Hatip Dicle’nin vekilliğinin düşürülmesi ve KCK davasından tutuklu 5 milletvekilinin serbest bırakılmaması nedeniyle Meclis’i boykot eden BDP, ilk grup toplantısını Diyarbakır’da yaptı. 

Geçen hafta Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’nun desteklediği 29 bağımsız milletvekilinin BDP’ye geçmesinden sonra, Meclis’te BDP grubu kurulmuştu. Meclis boykotunu sürdüren ve Meclis Başkanlığı seçimine de katılmayan BDP grubu, bugün Selahattin Demirtaş başkanlığında Diyarbakır’da toplandı. 

“Erdoğan Türkiye’nin yeni anayasa talebini MHP ile çarçur ederse yazık olur. Türkiye bu ortama kolay erişmedi” diyen Demirtaş, AK Parti ve MHP’nin yeni anayasa değil , ittifakla yeni bir statüko kurma arayışında olduğunu öne sürdü. 

Parlamentoya dönmek için demokratik siyaset kanallarının açık olması gerektiğini belirten ve bunun bir mutabakat metniyle somutlanmasını isteyen Selahattin Demirtaş, BDP milletvekillerinin parlamentoya girince devam eden davalarından mahkum edilmeyeceklerinin garantisinin olmadığını söyledi. 

“Bizim Türk halkını tehdit ettiğimiz falan yok. Eğer bize karşı yaklaşımda köklü bir değişiklik olmayacaksa. Bizim Ankara’nın köhnemiş, yoz siyaseti içinde işimiz olmayacaktır. Biz orayı dönüştürmeye gittik. Şimdi ona biat etmeyeceğiz. Siyaset devletin güdümünde değil, halkın bağrında yapılır” diyen Demirtaş’ın öne çıkan mesajları şöyle: 

-Kriz yemin krizi değil, demokratik ve statükocu siyaset arasındaki krizdir. AKP Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesi için itirazda bulunmuştur. Sorumluluk AKP’nindir. Krizi yaratan bizler değiliz. “Başka aday mı yoktu” diyen Erdoğan’a cevabım: Bizde bu onurlu mücadeleyi yürütecek adam da kadın da çok. 

- Balkon konuşmasının balkonda kaldığı iki günde ortaya çıktı. Başbakan’ın bir de bugünkü konuşmalarına bakın. Türkiye toplumu bize karşı böyle konuşan bir Başbakan’ın, MHP ile uzlaşarak anayasa yapmasına razıysa, biz bir şey demeyiz. 

-AKP eğer çözüm konusunda samimiyse, şimdi koşullar her zamankinden uygundur. Krizler bir yana, seçim sonuçları her zamankinden daha fazla çözüm olanağı yarattı. Ama Başbakan’ın tavrı sonuçları tahrip ediyor. Erdoğan’ın bizim siyaset tarzımızı anlayabilmesi için 40 fırın ekmek yemesi lazım. 

-Türkiye’ye bir gün demokrasi gelecekse bu halkın yürüttüğü mücadelenin sonucu olacaktır, Başbakan’ın lütfu değildir. 

-Biz iktidarı ele geçirmeye çalışmıyoruz, iktidarı halka iade etmek için çalışıyoruz. Demokratik Özerklik, devletin halktan çaldığı özgürlüğü geri kazanmaktır. ‘MESELE SADECE SAYIN HATİP DİCLE, TUTUKLU VEKİLLER 
MESELESİ DEĞİLDİR.’ 
BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, “Eğer bize karşı yaklaşımda tarihi bir değişiklik olmayacaksa, köklü bir değişiklik olmayacaksa bizim Ankara'nın köhnemiş siyasetinin içerisinde yerimiz olmayacaktır” dedi. 

Daha sonra konuşan Demirtaş, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın balkon konuşmasının balkonda kaldığının 2 gün sonra ortaya çıktığını, Başbakan'ın şu an kullandığı dilin büyük bir talihsizlik olduğunu” belirtti. 

Türkiye toplumunun yüzde 50'sinin AK Parti ve Başbakan'ı destekliyor olabileceğini, buna saygı duyacaklarını kaydeden Demirtaş, ama Türkiye toplumunun en azından kendilerine oy verenler kadar bir kısmının da Başbakan'ın ve bu zihniyetin kendileri açısından artık tehlike olduğunu kabul ettiğini savundu. 

YEMİN KRİZİ 
Demirtaş, bugün yaşanan krizin yaşanmaması için 12 Eylül Anayasa referandumu sürecinde teklif verdiklerini, bunların AK Parti ve “AK Parti sevenler derneği üyeleri” tarafından tartışılmadığını ve o dönem bunlara yanaşmayan AK Parti'nin bugünkü krizlerin baş sorumlusu olduğunu iddia etti. 

“Hatip Dicle'nin vekilliğini düşüren AKP'nin itirazıdır. Dicle mazbatasını almış olmasına rağmen milletvekili olmayacağına dair YSK'ya dilekçe verdiler. Bu krizi yaratan AKP'nin kendisidir. Sanki kaçıyormuş gibi mazbatayı alan da AKP'dir. Şimdi hiçbir şey olmamış gibi, bu YSK komplosuymuş gibi AKP'nin kendisini sıyırmasını kabul etmiyoruz. AKP bunun hesabını yapmıştır. Dicle'nin milletvekilinin düşürülmesi için girişimi olmuştur” diyen Demirtaş, bunların hepsinin planlı ve programlı olduğunu ileri sürdü.