Hrant Dink’in vurulduğu gün aynı bölgede 5 telefon sanıklarla irtibatlı çıktı.

Hrant Dink ailesinin avukatlarından Fethiye Çetin dünkü duruşmada şok iddialarda bulundu. Çetin, ‘’Dink cinayetinin işlendiği gün, olay yerinde, tutuksuz sanıklar Mustafa Öztürk ve Salih Hacısalihoğlu ile doğrudan irtibatlı olan telefon numaralarıyla çok sayıda görüşme yapıldığını tespit ettiklerini’’ ifade etti. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden duruşmada, Dink ailesinin avukatlarına, esasa ilişkin görüşleri soruldu. Avukat Fethiye Çetin söz isteyerek, inceledikleri Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) kayıtlarına ilişkin açıklamaları ve tedbir taleplerinin yer aldığı dilekçeyi okudu.

9 BİN 3 YÜZ TELEFON İNCELENDİ

Avukat Çetin, TİB’den gelen kayıtları incelediklerini ve söz konusu kayıtlar üzerinde analiz yapılarak son derece önemli bazı sonuçlara ulaşıldığını belirterek, TİB tarafından gönderilen ve 6 bin 235 görüşmeyle 9 bin 300 numaranın yer aldığı kayıtlarda, Dink cinayeti davasında yargılanan sanıklarla irtibatlı herhangi bir kişinin olmadığı bilgisinin doğruyu yansıtmadığını ifade etti. Çetin, ‘’Bu kayıtlarda bulunan kimi telefon numaralarıyla, dosya sanıklarının doğrudan irtibatı tespit edilmiştir.Olay günü bölgede bulunan 5 kişinin (veya numaranın) sanıklarla doğrudan irtibatlı olduğu ve olay gününden önce değişik tarihlerde değişik kereler görüşme yaptıkları ortaya çıkmıştır” dedi.

KAYITLARA TEDBİR KONULSUN

Çetin dilekçeye eklediği listesinde yer alan numaraların olay tarihi olan 19 Ocak 2007’den geriye doğru 5 ay ve ileriye doğru da 1 aylık süreye ait HTS dökümlerinin istenmesini ve şüpheli görüşmelerin bölgede hangi noktalarda yapıldığının tespiti açısından 19Ocak 2007 tarihinde bölgede bulunan baz istasyonlarının yerlerini gösteren haritaların istenmesini, bu kayıtlara tedbir konulmasına karar verilmesini talep ettiklerini bildirdi.

Tehdit ediliyorum

Duruşmada söz isteyen tutuklu sanık Yasin Hayal ise tutuklu bulunduğu cezaevinde, gardiyanlar tarafından tehdit edildiğini iddia ederek, ‘’Bütün dünyanın şunu bilmesini istiyorum: Benim gençliğimden, benim heyecanımdan ve fakirliğimden faydalanan Türkiye Cumhuriyeti, beni ortadan kaldırmak istiyor. Bir gün ölürsem, otopsi yapmaya kalkarsanız, buna gerek yok. Benim katilim bellidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Şu an itibariyle isyan başlatıyorum. Sunduğum dilekçedeki şartlar yerine getirilene kadar da isyanımı sürdüreceğim’’ dedi. Yasin Hayal’in avukatları, daha önce de müvekkillerinin akli dengesinin yerinde olmadığını ileri sürmüşler, Adli Tıp Kurumu’nda yapılan muayenelerde Hayal’in akıl sağlığında bir problem olmadığı ortaya çıkmıştı.