Diyarbakır'da pazar günü yapılacak nevruz etkinliği için hazırlanan, ancak mahkeme kararıyla yasaklanan afişin önünde açıklama yapan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Çanakkale Savaşı'nın yıldönümüyle ilgili Kürtçe ve Türkçe afiş asan Diyarbakır Valiliği'nin tutumunu eleştirdi. Demirtaş, "Valilik denen kurum gereksiz bir kurumdur. Bizim önerdiğimiz sistemde valilik denen bir mekanizma yoktur, kaldıracağız" dedi.

Diyarbakır'da 18 Mart pazar günü yapılacak Nevruz kutlamalarıyla ilgili BDP Genel Başkanı ve Hakkari Milletvekili Selahattin Demirtaş, yardımcısı Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkanı Mardin Bağımsız Miletvekili Ahmet Türk ile yardımcısı Van Bağımsız Miletvekili Aysel Tuğluk ve BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Konukevi'nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Nevruz etkinlikleri için hazırlanan ve 'Ya özgürlük ya özgürlük' anlamına gelen Kürtçe yazı ile üç kibrit çöpü ve meşalenin bulunduğu, ancak valiliğin başvurusuyla mahkemece yasaklanan afiş de asıldı.

"KENDİ VATANIMIZ KÜRDİSTAN'DA ÖZGÜRCE YAŞAMAYA KARARLIYIZ"

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 1980'lerde Diyarbakır Cezaevi'nde nevruz ateşi olarak yakılan 3 kibrit çöpünün boşuna yanmadığını ve nevruz ateşinin bugüne kadar çevresini aydınlattığını ve umut olduğunu söyledi. 2012 Nevruz'unun da yeni bir çıkışın umudu olacağını belirten Demirtaş, şöyle dedi:

"Artık nevruz kişilerden bağımsız bir özgürlük müceadelesini sembolize ediyor. DTK ve BDP olarak Nevruz'u bu yönüyle ortaya çıkacak bir formatta planladık. 130 merkezde ortak organizasyonlar yapacağız. Amed (Diyarbakır) Nevruz'u öylesine görkemli bir Nevruz olmalı ki, o gün herkes Nevruz meydanında olmalı ki bütün dünyaya bir kez daha 'evet biz burada kimliğimizle, kendi anavatanımızda, Kürdistan'da özgürce yaşamaya kararlıyız' mesajı çıkmalıdır. Oradaki o birlikte duruş, bütün dünyaya verilecek en büyük mesajdır. Oraya gelenler sadece BDP'ye oy verenler değildir. Kendi coğrafyasında onurlu yaşama isteği olan herkes, o gün o alanda toplanıyor. Bunu sadece bir parti kutlaması olarak ele almadık. Ulusal birliğin de bir ifadesidir. Sadece Kürtlerin deği, bu coğrafyada yaşayan ve ezilen herkesin bir semboludur. Nevruz bir özgürlük meydanı olacaktır. Bu yıl bizler siyasal dönüşümün dizaynı için Nevruz alanlarında olacağız. Biz barış elimizi uzattık ama siz işkenceyi zulmü faşizmi dayattınız ama biz size müzakere için bir fırsat daha sunmak için Nevruz'da olacağız."

'KÜRTÇE DEVLETE SERBEST BİZE YASAK, VALİLİKLERİ KALDIRACAĞIZ'

Basın toplantısından sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, "Valilik Nevruz ile ilgili hazırladığınız ve billboardlara astığınız afişi mahkeme kararıyla yasaklatıp billboardlardan söktürdü, ancak siz bu yasaklı afişin önünde konuşuyorsunuz. Valilik ise bugün Çanakkale savaşıyla ilgili Kürtçe ve Türkçe afiş astırmış. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusunu şöyle cevapladı:

