Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun eşi Dr. Sare Davutoğlu, ''Hızla gelişen teknolojinin bazı zararlı sonuçlarından insanlarımızı haberdar etmek, henüz kanıtlanmasa bile sağlığa zararlı olması muhtemel uygulama, gıda, çeşitli alışkanlıkların, hatta bazı tedavi yöntemlerinin sağlığa zararlı olası olumsuz sonuçlarını toplumla erkenden paylaşmak zorundayız'' dedi.

Sare Davutoğlu, 6. Ulusal Kanserli Hastalar Kongresi'nin açılışında yaptığı konuşmada, kişilerin kendileri ve ailelerinin sağlığıyla ilgili sorumluluk alma bilincinin gelişmesinin önemine işaret etti. Hayat tarzının, beslenmenin, egzersizin, fazla kiloların, sağlığı ve kanser oluşumunu yakından etkilediğini dile getiren Davutoğlu, ailenin odak kişisi olan kadının bu konuda büyük sorumluluğu bulunduğunu söyledi.

Çevresel kanserojenlerin son yıllarda artış gösterdiğini ve engellenemeyen birçok etken bulunduğunu dile getiren Davutoğlu, ''Özellikle beslenme konusunda hem kanserojenlerden sakınmak, hem de vücudu kanserden koruyucu bağışıklık ve kanserden korunma mekanizmalarını güçlendiren gıdaların, ailenin tüm fertlerinin sağlığına katkısı son derece önemlidir'' diye konuştu.

Araştırmaların, uygun bir diyet ve egzersizle kanserlerin yüzde 30 ya da 40 oranında azaltılabileceğini ortaya koyduğunu ifade eden Davutoğlu, bazı kanser türlerinde ise uygun diyetin koruyuculuğunun yüzde 90 oranında olduğunu ifade etti. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının kanserle mücadelede önemli görevler üstlendiğine işaret eden Davutoğlu, şöyle konuştu:

''Sağlık camiasının en geniş anlamıyla sağlığın korunması, hem de kanserin önlenmesi için daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Modernleşmeye paralel gelişen bireyselleşmenin bir yansıması olarak, 'ancak uyarma görevi yaparız ama esas görevi sağlığını kaybedenleri tedavi etmektir' yaklaşımından daha aktif bir tavır sergilenmesi gerektiğini düşünüyorum. Hızla gelişen teknolojinin bazı zararlı sonuçlarından insanlarımızı haberdar etmek henüz kanıtlanmasa bile sağlığa zararlı olması muhtemel uygulama, gıda, çeşitli alışkanlıkların, hatta bazı tedavi yöntemlerinin sağlığa zararlı olası olumsuz sonuçlarını toplumla erkenden paylaşmak zorundayız.''

Devamlı kanser korkusuyla yaşamanın yanlış olduğuna da işaret eden Sare Davutoğlu, ancak kanserden korunmanın tedaviden daha önemli olduğunu, bu nedenle bu konuda topluma net mesajlar verilmesi gerektiğini söyledi.

-''TÜRKİYE, TÜTÜN KONTROLÜNDE AVRUPA DÖRDÜNCÜSÜ''-

Türk Kanser Kurumu Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk da Türkiye'de tütüne karşı yürütülen mücadelenin dünyada örnek olduğunu ifade etti.

Kanser hastalığından ölümlerin kalp hastalıklarından ölümlerin önüne geçtiğini, bu nedenle bu hastalığa karşı mücadele yürütülmesinin büyük önem taşıdığını dile getiren Kutluk, Türkiye'de erkeklerde en fazla akciğer, kadınlarda ise meme kanseri görüldüğünü kaydetti. Avrupa Kanser Cemiyetlerinin, ülkeleri tütünle mücadele konusunda belirli kriterlere göre değerlendirdiğini, Türkiye'nin de bu yıl İngiltere, İrlanda ve Norveç'in ardından bu mücadelede dördüncü sıraya yükseldiğini belirten Kutluk, bunun memnuniyet verici olduğunu ifade etti.

Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer ise Türkiye'de kanser kontrolüyle ilgili bilgiler verdi. Sigaraya karşı yürütülen mücadelenin önemine işaret eden Tuncer, kanser vakalarının artmasının nedenlerinin başında sigara kullanımı, yaş ortalamasının yükselmesi ve obezitenin geldiğini söyledi.

Türkiye'de kadın kanserlerinin görülme oranının yaygınlığını vurgulayan Tuncer, bu nedenle bu yıl Kanser Haftası için temanın ''Kadın Kanserleri'' olarak belirlendiğini bildirdi.

Avrupa'da en yüksek akciğer kanseri görülme sıklığına sahip bulunan Türkiye'de bu kanser türünün görülme nedeninin yüzde 96 oranında sigaradan kaynaklandığını ifade eden Murat Tuncer, Türkiye'de kanser hastalarının tedavisine yılda 2.5 milyar avro ödendiğini kaydetti. Tuncer, 2008 yılında yüz binde 278 olan kanser görülme sıklığının yüksek olduğuna işaret ederek, 2030 yılında, yılda yarım milyon kişinin bu hastalığa yakalanmasının beklendiğini söyledi. Ülke ekonomisinin bu rakamı kaldıramayacağını anlatan Tuncer, gelecek beş yılda bunun önlenmesi için sürdürülebilir bir program uygulanması gerektiğini belirtti. Tuncer, ''Ulusal Kanser Enstitüsü kurulması, ülkemiz açısından çok önemli. Bu enstitü kurulmazsa kansere karşı savaşı kaybederiz'' diye konuştu.

-''KADINLAR TARAMA PROGRAMINI İHMAL ETMEMELİ''-

Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, toplantıdan ayrılırken gazetecilerin kanserden korunmaya ilişkin sorularını yanıtladı.

Sigara ve alkol gibi alışkanlıklardan uzak durmanın, beslenmenin, kanserden korunmada önemli olduğuna işaret eden Davutoğlu, bir hekim olarak kendisinin de bu konularda gayret gösterdiğini söyledi.

Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak kadınlara yönelik önerilerinin sorulması üzerine de Davutoğlu, aile içinde kadınların, aile fertlerinin doğru beslenmesi, fiziksel aktivite ve doğru alışkanlıklar edinme konusunda önemli bir role sahip olduğunu belirtti.

Kadın kanserleri içinde meme, yumurtalık ve rahim ağzı kanserlerinin erken teşhis ve tarama programlarıyla önlenebileceğine işaret eden Davutoğlu, kendi hastalarına da bu konuda önerilerde bulunduğunu sözlerine ekledi.