Günümüzde ‘’Küreselleşme’’ yalanı içinde kapitalizmin en vahşisini yaşamaktayız. İnsanlığın yerlerde süründüğü, paranın gücününegemen olduğu günümüzde insanların içinde bulundukları durumu kolaylıkla kabullendikleri, kendilerine yönelik olumsuzlukları sessizce sindirdikleri görülmektedir. Bir bakıma tepkisiz topluma dönüşmüş durumdayız. Unutkanlıkdağınık dikkatbozuk konsantrasyon,anlayış kıtlığıbasiretsizlik gibi özellikler yaygınlaşmıştır. Bu durum ‘’Deccal-i Hipnoz’’ durumudur. Günümüz insanının ‘’Deccal-i Hipnoz’’ türünde bir etki altında olduğu, bu nedenle zihinlerinde apaçık olan gerçekleri dahi görmelerini engelleyen bir pus meydana geldiği anlaşılmaktadır. İnsanlar sanki gizli bir etki altına girmiş, gözünün önünde olan en açık gerçekleri göremeyecek duruma gelmiştir. Ağır bir hipnoz etkisine girmiş olmalarına rağmen, bu derece hipnoz etkisinde olduklarının farkına bile varamamaktadırlar. Bu nedenle insanlar, oluşan dehşetengiz olayları bile olağan görmekte, normalde harekete geçmelerini sağlayacak önemli bir olayı sıradan bir gelişmeymiş gibi değerlendirmektedirler. Asla kabul etmeyecekleri durum ve görüşleri, sahtelikleri, hurafeleri, batıl inançları ve yüzüne karşı söylenen yalanları kolaylıkla kabullenmekte, olayları kapalı gözlüklerle seyretmektedirler.

Bu türden bir hipnotik etkinin insanlar üzerinde etkili olmasında günümüz siyasetinin büyük etkisi vardır. Tüm dünya üzerinde siyasi planlamacılar, ‘’Nöropazarlama’’ taktikleri ile çalışmakta, insanların bilinç altına girerek onları istedikleri gibi etkilemektedirler. Durum böyle olunca, yaygın iletişim ağı ile tüm kişilere ulaşılabilmekte ve istenilen nörotik etki çok kolay gerçekleştirilebilmektedir. Bu tekniklerle etki altına alınan insanların dikkati afaki şekilde dağılmış, gözünün önündeki önemli olayları göremez hale gelmiş, sersemleşmiş, yani içinde bulunduğu anormalliği dahi fark edemeyecek duruma gelmişlerdir. Bu aymazlığın şiddeti o kadar yoğundur ki, içinde bulundukları durumun acısını ve sıkıntısını dahi hissedemez duruma gelmişlerdir. Bu kadar tepkisiz olan bir toplumda da insan mühendisleri çok rahat çalışmakta, kapitalist düzenin işlerliğini çok kolay artırabilmekte ve siyasi liderler kendi düşüncelerini koşulsuz kabul ettirebilmektedirler. Daha sosyal, refah düzeyi daha yüksek ve demokratik hakların daha koşulsuz olduğu bir toplumda yaşama için bu durumdan sıyrılıp, gerçeklerler yüzleşmek gerekmektedir.

Ekonomik, sosyal ve demokratik kazanımlar birer birer yok olup gitmektedir. Birey olarak tek başımıza bir şey yapamayacağımız bu sistemde, bir olabilmek, bir hareket edebilmek çok önemlidir. Giderek hırçınlaşan kapitalizm ve O’nun getirdikleri ile bizim mücadele etmekten başka bir yolumuz da yoktur. Gün mücadele günüdür. İnsanların yaşam ve ekmek kavgasında omuz omuza mücadele etmeleri gerekmektedir. Mücadelede uyuşukluğa, pasifliğe, kararsızlığa ve duraksamaya yer bırakılmamalıdır. İnsanların kapitalizme karşı tepkilerini birleştirmek ve ortak hareket etmelerini sağlamak çok önemlidir. Evet, bu konuda insanların yeterli bir örgütlülüğü ve bilinçliliği yoktur. Ama bütün bunlar mücadeleye birlikte atılmamıza engel değildir. Mücadele, kitleleri eğitecek ve bilinçlendirecektir. Daha iyi yarınlara birlikte ulaşabilmemiz dileği ile.

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınkonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

facebook.png twitter.png

 
habericiuygulamalar.jpg