Ayrıca BM'nin Libya konusunda aldığı hızlı karar yıllarca Sırp zulmüne uğrayan Boşnakları şaşırttı.

Avrupa'nın ortasında yüz binin üzerinde sivilin katledildiği Bosna-Hersek'e müdahaleyi uzun süre tartışan BM'nin Libya konusundaki hızlı kararı ve o dönemde uluslararası operasyonları engelleyen Fransa'nın saldırı konusundaki acele tavrı ise Boşnakları şaşırttı.

Fransa İçişleri Bakanı Claude Gueant'nın Fransa'nın Libya operasyonunu Haçlı seferlerine benzetmesi tepki çekti. Le Figaro gazetesine röportaj veren Gueant, Sarkozy'nin Libya operasyonunda öncülük etmesini anlatırken, Haçlı seferleri anlamına gelen "croisade" terimini kullandı.

Sarkozy'ye en yakın isimlerden Gueant, "İyi ki Sarkozy harekete geçti. Çünkü, bütün dünya Albay Kaddafi'nin katliamlarını televizyondan izlemekle yetinirken, ne mutlu ki cumhurbaşkanımız Haçlı seferlerinin başını çekti. BM Güvenlik Konseyi, Arap Ligi ve Afrika Birliği'ni de harekete geçirdi." ifadelerini kullandı. Le Monde gazetesi, Muammer Kaddafi'nin operasyonu "Haçlı seferi" şeklinde tanımladığını hatırlatarak, Gueant'nın bu açıklamalarının büyük sorumsuzluk olduğunu savundu. Daha önce de, Rusya Başbakanı Vladimir Putin, askeri müdahale kararının "Ortaçağdaki Haçlı seferleri çağrısına benzediğini" söylemişti.

Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle de, operasyonun Müslüman ülkelere karşı yürütülen bir Haçlı seferi izlenimi vermemesi gerektiğini söylemişti.

Libya'ya hızlı müdahale Boşnakları şaşırttı

Bosna-Hersek'te 1992-1995 yılları arasında süren savaşta işlenen katliamlara, sistematik tecavüzlere, hatta "güvenli bölge'' ilan ettiği Srebrenitsa'da daha sonra "soykırım'' olarak tanımak zorunda kaldığı trajediye karşı müdahalede bulunmayan BM'nin, Libya karşısında hızlı karar alması ve uluslararası gücün bu ülkeye hava saldırısı başlatması Boşnakları şaşırttı. Savaşın başladığı 1992 yılından sona erdiği 1995 yılına kadar defalarca toplanan BM ve NATO'dan, Sırp saldırılarını ve Çetniklerin katliamlarını durdurmak için bir türlü askeri müdahale kararı çıkmadı.

Boşnaklar, bu kararın çıkmamasında en büyük engelin dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand olduğunu savunuyor. Savaşı yaşayan Boşnak yetkililer, bugün aynı Fransa'nın Libya'ya karşı saldırıda öncü rol oynamasının altındaki gerekçeyi merak ediyor. Savaş zamanında Bosna-Hersek ordusunda Genelkurmay Başkanı olarak görev yapan, halen Travnik Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi emekli Korgeneral Doç. Dr. Cemal Nayetoviç, Bosna'daki savaş sırasında NATO birliklerinin Çetniklerin askeri hedeflerini vurmaya hazır olduğunu, ancak dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand'ın, "Bosna'ya askeri müdahaleye gerek olmadığı, sadece insani yardıma ihtiyaç olduğu'' yönündeki sözlerinin bu harekatı doğrudan engellediğini kaydetti. Fransa'nın şimdiki Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Libya'ya karşı "alelacele'' Paris'te bir toplantı düzenlediğine işaret eden Nayetoviç, Bosna-Hersek için 3,5 yılda hava saldırısı kararı alamayan bir BM'nin Libya için bir günde karar çıkarma hızı karşısında şaşkına uğradığını ifade etti. Nayetoviç, "Dün Bosna'ya karşı engelleyici tutum sergileyen Fransa, bugün Libya'da neden öncü. Sarkozy'nin bu kadar acele etmesinin altındaki sebep nedir?'' sorusunu yöneltti.

BM tarafından korunan ve "güvenli bölge'' ilan edilen Srebrenitsa kentinde Temmuz 1995 tarihinde iki oğlunu, kocasını ve akrabaları arasındaki tüm erkekleri kaybeden Srebrenitsa Anneleri Derneği Başkanı Hatice Mehmedoviç de Bosna-Hersek'te bütün dünyanın gözü önünde işlenen katliamlara yıllarca göz yuman uluslararası güçlerin ve özellikle Fransa'nın Libya'ya bu ani tepkisinin altında petrol olduğunu savundu. Mehmedoviç, "Ne yazık ki bizim kanımızın, onurumuzun, iffetimizin değeri, o güçler için bir anlam ifade etmiyordu. Söz konusu petrol ve maddi çıkarlar olunca bir anda savaş uçakları havalanıyor." diye konuştu.