"Devlete Kürtçe serbestir. Devlete Kürtçe hiçbir zaman yasaklanmadı. Kürtlere Kürtçe, Kürdistanlılara Kürtçe yasaktır. Bu konuda söylenecek çok şey var, devlete dair valiliğe dair. Nevruz arifesinde gündemi değiştirmiyeyim, o nedenle çok şey ifade etmek istemiyorum. Kürtlere de Kürdistan'a da kendi ana dili serbest olacaktır. Valilik denen kurum gereksiz bir kurumdur. Yani gereksiz bir kurumun astığı afiş de gereksiz bir afiştir. Bizim önerdiğimiz sistemde valilik denen bir mekanizma yoktur. Fazlalık olarak sisteme dahil edilmiş bir kurumu da biz inşallah en kısa sürede bir anayasa değişikliği ile kaldıracağız. O nedenle bir afişi yasaklamak veya kaldırmak valiliğin yetkisinden kesinlikle çıkarılacaktır. Çünkü vali diye bir şey olmayacaktır. Ankara'dan atanmış iktidarın zihniyetini temsil eden bir kurum bizim yönetim anlayışımızda olmayacaktır. Halk kendi seçtiği yöneticiler aracılığıyla yönetilecektir. Halkın seçtiği yöneticilerde halkın diline kültürüne değer veren onlara saygı duyan yöneticiler olacaktır. Ancak gördüğünüz gibi yasaklanan afiş burada bu afişte 'ya özgürlük ya özgürlük' deniyor. Örneğin eğer devlet bu özgürlük kavramından bu kadar korkuyor ve yasaklıyorsa özgürlük kavramını suç olarak tanımlıyorsa o zaman AKP'nin bugüne kadar özellikle kendi programlarında kaymakamlıkların valiliklerin veya AKP teşkilatının kullandığı özgürlük kavramlarını da suç olarak tanımlamalıdır. Sadece bir partinin yaptığı Kürtçe çalışma suç olarak tanımlanıyorsa bu devlet yaklaşımı. Bu sadece Valiliğe özgü bir yaklaşım değil, merkezde alınmış bir kararın Diyarbakır Valiliği tarafından veya mahkemeler tarafından uygulanmasıdır. Ama Valilik yasakladı diye, mahkeme yasakladı diye özgürlük kavramı veya Kürtçe yasaklanmıyor. İşte o afiş arkamızda dağ gibi duruyor alanlarda da meydanlarda da olacaktır bu afiş."

KÜRTLERİN 4 TALEBİ İÇİN NEVRUZDA İMZA KAMPANYASI

Ahmet Türk, bu yıl yapılacak Nevruz kutlamalarında Kürtlerin istemleri ve mücadelelerinin alanlara yansıtılacağını belirtti. Gerginliklere asla meydan vermeyeceklerini ve bu yılki nevruzun ulusal birlik günü olarak kutlanacağını belirten Ahmet Türk, "9 Mart'ta Kürt siyasetçileri, kanaat önderleriyle ulusal ittifak adına toplantı yaptık. Bu nevruzu bütün Kürt partileriyle, sivil toplum örgütleriyle sağladığım ittifak doğrultusunda kutlayacağız. Bütün Kürtlerin vazgeçilmez 4 temel talebi var. Kimliğin tanınması, ana dilde eğitim hakkı, siyasi statü ve Kürtlerin örgütlenme hakkının sağlanması. Bu 4 talebin karşılanması için Nevruz'da imza kampanyası da başlatıyoruz. 15 Nisana kadar toplanacak imzalarla taleplerimizi Türkiye gündemine taşıyacağız" dedi.

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Nevruz'un Kürt halkı için dirilişi, özgürlük arayışını temsil ettiğini ve halkın bu nedenle bu Nevruz'da da taleplerini haykıracağını söyledi.

Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, 2012 nevruzunun Kürt halkı açısından çok önemli olduğunu belirterek, "Bu halk değerlerine sahip çıktığını bir kez daha gösterecektir. 7 ayı aşkındır hukuksuz bir şekilde tecrit altında bulunan sayın Öcalan'a sahip çıktığını da gösterecektir" diye konuştu.