Ahlâksızca saldırıya Atatürk'ün manevi kızı Prof. Dr. Afet İnan da maruz kaldı. Afet İnan, vefa örneği olarak Atatürk tarafından sahip çıkıldı ve topluma örnek olsun diye yetiştirilerek tarihçi yapıldı. Terbiyesi ve kültürüyle de gerçek bir 'Cumhuriyet Kızı' olan İnan, Atatürk'ün tarih çalışmalarında sağ kolu olarak Türk Tarih Kurumu'nda örnek çalışmalara imza attı. Sade yaşamıyla da gelecek kuşaklara örnek bir yaşam bıraktı.

konferans-kiyafeti-3-nisan-1930.jpg

Atatürk'ün manevi evladı sadece o muydu? Yoksulların babası Atatürk'ün 8 manevi evladı vardı ve onlara sahip çıkarak yaşamlarını değiştirdi. 1917 yılında yolda bulduğu Diyarbakırlı Abdürrahim Tuncak'ı elektrik mühendisi, okuma sevdasıyla yanıp tutuşan Sabiha Gökçen'i de 1925 yılında yanına almış ve okutarak dünyanın 'İlk Kadın Savaş Pilotu' yapmıştı.1929 yılında kendisine yol gösteren Yalovalı Çoban Mustafa'yı da subay yaptı. İşte Afet İnan'ın örnek yaşamı:

 

ATATÜRK'ÜN VEFA BORCU

Atatürk dönemindeki genç kızların örnek aldığı ve birçok kişiye de ismini veren Afet İnan, 29 Kasım 1908 günü Yunanistan’ın Kesendire (Polyoroz) kasabasında dünyaya geldi. Babası Makedonya Doyuranlı İsmail Hakkı Bey, orman memurluğu ve müfettişliği yaptığı için sık sık yer değiştirir, ailesini geçindirmeye çalışırdı. Çocukluğu 1908 Meşrutiyet Devrimi ile başlayan Afet Hanım, Balkan Harbi, Cihan Harbi ve İstiklâl Harbi içinde büyüdü. Kişiliği buralarda şekillendi. Ankara’da Atatürk’ün yanına gelene kadar hayatı Doyuran, Kesendire, Adapazarı, Ankara, Mihalıççık, Biga, Alanya, Aydın, İzmir, Bursa, İnegöl ve Sinop’ta geçti. Yedi yaşındayken annesi Şehzane Hanım’ı veremden kaybeder ve anneannesi ile babaannesi tarafından büyütülür. Küçüklüğünden itibaren tarihe meraklı olan Afet Hanım, yaşadığı dönemin olaylarıyla da hayatı gerçekten de “tarih” olur. Balkan Harbi ile Anadolu’ya gelen ailesi, sıkıntılara rağmen tutunmayı başarır. İşgal yıllarının sıkıntılarına rağmen okulunu bitiren İnan, Alanya’da yeterlilik sınavında başarılı olunca, 1 Eylül 1922 günü henüz 14 yaşındayken 'Başöğretmen' olarak atanır.

afet-hanim-ve-anneannesi-ayse-hanim.jpg

14 YAŞINDA ÖĞRETMEN OLDU

İlk olarak Antalya Elmalı’da görev yapan Afet Hanım, bir ay sonra babasının memuriyeti nedeniyle Aydın’a gider. O günleri şöyle anlatır: “Babam Aydın’a gelmişti. Ekim 1922’de biz yine babaannemin nezareti altında idik ve yol hazırlıklarına girişilmiş idi. Babam beni Çine’ye öğretmen olarak tayin ettirmişti; fakat Aydın’a gittikten sonra oraya göndermedi. Elmalı’da bu çok kısa öğretmenlik görevimden sonra yola çıkmıştık.

