Devlet Bakanı Egemen Bağış"la Lizbon"a giderken öğreniyoruz.
Cumhuriyet tarihinde bir ilk oluyor.
Ermeni asıllı bir vatandaşımız, devlet memuru olarak atanıyor.

Leo Süren Halepli...
Halepli, Robert Koleji mezunu.
Endicott Üniversitesi"nden mezun ve London School Of Economics"ten doktora..
Eğitimiyle tam bir başarı sicili var.

Olaysa şu: Geçen yıl Avrupa Birliği Genel Sekreterliği"ne uzman alımı yapılmıştı. 42 kişi sınavı kazanmış ancak itiraz üzerine sınav iptal olmuştu.

Önceki hafta itiraz üzerine Danıştay 11"inci Dairesi Bölge İdare Mahkemesi"nin kararını durduruyor.
Böylece “ertelenen alımların” yapılabilmesi için yol açılıyor. Bakan Bağış diyor ki: “Evet Ermeni asıllı bir vatandaşımızın devlet memuru olarak atanması tarihte bir ilktir. Ve sınav hiçbir ayrım gözetmeden yapılıp sonuçlandırılmıştır. Her memur alımında olduğu gibi bu vatandaşımızın da güvenlik soruşturması yapılmış ve öyle alınmıştır. Bizde ayrım olmaz.”

Büyükelçi Volkan Bozkır ekliyor:

- Sınav kurulu başkanı bendim. Kimsenin ismini bilmeden sınav kâğıtlarını okuduk. İçlerinde farklı inançlara ait vatandaşlarımız da vardı. Danıştay kararı gelince, alımları yaptık...

- Peki alımlarla ilgili sınavı kazanan Ermeni asıllı vatandaşımız da göreve başladı mı?

- Evet; kendisini aradık. Atamasının yapılacağını söyledik. O cevabını iletecek...

GAYRİMÜSLİM DENMİYOR ARTIK

Bozkır"la konuşurken Türkiye"nin çok önemli bir kavram değişikliğine gittiğini de öğreniyoruz.
Artık gayrimüslim ifadesi kullanılmıyor. Çünkü gayrimüslim “inanmayan” gibi çevrildiği için bazı cemaatler bunun yerine “farklı inançlardan” ifadesinin kullanılmasını öneriyor.

Ve bu öneri kabul ediliyor.
Yani artık, “azınlıklara, gayrimüslim denmeyecek”.
Bir Ermeni asıllı vatandaşımızın bir devlet dairesinde çalışmaya başlaması çok önemli bir gelişmedir. Bugüne kadar Ermeni, Rum vatandaşlarımız bir şekilde devlette görev alamıyorlardı. Subay olamıyorlardı.
Bu ayrım Türkiye"nin yurtdışındaki imajını ciddi şekle yıpratıyordu.

İşte şimdi bu kapıyı Egemen Bağış açıyor.
Bu kapının AB Genel Sekreterliği"nde açılması daha da anlamlıdır.

Çünkü AB"ye girmek yalnızca bazı fasılların açılması ya da bazı hukuksal düzenlemelerin yapılmasından ibaret değildir.
Bu aynı zamanda bir “özgürlükler iklimi”ne girilmesi demektir.

AB Genel Sekreterliği"nin bu iklimi önce kendi içinde sağlaması kutlanması gereken bir gelişmedir.

FEDON ÖRNEĞİ

Bu olay bana geçen yaz Büyükada"da Fıstık Ahmet"in lokantasında sohbet ettiğim Fedon"un şu sözünü hatırlattı:

“Heybeliada"nın yanından ne zaman geçsem içim cız eder. Çünkü çocukluğumdan beri kendimi o bembeyaz denizci elbisesiyle hayal etmiştim. Deniz subayı olmak istiyordum. O genç subaylar adaya geldikçe onlara özenirdim. Ama yapmadılar beni. Adım Fedon olduğu için yapmadılar...”
AB Genel Sekreterliği yıllardır süren bir yanlışın, bir yalnızlığın acısına son vermiştir.

Kutluyorum...

Fatih Çekirge/Hürriyet