AK Parti Grup Toplantısı'nda konuşan Başbakan Davutoğlu, dün gerçekleştirilen 8 saatlik Bakanlar Kurulu toplantısının ardından detayları paylaştı. Davutoğlu, IŞİD'in Suriye sınırındaki Kobani'ye saldırıları nedeniyle Türkiye'nin çeşitli illerinde yaşanan şiddet olayları ve protesto gösterilerine yönelik, büyük bir dirayetle ayakta duran AK Partili belediye başkanlarını "demokrasi kahramanı" olarak niteledi. "Belediye başkanlarımızın her biri gerçek demokrasi kahramanlarıdır" diyen Davutoğlu, "Onlara bir kez daha teşekkür ediyorum. Çünkü bulundukları yerlerde fikir, ifade ve siyaset yapma özgürlüğünün bayraktarlığını yaptılar. Şantajla, tehditle karşılaştılar, en yakın akrabaları saldırılara uğradı, evleri tarumar edildi ama onlar dimdik ayakta durdular. Milli irade ruhu adına o bölgede demokrasiyi ayakta tuttular. Kendilerine teşekkürü bir kez daha borç biliyorum" diye konuştu.

Çarşamba ve Perşembe günü Karadeniz ve Marmara Bölgeleri milletvekilleriyle buluştuğunu hatırlatan Davutoğlu, bu hafta içinde de partisinin İç Anadolu, Ege ve Akdeniz milletvekilleriyle bir araya geleceğini ve milletvekilleriyle istişare sürecini tamamlayacağını belirtti.

"BİZLER ŞEHİR KURAN KÜLTÜREL MİRASI KURMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ"

Geçen hafta yaptığı Amasya ziyaretini hatırlatan Davutoğlu, "Biz Amasya'da şehirlerimizin ruhu üzerinde konuşurken birileri tam bir vandalizm ile kadim kültürün en güzel şehirleri olan Diyarbakır'ı, Bitlis'i, Mardin'i, Batman'ı, Van'ı, Siirt'i kana bulamakla meşguldüler. İşte aramızdaki fark bu. Bizler şehir kuran, şehirleri bütün insanlık birikiminin merkezi yapan bir kültürel mirası savunmak için çalışıyoruz. Birileri de şehirleri yıkmak, ortak yaşam alanını yok etmekle meşguller. Bizler ırk, din, mezhep ayrımı gözetmeden bütün şehirlerimizin her kökenden, her geçmişten ve gelenekten gelen vatandaşlarımızın barış ve huzur içinde, karşılıklı saygı içinde yaşadıkları gerçek anlamda çoğulcu şehirler kurmaya çalışıyoruz. Birileri ise 'Şurası Kürt şehri, şurası Türk şehri gibi ayrımlarla şehirlerimizi bölmeye çalışıyorlar. Bu çok önemli. Irak ve Suriye'de ne zaman şehirler 'Erbil Kürt, Basra Şii, Musul Sünni şehri' gibi bölünmelere başladılar devlet de bölünme sürecine girdi, ülke de bölünme sürecine girdi. Aynı şey Suriye için bu geçerli. Türkiye'de bütün şehirler milletimize aittir. Hiçbir şehir şu veya bu etnik grupla, mesleki tanımla tanımlanamazlar. Her bir şehir bizden aziz hatıralar barındırır. Her bir şehir bize ecdattan yadigardır. O emaneti koruma konusunda ne gerekiyorsa her tür tedbiri alırız. Ve o şehirleri barış şehirleri, kapılarına gelenleri içine aldığında emniyet duyduğu şehirler haline dönüştürme kararlılığımızı sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.

"Amasya'dan çok güzel hatıralarla ayrıldık" diyen Davutoğlu, "Hafta sonu Akil İnsanlar Toplantısı'na katıldık, dün de Bakanlar Kurulu toplantımız öncesinde YÖK'ü ziyaret ettim, kapsamlı brifing aldım ve özellikle yeni devreye sokulan akademik arşiv projesiyle ilgili bilgilendirmede bulundu arkadaşlarımız. Uzun bir toplantıda yükseköğretimle ilgili, üniversitelerimizin milli ve evrensel birikimiyle ilgili kanaatlerimi paylaştım. Önümüzdeki dönemde ülkemiz yükselen güç haline gelecekse bunun anahtar kavramı eğitimdir, eğitimdir. Bu anlamda çok köklü ve kültürel mirastan gelen bizler küreselleşmenin getirdiği araçları en iyi şekilde kullanarak üniversitelerimizi gerçek ilim merkezine çevirmekte kararlıyız"şeklinde konuştu.

11 SAAT SÜREN AKİL İNSANLAR HEYETİ GÖRÜŞMESİNİN DETAYLARI

Bu hafta gerçekleştirdiği en önemli çalışmanın Akil İnsanlar Toplantısı olduğunu hatırlatan Davutoğlu, "Kobani bahane edilerek yapılan şiddet ve vandalizmden sonra çözüm süreciyle ilgili kararlılığımızı bir kez daha teyit etmek istiyorum. Akil İnsanlar Heyeti, geçen yıl bu sürece vicdanlarıyla birikimleriyle katkıda bulunan çok saygın isimlerden oluşuyor. Toplumdaki her siyasi ideolojik eğilimi barındıran, gerçek bir fikir harmanı oluşturuyor. Ben kendileriyle buluşmaktan çok memnuniyet duydum. 11 saat süren görüşmemizde her birini hiçbir zaman sınırlaması koymadan dikkatlice dinledim. Eleştiri yapanlar oldu, onların eleştirilerini not ettim. Olaylarla ilgili son derece kanaatler belirtenler oldu, çözüm önerileri teklif edenler oldu, hepsini dinledim. Sonunda da kendi kanaatlerimi açık şekilde ifade ettim. Bir kez daha kendilerine teşekkür ediyorum" dedi.

"ÇÖZÜM SÜRECİ MİLLİ, YERLİ VE ÖZGÜN BİR PROJEDİR"

Gerek basın toplantısında, yani basına açık kısımda, gerekse toplantı esnasında vurguladığı hususları paylaşan Davutoğlu, şunları kaydetti: 

"Çözüm süreci, hiçbir dış etki olmadan bu milletin kendi dinamikleri içinde oluşmuş milli, yerli ve özgün bir projedir ve sonuna kadar korunacaktır. Millidir, çünkü bu topraklarda Malazgirt'ten bu yana oluşan harmanı barındırır. Yerlidir, çünkü inisiyatif hükümetimizden gelmiştir. Ve hep yerli aktörler süreçte değerlendirilmiştir. Farklı siyasi görüşlere sahip olsalar da hepsi yerli aktörler olarak katıldılar. Bizim için özgündür, çünkü daha önce başka ülkelerde denenmiş modellerden farklı unsurları barındırmaktadır. Bu süreç başarılı olduğunda Türkiye'nin ayağındaki prangalardan kurtulmak mümkün olacağı gibi bütün vatandaşlarımız da tam bir özgürlük alanına kavuşacaklar."