Hani bazen hamburgerin son lokmasını ağzımıza atarken arkadaşımıza ‘Ne yesem doymuyorum’ diye dert yanıyoruz ya, işte o iş aslında öyle değil. Biz doyuyoruz ama farkına varmıyoruz. Hadi gelin bu durumu ortaya çıkaran nedenlere bakalım ve iştahımız şöyle güzelce bir kaçsın.

1- Susuzluktan rol çalmak

Bazen vücudunuz su kaybına uğradığında size bu ihtiyacınızı iletir. Fakat mide çeperlerinizi şımarıkça işgal etmiş olan beslenme dürtüsü bu mesajı evirir çevirir ve bir yudum su ile halledebileceğiniz bir hissi, çaylı börekli bir masada derinlere gömer.

2- Uyku düzensizliği

Hormonlarımız kendilerini hala mağarada yaşadığımız ilkel dönemlerde zannetmekte ısrarcılardır. Bundan dolayı rüyalara doyamadan uyandığınız bir uykudan sonra size etrafınızda bir gariplik olduğunu ve ne olur ne olmaz enerji depolamakta fayda olduğunu söyler. Beynimiz de bu enerjiyi en kısa yoldan bulmak gibi bir şova koşar. Buzdolabını açar ve ambalajından size bakan karbonhidrat bombalarını sorgulamadan size yedirir. Sonuç; aç olmamanıza rağmen olur da mağaraya bir ayı saldırırsa diye kendinizi gecenin bir vakti, mutfakta, buruşuk pijamalarla tabağı sıyırırken bulursunuz. Beyin mutlu, mide huzursuz, bağırsaklar panik ve kalp kırgındır.

3- Nişasta ve karbonhidrata hayranlık

Siz de bazen gizli bir gücün kendini size yedirtmek istediği hissine kapılır mısınız? İşte tabağınızdaki bu güç nişastadır. Kan şekerinizle çok basit bir çocuk oyunu oynar. Tahterevalli. Çıkınca inmek, inince çıkmak isteyeceğiniz bir döngüde olduğunuzu anladığınızda genelde yaz ayları yaklaşmakta olur. Basit bir tişört kaç kat göbek saklayabilir ki?

4- Stres açığınızı kollar!

Sıkıntılı bir iş günü sonrası eve girince ya da saçma saçma konuşan bir sevgilinin yüzüne telefonu kapatınca ilk gittiğiniz yer mutfak değil mi? Stres, değerli arkadaşları adrenalin ve kortizon ile sizin bu psikolojik ‘pause’ anlarınızı kollamayı huy edinmiştir. Size aç değilken aç gibi hissettirme yarışı yaparlar. Siz de kendi dondurma yeme rekorunuzu kırarsınız. Bu da bir spor sayılabilir bizce.

5- Protein efsanesi

Proteini bol besin tüketmenin şöyle basit bir faydası var. Sizi tok tutacaktır çünkü mideden hemen ayrılmak gibi huyu yoktur. Doyma hissinizi uzatacaktır ve iştahınızın hızını kesecektir. Daha ne yapsın değil mi? Ama istiyorsunuz ki, böreğin yanık kenarını, gofretin uzayan karamelini ve patates kızartmasının çıtırlığını da unuttursun. İstese yapar, iyi çocuktur.

6- İşgüzar tükürük bezleri

Dedik ya vücudumuz bizimle oynamaya bayılır diye. İşte başka bir örnek. Malum TV’de ve sosyal medyada yemek tarifleri, hamburger, pizza reklamları gibi görüntülerin bombardımanı altındayız. Aşırı derecede görsel uyarıcıya maruz kalmanın sonucu olarak, iştah açıcı bir yemek görseli gördüğümüzde midemizin hiçbir açlık sinyali göndermemesine rağmen sevgili tükürük bezlerimiz büyük bir rol çalma eylemi gerçekleştirir. Az sonra size pizza siparişi verdirecek olan şey açlık değil şakacı bir vücut parçanızdır.