BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, MİT’in terör örgütüyle görüştüğü iddialarına ilişkin, "Türkiye’nin çokça tartıştığı muhataplık krizi çözülmüştür. Devlet muhatabını bulmuş, muhatabıyla görüşmeye başlamıştır" dedi.

Kışanak, Çankaya Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü Yılmaz Güney Salonu’nda düzenlenen Barış ve Özgürlük Kongra Hareketi Ankara Toplantısı’nda konuştu.

Türkiye’de barış ve demokrasiye en fazla ihtiyaç duyulan sürecin yaşandığını ifade eden Kışanak, "Bu coğrafyadaki tüm renklerin seslerinin kısılmaya çalışıldığı bir ortamda, Türkiye’nin devlet yapısının yeniden şekillendiğini" öne sürdü.

Kürt sorununun Türkiye’yi yol ayrımına ittiğini savunan Kışanak, çözümün diyalogdan geçtiğini ve önerilerine karşılık verilmesi gerektiğini kaydetti.

MİT’in terör örgütü ile görüştüğü iddialarına değinen Kışanak, şöyle konuştu:

"Son günlerde medyaya yansıyan ve yapılan siyasi açıklamalarla da inkar edilmeyen ses kayıtları, bize şunu gösteriyor: Bu sorun artık diyalog ve müzakere yöntemiyle çözülme aşamasına gelmiştir. Türkiye’nin çokça tartıştığı muhataplık krizi çözülmüştür. Devlet muhatabını bulmuş, muhatabıyla görüşmeye başlamıştır. Bu önemli bir aşamadır ve bunun bir adım ilerisi bu görüşmelerin sürekliliğini
sağlamak ve buradan gerçek demokratik bir yaşamı inşa edebileceğimiz onurlu bir barışa doğru yol almaktır."

Kışanak, bu süreçte "Askeri operasyonların, tutuklamaların devam ettiğini, demokratik siyasetin önünü açabilecek hiçbir girişim yapılmadığını, bunun da görüşmelerin tıkanmasının ikinci nedeni" olduğunu öne sürdü.

Gültan Kışanak, "Doğru bir zeminde kamuoyuna açık bir müzakere süreci başlatılarak, güven artırıcı önlemlerle yol temizliği yapılarak, demokratikleşme konusunda adım atılarak yürütülebileceğini, Türkiye’nin tek seçeneğinin bu
olduğunu" savundu.

DEMİRTAŞ: TORAKLARIMIZDA EŞİT VE ÖZGÜR YAŞAYINCAYA KADAR GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dün PKK’nın gizli sehir yapılanması olan Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi (KCK/TM) soruşturmasında 55 kişinin gözaltına alındığı Şırnak’a gitti. Cizre İlçesi’nde halka hitap eden Demirtaş, "Ellerinden gelse bütün Botan halkını cezaevine koyacaklar. Burada yanlış olan Botan halkının yürüttüğü politika değil, Başbakan’ın yanlış olan politikalarıdır. Biz kendi topraklarımızda eşit ve özgür bir biçimde yaşayıncaya kadar geri adım atmayacağız. 500 kişi değil, 50 bin kişiyi de cezaevine atsanız Kürt halkı özgürlüğünü elde edecektir" dedi.

Selahattin Demirtaş, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkan Yardımcısı ve Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve partililer dün KCK/TM soruşturmasında 55 kişinin gözaltına alındığı Şırnak’a gitti. Önce Cizre İlçesi’ne giden Demirtaş ve yanındakiler ilçe girişinde yüzlerce partili tarafından karşılandı. Demirtaş, BDP ilçe binasına kada yürüyerek giderken, kalabalık PKK ve KCK flamaları taşıyarak, ’Direne direne kazanacağız’, ’Baskılar bizi yıldıramaz’ sloganları attı.

"BAŞBAKAN TEHDİT POLİTİKASIYLA HİZAYA GETİRMEYE ÇALIŞIYOR"

BDP Cizre İlçe binası önünde kurulan platformda ilk konuşmayı yapan Aysel Tuğluk, Cizre halkının direnişten gelen geçmişi olduğunu söyledi. Tuğluk, "O Başbakan Kürt halkına, ’ya teslim olacaksın ya da yeni strateji uygulayacağız’ diyor. Başbakan bu halkı tanımıyor. Kürt halkının onur ve özgürlüğünü hiçe sayıyor. Ancak onuruna düşkün, özgürlüğüne sevdalı bu halk Başbakan’ın tehditle hizaya getirme politikalarına boyun eğmeyecektir. Devletin ve iktidarın Kürt halkına reva gördüğü, dağda iseniz öldürme, şehirde iseniz tutuklama ve linç etmektir" dedi.

Tuğluk, Şırnak ve ilçelerinde demokratik siyaset yürüten, Kürt halkının özgürlük mücadelesinde yer alanların gözaltına alındığını ileri sürerek, "Bu demokratik siyasetin yolunu kapatmaktır. Erdoğan’ın iyi Kürdü olacaksak bir şey yok. Özgür Kürt olursak, tutuklama ve baskılara maruz kalıyoruz" dedi.

Abdullah Öcalan’dan ’Kürt halk önderi’ diye söz eden Aysel Tuğluk, "Karşımızdaki zihniyet, Kürdün hakkını tanımayarak, savaşta ısrar etmiştir. Sayın Öcalan’ın barış elini tutmayarak savaşta ısrar eden Başbakan ve hükümetidir. Kürt halkına savaş ilan ederseniz, buna yanıtımız net olacaktır. Direnişimizi yükselterek yola devam edeceğiz" diye konuştu.

"HAKİM VE SAVCILAR BAŞBAKAN’IN TALİMATANI YERİNE GETİRİYOR"

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da konuşmasında, Kürt halkının demokratik özerkliği ilan ederek kendi çözümünü ürettiğini savunarak, "Şu saatten sonra Kürt halkına yönelik bu baskı, vicdansızlık ve ahlak dışı politikaların tek sorumlusu Erdoğan’dır. Şırnak ve ilçelerindeki hakim, savcı ve emniyet müdürlerine sesleniyorum, ’hukuku uyguluyoruz’ diyorsanız bu doğru değildir. Siz siyasi otoritenin ve Başbakan’ın talimatını yerine getiriyorsunuz. Çünkü Şırnak ve Hakkari’de hukuk başka türlü işliyor" dedi.

Başbakan Erdoğan’ın "Habur anlayışı bitti" diyerek Kürt siyasetçilerin tutuklanması için talimat verdiğini ileri süren Demirtaş, "Ancak biz biliyoruz ki Başbakan’ın bu talimatını Botan halkı nezdinde bir hükmü yoktur. Bu halk Başbakan’ın kölesi değildir. Gençler, gözaltına alınan bir arkadaşının yerini on gençle doldurmalıdır" dedi.
Selahattin Demirtaş, 90’lı yıllardan bu yana 1.5 milyon kişinin PKK üyesi diye gözaltına alınıp tutuklandığını ileri sürerek, "Bu nasıl terör örgütüdür ki 1.5 milyon üyesi var. O zaman PKK’nın üye sayısı AKP’nin üye sayısından daha fazladır" dedi.

Şırnak’ta son 2 yılda 500 Kürt siyasetçinin cezaevine girdiğini kaydeden Selahattin Demirtaş, "Ellerinden gelse bütün Botan halkını cezaevine koyacaklar. Burada yanlış olan Botan halkının yürüttüğü politika değil, Başbakan’ın yanlış olan politikalarıdır. Başbakan Kürt siyasetçilerini cezaevine bırakacağına faşizmi cezaevine atsın. Biz kendi topraklarımızda eşit ve özgür bir biçimde yaşayıncaya kadar geri adım atmayacağız. 500 kişi değil, 50 bin kişiyi de cezaevine atsanız Kürt halkı özgürlüğünü elde edecektir" diye kouştu.

Demirtaş ve yanındakiler daha sonra BDP ilçe binası geçip, gazetecilere dün yaşanan gözaltılara ilgili açıklamalarda bulundu. Kar meskeli yüzlerce güvenlik görevlisinin gaz ve copla ilçe binasına girdiğini ileri süren Demirtaş, "Halkın yüzde 80’inin oy verdiği bir partiye yönelik hukuk dışı bir siyasi operasyon yapıyorlar. Bu utanç verici bişeydir. Cizre’de BDP binasına baskın yapmak hukukla alakalı bir durum değil. Yüzde 80 halkın oy verdiği bir partiyi, terörist ilan etmek, bütün Cizre halkını terörist ilan etmektir" dedi.

Selahattin Demirtaş, devletin Cizre’de 20- 30 yıldır zulüm yaptığını ileri sürerken, "Cizre halkı kendi ilçesinde kendi topraklarında huzurca, özgürce yaşamak istiyor. Buradaki devlet görevlileri de anlayana kadar Cizre halkı sokaklarda olmaya, özgürlüğünün peşinde olmaya devam edecektir" diye konuştu.