Çocukların televizyon veya bilgisayar dışında bir şeye dikkatlerini toplamalarını istemek neredeyse dünyanın en zor şeyi onlar için. Oturup düşününce aslında çocukları da çok fazla suçlayamıyorum; dikkatlerini dağıtacak o kadar çok şey var ki...

Yeni nesil, bizim zamanımızda olduğu gibi tek kanallı televizyonuna mahkûm değil. Annelerin babaların birkaç hareketi hatta tek bir bakışıyla kendilerine çekidüzen veren bizler gibi çocuklardan da değiller. Tüm bunların yanında sokakta koşup oynayıp enerjilerini rahatça boşalttıkları bir dünyaları da yok çoğunluğunun maalesef. Daha özgür ruhlu çocuklar bunlar ancak sürekli akacak yeri bulamayan bir enerjileri var. İçlerinde çağlayan, sürekli artan ama akıtamadıkları için rahatlayamadıkları bu enerji yüzünden suçlanan, etiketlenen, eleştirilen çocuklar...
Tabii ciddi bir dikkat eksikliği sorunu sadece konsantrasyon zayıflığıyla sınırlı değil. Bu aşırı hareketlilik huzursuzluk, her şeye aşırı tepki verme ve algılama zorluklarını da beraberinde getiriyor.
Ne yazık ki dünyada birçok çocuk ilaçla sakinleştirilmeye ve çeşitli konulara odaklandırılmaya çalışılıyor.

UZMANLAR NE DİYOR?
Uzmanlar bu belirtileri gören ailelerin, çocukların sağlıklı gelişimi yakalayabilmeleri için daha fazla anlayış, sabır ve doğru tasarlanmış bir eğitime ihtiyaçları olduğunu unutmamaları gerektiğini söylüyor.
Günümüzde dikkat eksikliğine çözüm bulmak için ilk başvurulan yolların başında ise az önce söylediğim gibi ilaç tedavisi geliyor.
Öğrenme terapisti Psikolog İnci Özkoray ilaç tedavisinin çocuğun kişilik gelişimini olumsuz etkileyebildiğini belirtiyor. Özkoray, ilaç kullanan çocukların kendi doğal his ve tepkilerinin farkındalığını yaşayamadığını, doğal duygularını dışa vuramadığını ve bunlarla baş etmeyi öğrenmekte güçlük çektiğini ifade ediyor. Bu gibi etkilerin yanı sıra fizyolojik olarak da uykusuzluk, iştahsızlık, kilo kaybı, baş dönmesi, baş ağrısı, kusma gibi yan etkiler görülebildiğine dikkat çeken Özkoray ayrıca yorgunluk, üzüntü, ürkeklik, depresif ruh hali ve çeşitli tikler ortaya çıkabildiğini söylüyor.

DAVRANIŞ TERAPİSİ
Yani aslında ilaç tedavisine alternatif olarak tek bir şey var elimizde o da davranış terapisi.
Özkoray, destekleyici davranış terapisi ve dikkat terapi metotları sayesinde çocukların kendilerini kontrol edebilmeyi ve konsantre olmayı öğrenebildiklerini belirtiyor. Özkoray davranış ve dikkat terapisinin, mevcut davranışlar ve gelecekteki davranışlar üzerinde de olumlu etkileri olduğunu vurguluyor: "Bu tür terapilerde çocuklar içten konuşma, yanlışlarla pozitif başa çıkma, dikkatini yönetebilme, dikkatini yükseltebilme ve azaltabilme gibi teknikleri kullanmayı, tepkisel davranışlarını indirgemeyi öğreniyor. Ailelerin de bu terapi sürecine aktif katılmaları ve stratejileri öğrenmeleri gerekiyor. Çünkü bu konu çocuğun tek başına üstesinden gelebileceği bir konu değil."
Gördüğünüz gibi İnci Özkoray'ın söylediklerinden de anlaşıldığı üzere yine ilk iş biz anne babalara ve en çok da her zamanki gibi hatta daha fazla sabırlı ve şefkatli olmaya dayanıyor...

AİLEYE VE OKULA BÜYK SORUMLULUK DÜŞÜYOR
Eğitim ve Öğrenci ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) koçu olan Elgiz Handen ile birçok ailenin mücadele ettiği bu konuyu konuştuk.

■ DEHB nedir?
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), 7 yaşından önce başlayan ve çocuğun gelişim düzeyine uygun olmayan, dikkati toplama ve sürdürme, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik ile karakterize olan, yaşam boyu devam eden beyin temelli bir sorun.
3 ayrı türü var. (1) Dikkat eksikliği (2) Hiperaktivite yani aşırı hareketlilik (3) Dürtüsellik...

■ Bu çocuklar hangi özelliklere sahiptir?
Dikkat eksikliği olan bir çocuk dağınık, unutkan, kendini organize edemeyen bir çocukken, hiperaktivitesi olan çocuk, yerinde duramayan, sırasını bekleyemeyen, kıpır kıpır bir çocuktur. DEHB olanların erteleme, işleri son dakikaya bırakmak gibi alışkanlıkları vardır.

■ Nasıl fark edilir?
DEHB 7 yaşından önce başlasa da sorunlar okul hayatının getirdiği kurallarla birlikte ortaya çıkar. Bu yüzden DEHB'nin teşhis edilmesinde ve yönetilmesinde öğretmenlerin önemli bir rolü vardır. Önemli olan bir başka nokta ise görülen sorunların iki farklı alanda en az 6 aydır görülüyor olmasıdır. Hem evde hem okulda aynı sorunların yaşanması gibi...

■ Kimlere iş düşüyor?
DEHB'nin teşhis edilmesinde öğretmenlerin gözlemleri çok önemli, çünkü anne babalar, anne baba körlüğü nedeniyle kendi çocuklarındaki farklılıkları görmeyebilirler. DEHB büyük oranda kalıtsaldır ve bir evde bir DEHB'li varsa mutlaka başka bir tane daha vardır. Bunu söylüyorum çünkü kalıtsal olan DEHB kimsenin suçu değildir.

BÜTÜN SORUMLULUĞU ÜSTLENMEYİN
■ Bu çocuklara nasıl davranılmalı?
DEHB olan çocuklar da diğer çocuklar gibidir. Sadece biraz daha fazla özene ve dikkate ihriyaç duyarlar. Anne babaların özellikle bu tür çocuklarda kaçınması gereken iki tür davranış var. Birincisi çocuğun bütün sonumluluklarını elinden almak. Bir çocuğun DEHB'li olması onun kuralsız olacağı, ödev yapmayacagı ya da istediği her şeyi yapacağı anlamına gelmez. İkincisi ise DEHB olan çocukların beyinlerinin uyarılmasını kendi başlarına yapmalarını beklemek. Çünkü DEHB'li olmak ve bunun sonuçları çocuğun kontrolünde olan bir durum değildir. Bu nörolojik bir durumdur. Bu çocukara DEHB'li oldukları söylenmeli ki; çocuk sürekli olarak "Benim neyim var da ben böyleyim?" diye kendini suçlamaktan vazgeçsin ve DEHB'nin muhteşem yanlarını da hayatına taşıyabilsin.

YARDIM ALMAKTAN ÇEKİNMEYİN
■ Mevcut eğitim sistemimiz bu çocukları fark edebiliyor mu?
Hayır maalesef ki. Bizim eğitim sistemimiz standart olana eğitim vermek üzere geliştirilmiş. Standartların altında ve üstünde olan özel eğitime ihtiyaç duyan çocukların öğrenme süreçlerine eşlik edecek okullar ne yazık ki yok.

■ DEHB'ye sebep olan genetik faktörler var dediniz. Böyle bir durumda çocuğun yetiştirilmesinde nelere dikkat edilmeli?
DEHB'nin nedenleri arasında genetik faktör, zor doğum, düşük doğum ağırlığı, hamilelikte sigara, içki ve bazı ilaçların kullanımının etkili olduğu biliniyor. Eğer siz de bir DEHB'li gencin ebeveyni iseniz sizlerden birinde de benzer sorunlar geçmişte yaşanmıştır. Bazı sorunlar yetişkinlik döneminde de devam edebilir ancak artık siz farkında olmadan onu yönetmeye başlamış olabilirsiniz. DEHB hakkında bilgi sahibi olun, yardım almaktan çekinmeyin ve çocuğa karşı kendi davranışlarınızın, duygularınızın ve düşüncelerinizin farkında olun. Özellikle çocuğunuzun öğrenme biçimini öğrenin ki akademik performansını artırmak için ona yardımcı olabilesiniz.

OKULDA NE TÜR PROBLEMLER YAŞIYORLAR
■ DEHB'li olan çocukların okul başarısı düşüktür.
■ Yüzde 30'u liseyi bitirene kadar bir iki kere sınıfta kalır.
■ Yüzde 20'sinde okuma, yüzde 40'ında yazma güçlüğü görülür.
■ Okulda sınavlarda süreyi yetiştirmekte güçlük yaşarlar. Yazılı sınavlarda kâğıdın ön yüzündeki soruları yaparken arka yüzündeki sorulara bakmayı unuturlar.
■ Kitap ve defterlerini sık sık okulda bırakırlar.
■ Ders sırasında öğretmeni dinlemekte güçlük çekerler ve tahtaya yazılanları zamanında yazamayabilirler.
■ Verilen ödevleri hatırlamayabilirler ve sadece sözlü uyarılar yeterli olmayabilir, yazılı uyarılara ihtiyaç duyarlar.