Birkaç gün Aydın’da kaldıktan sonra Söke’ye gittik. Orada güzel bir eve yerleştik. Öğretmenliğime burada bir ay kadar devam ettim. Bu yolculuğumuzda çok değişik durumlarla karşılaşmıştık. Yabancı kuvvetler yenilmiş ve yurdumuz egemenliğine kavuşmuştu. Ancak, geçtiğimiz yerler çok yıkık dökük ve her taraf koku içinde idi. Ben bu kokulardan çok tiksinir olmuştum. Her şeyi koklayarak yiyordum. Kardeşim benimle alay ederdi. Bu âdetim bir müddet devam etti. Babam Söke’de devamlı kalmıyor, gelip gidiyordu. Yurdumuzun istiladan kurtuluşunu bizlere türlü vesilelerle anlatıyordu. Biz bunları hem yaşıyor, hem öğreniyorduk. Söke’de pek az kalmıştık. Yolculuk, bu sefer Bursa’ya, denmişti.”

bbc1962.jpg

İZMİR'DE HAYATI DEĞİŞTİ

Afet Hanım, Bursa’ya giderken Susurluk’ta mola verilir. Soğuktan ısınmak için yaktıkları mangal ateşinden az daha zehirleneceklerdir. Yanlarına aldıkları köpek onları uyandırarak bu kazadan kurtarır. Bursa’da öğrenimine Kız Öğretmen Okulu’nda devam eder, burayı bitirdikten sonra da 1925 yılında İzmir’e öğretmen olarak atanır. Burada Mustafa Kemal Paşa ile bir ziyaret sırasında tanışır ve hayatı değişir. Onu da anılarında şöyle anlatır:

“İzmir’de Redd-i İlhak Okulu'nda henüz üç haftalık görevliyken, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa, İzmir’e geldi (11 Ekim 1925) ve öğretmenlerin verdiği çay ziyafetinde konuştu. Salon epey kalabalıktı. Çay masaları hazırlanmıştı. Ben henüz böyle bir topluluğa alışmış değildim ve birçok kimseyi de tanımıyordum. Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal salona girdiği zaman herkes çevresinde toplanmıştı. Ben bir kenarda duruyordum. Selamlamalar bittikten sonra çay masasına oturulacaktı. Beni de bir öğretmen kolumdan tutarak Cumhurbaşkanının yanına oturttu. (…) Atatürk bir ara bana, ailemin nereli olduğunu sordu. Annemin ailesinin Selânik- Doyuranlı olduklarını söylediğim zaman, sorularını sıklaştırdı. Fakat ben bunlara yanıt verecek geniş bilgiye sahip değildim. Henüz üç haftalık öğretmen olduğumu söylerken de, daha okumak niyetindeyim, diyordum.

Atatürk ertesi gün babam ve anneannemle görüşmek istemişti. Özellikle Doyuran hakkında anneannemle konuşurken, eski bir anısı için sorularını daha genişletmişti. Söylediğine göre, İkinci Meşrutiyet’ten önce bu bölgelerden geçerken zor bir duruma düşmüş ve anneannemin dayısının çiftliğine giderek, orada kendilerinden yardım görmüştü. 'Buna hayatım için minnettarım'diyordu. Nihayet babamla konuştuklarında, benim öğrenimime devam etmemi sağlayacağını bildirdi. Beni, İsviçre’nin Lozan şehrine Fransızca öğrenmem için gönderecekti.”

