Halk arasında ‘baloncuk’ olarak bilinen beyin anevrizması, genellikle kanadıktan sonra teşhis ediliyor.

Anevrizma, vücuttaki temiz kan taşıyan ana damarların (arter) üzerindeki genişleme olarak tanımlanıyor. Bu genişlemenin nedeninin genellikle damar yapısının bozuk olması olduğu belirtiliyor. Genişlemenin oluştuğu alan dayanıksız olduğu için ilk yırtılma veya ilk kanama burada meydana geliyor.

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Murat İnan, halk arasında, ‘baloncuk’ olarak bilinen beyin anevrizmasını, “Kafanızda ne zaman patlayacağı belli olmayan saatli bomba” cümlesiyle tanımlıyor. Herkeste oluşabilecek fakat rutin teşhisi olmayan bir hastalık olan anevrizmanın en önemli özelliklerinden birinin, tespitinin güçlüğü olduğuna dikkat çekiliyor. Doktorların anevrizmayı genellikle şans eseri keşfettiklerini dile getiren Op. Dr. İnan, “Anevrizma kanamazsa, çoğunlukla bulgu vermiyor. Bu noktada zamanında ve doğru müdahale hayat kurtarıyor” diyor. Doktorun anevrizmaya karşı uyanık olması, hastanın anevrizmaya müdahale edilebilecek tam teşekküllü bir hastaneye gitmesi, acilen ameliyata alınması ve hastaya iyi bir yoğun bakım servisinde bakılıyor olması, hayat kurtarıcı faktörler olarak değerlendiriliyor.

ÖNCE ŞİŞİYOR SONRA PATLIYOR

Op. Dr. İnan, anevrizmanın oluşumunu bahçe hortumlarına benzetiyor ve “Bahçeyi sularken birinin hortumun üzerine bastığını düşünün. Eğer hortumda zayıf bir nokta veya hortumun yapısında bir bozukluk varsa; zayıflığınmeydana geldiği bölgede şişme ya da baloncuklarmeydana gelir. Daha sonra ise patlama oluşur. Beyindeki anevrizma da aynen bu şekildemeydana geliyor” diye konuşuyor. Anevrizmaların görülme sıklığının yüz binde 6 ila 10 arasında değiştiğini ve bu oranın azmış gibi değerlendirilmemesi gerektiği belirten İnan, sözlerini, “Anevrizmaların yılda yüzde 3’lük kanama oranı bulunuyor. Bu da anevrizması olan kişide riskin 30 yılda neredeyse yüzde 90’lara çıktığına işaret ediyor” diyerek sürdürüyor.

BAŞ AĞRISINA DİKKAT!

Hastalar anevrizma kanamalarında rastlanan ağrının şiddetini, “Ben hayatımda böyle bir baş ağrısı görmedim” sözleriyle ifade ediyor. Bu denli şiddetli ağrının, hastanın anevrizmasının kanamış olmasından kaynaklandığının altını çizen Op. Dr. İnan, “Ara vermeden devameden baş ağrıları ise genellikle insanların psikiyatrik ve genetik bozuklukları nedeniyle oluşuyor ve anevrizmadan kaynaklanmıyor” diye konuşuyor.

“Anevrizma ben geliyorum demez” diyen İnan, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Anevrizmaların teşhisinin kanama gerçekleşmeden yapılması genellikle şans eseri oluyor. Hasta doktora başvurduğunda, genellikle anevrizması kanamış yani geç kalınmış oluyor. Kanama ile gelen hastaların yüzde 40’ı hastaneye varamadan hayatını kaybediyor. Geri kalan hastaların ise son derece hızlı bir şekilde tamteşekküllü bir hastaneye ulaştırılmaları gerekiyor. Hastaların, kendilerine teşhis konulduktan sonra, ikinci bir kanama riskine karşı acilen ameliyata alınmaları hayati önem taşıyor. İkinci kanama riski ilk günlerde yüzde 15 iken, bu oran bir hafta içinde yüzde 40’lara kadar çıkabiliyor. İkinci kanamanın ardından ölümya da sakat kalma oranı yüzde 60’lara ulaşıyor. Bu açıdan, hastaya zamanında ve doğru şekilde müdahale edilmesi çok büyük önemtaşıyor.”

BAŞLICA BELİRTİLERİ BAYILMA VE KUSMA

Kanamadan önce teşhis edilen anevrizmalar genellikle tesadüfen ortaya çıkıyor. Op. Dr. Murat İnan, anevrizma kanamaya başladığında görülen semptonları şu şekilde sıralıyor:
* Baş dönmesi
* Düşüp bayılma
* Kusma
* Geçici bilinç kaybı

RİSK FAKTÖRLERİ

* Sigara ve hipertansiyon
* Doğum kontrol hapları
* Uyuşturucu
* Alkol