunu yazıyor. Kriptoların sayısını da 301 olarak belirtiyor. Dink, TCK 301"inci maddesine göre Türklüğe hakaretten mahkum olmuştu. 301"inci madde ile ilgili süreç suikaste giden yolu açmıştı. Romanda, “vurulma anı” şöyle anlatılıyor:

Vurulma anı: Oradaki güvenlik kameraları hariç herkes yüzünü açık seçim görebiliyordu. Sırtında paltosu içinde bisiklet yaka çizgili kazağı vardı. Yanakları dolgun, sağ alt dudağının altında muşta yarası vardı. Silahını tekrar kontrol etti. Mermi namludaydı. Fırat gazete ile banka arasında mekik dokuyordu. Tam kör noktaya adımını atan atmaz arkadan bir ses, “Fırat, Hasan Fehmi"ye selamımı söyle” dedi. (Hasan Fehmi İttahat ve Terakki politikalarına karşı olan Serbesti gazetesinin başyazarı olan gazeteci. Yazıları nedeniyle 7 Nisan 1909 yılında Galata köprüsü üzerinde vurularak öldürüldü. İlk Basın şehidi olarak anılır.N.Ş.) Ve üç el herkesi susturan kurşunun tiz sesi. Beyaz bereli elinden silahı kapıp kameralara gülümseyerek koşmaya başladı.”

Milliyet