bukres-1937.png

42 YAŞINDA PROF. OLDU

Atatürk onu yanına alır ve özel olarak ilgilenerek eğitimine devam ettirir. İsviçre’de yüksek eğitimden sonra Ankara’da tarih öğretmenliği yapmaya başlar. 1930 yılında Türk Tarih Tetkik Cemiyeti'nin kuruluşuna katılır. Atatürk’ün bizzat başında olduğu tarih çalışmalarında değişmez isimdir. Atatürk’ün en büyük yardımcısıdır. Yurt içinde ve dışında konferanslara katılır. Ünlü tarihçiler çalışmalarını beğenir. Türk tarih tezlerine hayran kalırlar. Gittiği yerlerde “kraliçe”ler gibi karşılanan Afet Uzmay, çalışmalarıyla da herkesin dikkatini çeker. Atatürk, Türk kadınına örnek olsun diye Afet Hanım’ı yurt gezilerinde yanından ayırmaz. Cumhuriyet döneminin örnek kadınlarından biri olan Afet Hanım, kadın hakları konusunda da çalışmalar yapar. 1950 yılında, 42 yaşında profesör olur, Atatürk öldüğünde 30 yaşındadır. 2 yıl sonra da Doktor Rıfat İnan'la evlenir, Arı ve Demir isimli iki çocuğu olur. Emekli yaşamında tarih çalışmalarına devam eden Afet Hanım, 8 Haziran 1985 günü kalp krizi sonucu 77 yaşında Ankara'da yaşamını yitirir.

afet-hanim-yillar-sonra-sokedeki-ege-manevralarinda-1937-1.jpg

SADE ÖRNEK YAŞAM

Onun bugünlere örnek olan sade yaşamını kızı Arı İnan şöyle anlatır: “Yaşamında daima sadeliği yeğlerdi. Şatafat ve lüks, onun için değersizdi. Ömründe hiç makyaj yapmamıştı. Kıyafetleri de hep sade idi. İlk maaşı ile aldığı inci küpeleri ve yüzüğü tek süsü idi. İlişkilerinde de hep mesafeli idi. Annemin yaşam amacı galiba hep çalışmaktı. Kimsenin boş oturmasını, hele hele kafasını geliştirmek için bir şeyler yapmamasını kabul edemezdi.

 

Ben yeni evli genç bir kadınken, mücevher sahibi olma merakına düşmüştüm. Anneme bu isteklerimden söz etmemden sonra, bana, ‘Mücevher nedir, niye takılır?’ diye bir yazı yazdığını çok iyi anımsıyorum. Böyle gösterişe dönük şeylerle uğraşacağıma, doğru dürüst kitaplar alıp okumamı, kafamın içini doldurmamı önermişti. Eğer gidilecek yere otobüs ya da dolmuş varsa taksiyle gitmek onun için lüzumsuz bir israftı. Oturulmayan odalarda yanık bırakılan lambalar da öyle. ‘Biz savaş görmüş bir nesiliz, onun için her şeyin kıymetini biliriz’ derdi. Yemek ziyan etmek ise olacak şey değildi. Nimete hakaretti ve günahtı.

 

'ÖNÜNDEN GEÇTİĞİ MAĞAZAYI BİLMEZDİ'

“Bir hikâye anlatırlardı: İsviçre’den geldiği bir dönemde, Atatürk’ün sofrasındaki tanınmış bir kişinin eşi, anneme İsviçre’deki bir mağazadan söz ediyor ve ‘tabi ki biliyorsunuz o mağazayı, değil mi?’ diye soruyor. Hayır, annem adını bile duymamış. Hanımefendi çok şaşırıyor. Annem İsviçre’ye dönünce, bu mağazayı, arkadaşı olan konsolosun kızına soruyor. Meğer her zaman gittiği kitapçının yakınındaki mücevher mağazası imiş! O yeri hiç bilmeyen annemin Türkiye’ye dönüşü, yine sandık sandık kitaplarla olmuştu.” (Prof. Dr. Afet İnan, Yayına Hazırlayan: Arı İnan, 2. Baskı, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2005, s.225- 232.)

 

YAYIMLANMIŞ ESERLERİ

Atatürk Kızı Afet İnan, Türk Tarihinin Ana Hatları (1930), Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk'ün El Yazıları (1968), Türkiye Halkının Antropolojik Karakterleri ve Türkiye Tarihi (1947), Eski Mısır Tarih ve Medeniyeti (1956) gibi tarih ve sosyoloji çalışmaları yanında, Atatürk’e ilişkin araştırmalar da yaptı ve bunları Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler (1950) isimli eserinde topladı.

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA