İzmir’de Fevziye Cengiz’i karakolda feci şekilde dövdükleri kamera görüntüleriyle kanıtlanan 2 polisin İstanbul’da göreve başladığı öğrenildi.

Fevziye Cengiz’in geçen yıl Temmuz ayında Karabağlar Polis Merkezi’nde maruz kaldığı vahim dayak nedeniyle önce “basit yaralama” suçundan dava açılmış, ancak sanık polisler görevlerine devam etmişlerdi. Ancak dayak görüntülerinin VATAN tarafından ortaya çıkarılmasının ardından 2 polis açığa alınmıştı. Sanık polisler hakkındaki disiplin soruşturması da beklenenden hızlı bir şekilde sonuçlandırılmış ve İzmir Emniyet Müdürlüğü, polislere her ay 30 TL’den olmak üzere toplam 360 TL maaş kesintisi anlamına gelen “bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması” cezası vermişti.

‘Meslekten men’ yok

Ancak mahkeme sanıkların suçunun işkence olduğu gerekçesiyle davayı ağır ceza mahkemesine gönderince mağdur Fevziye Cengiz’in avukatları Emniyet’e başvurarak sanık polislere Emniyet Disiplin Tüzüğü’ne göre “meslekten ihraç” cezası verilmesini istedi. Başvuruda polislerin halen görevde olmalarının mağdur ve ailesinin baskı ve tehditlere maruz kalmasına yol açabileceği belirtilerek delillerin korunması ve söz konusu tehditlerin son bulması için işkence suçundan dolayı meslekten ihraç kararı verilmesi istendi. Ancak Emniyet’ten avukatlara verilen yanıtta, disiplin cezasının değişmeyeceği ve sanık polislerin başka bir ilde (İstanbul) görevlendirildikleri belirtildi. Emniyet Müdür Yardımcısı Osman Aral imzasıyla gönderilen cevabi yazıda, Devlet Memurları Kanunu’ndaki “Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin kovuşturmasını geciktirmez” düzenlemesi hatırlatılırak disiplin soruşturmasının davanın sonucunu beklemeden uygulanmasının zorunlu olduğu savunuldu. Böylece, kanunun suç işleyen memurların bir an önce disiplin cezası almasını sağlamasına yönelik olarak konulan hükmü, işkence sanığı polisleri ihraçtan kurtarmaya gerekçe olarak gösterilmiş oldu.

Doktora da koruma verildi

Emniyet’in meslektaşlarına sağladığı korumanın yanı sıra İzmir Tabip Odası da, mağdur Fevziye Cengiz’in işkence gördüğünü söylemesine rağmen, bu iddiayı raporuna yazmayan Dr. A.K hakkında “bulguları rapora yazmakta ihmali olmadığı” gerekçesiyle soruşturma açılmasına gerek olmadığına karar verdi. A.K’nın, “işkence olgusunu gizlemeye yönelik bir saikle hareket etmediği” savunulan kararda doktorun kapıyı kapatmayarak polislerin görebileceği ve duyabileceği şekilde mağdur kadını muayene etmesi, Fevziye Cengiz’in dövüldüğünü söylemesine rağmen bu şikayeti raporuna yazmaması ve işkence bulgularını raporuna eksik geçirmesi iddialarına ilişkin hiç bir açıklama yapılmaması da dikkat çekti.