Cumhurbaşkanlığı siyasi bir makamdır.Bütün dünyada da bu böyledir.Daima bizde de böyle olmuştur.

Aksini iddia etmek eğer art niyet taşımıyorsa,siyaset bilimine ve demokrasiye aykırıdır dolayı ile cahilliktir.

Zaten durum böyle olmasaydı,ülkemizdeki C.B. seçimleri daima sancılı,kavga gürültülü geçmezdi.Millet daima yanlış yapar zihniyetindeki vesayetçiler ve demokrasi dışı güçler bu makamı milleti kontrol makamı olarak görmezdi. Sn. Abdullah Gül'e kadar bu makam daima siyaseti kontrol mekanizması olarak kullanılmıştır.

A.Gül döneminde de eski Türkiye yanlıları daima tekere çomak sokmak yeni ve güçlü Türkiye'ye geçişi engellemek için her türlü oyuna başvurduğu için vesayetten tam olarak kurtulmak mümkün olmamıştır.

İlk defa ülkenin önüne tarihi bir fırsat geçmiş cumhur başkanını seçme iradesine kavuşmuştur.

Bunu tehlikeli gören eski Türkiye yanlıları,vesayetin devamını isteyen güçler,hiç bir zaman milli irade ile barışık olmayan çevreler telaşa kapılıp siyaset dışı ,tarafsız bir aday safsatası ile sürece etkileme derdine düşmüşlerdir.

Öylesine bir telaş ki bu kendilerinin de siyasetçi olduğunu unutup siyaseti ve siyasetçiyi öçü durumuna düşürmüşlerdir.

Çatı aday diye kendilerine dikte edilen siyaset dışı düşük profilli birini aday olarak resmen ilan etmişlerdir.

Ancak bunu karşısına gençlik döneminden bu yana daima halkın içinden birisi,siyasetçi olmakla utanmayan birisi milletin adamı başbakan Erdoğan aday olmuştur.

Erdoğan'ın adaylığı C.B. makamı ile milleti daima kontrol etmek isteyen güçlere bir korkudur.

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınkonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

facebook.png twitter.png