Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  Abdullah Gül Üniversitesi Yerleşkesi içerisindeki  Cumhurbaşkanlığı Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi açılışındaki konuşmasında, müze  ve kütüphanenin Türkiye'nin nereden nereye geldiğini göstermesi bakımından çok  önemli olduğunu ifade etti.

Kendisinin lisede, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün üniversitede  okuduğu 1960'lı yılların sonunda Türkiye'de etkisi hala süren yeni bir kuşağın ve  anlayışın doğduğunu dile getiren Erdoğan, çok partili siyasi rejimin özgürlük ve  kalkınma tecrübesiyle 1960 darbesinin vesayeti arasında yolunu tayin etmeye  çalışan bir Türkiye'nin tam ortasında kendilerini bulduklarını söyledi. Erdoğan, bir yanda gönüllerini coşturan dava ve aksiyon adamlarının  diğer yanda sanayileşmeyi, büyümeyi hedef gösteren, bunun için de siyasetin  yolunu işaret eden büyüklerin telkinleriyle beslendiklerini belirtti. Zaman  içinde bu ikisinin aslında birbirinin alternatifi değil tamamlayıcısı olduğunu  fark ettiklerini vurgulayan Erdoğan, "Hem gönlümüzü, hem zihnimizi  zenginleştirecek, hangi kaynağa ulaşırsak, kimi bulursak ondan faydalanmanın  yollarını aradık. 1980 darbesi, bu arayışımızı durdurmak bir yana, daha üst  seviyelere çıkardı. Çünkü darbelere karşı direnmenin yolunun da bu olduğunu  gördük. Hem manevi dünyamızı tahkim edecek hem de teknik kapasitemizi artıracak  çalışmalara ağırlık verdik. 1991 seçimlerinden itibaren işaretleri görülmeye  başlanan 1995 seçimlerinde adeta patlama yapan başarılarımızın gerisinde işte  böyle bir emek, vizyon vardı." diye konuştu.

KIRILMA NOKTASI O TARİH 

Erdoğan, siyasetin dikensiz gül bahçesi olmadığını, bu süreçte  attıkları her adımda tecrübe ederek görüp, yaşadıklarını aktardı. 1997'nin  kendisi için kırılma noktası olduğunu ifade eden Erdoğan, "Kırılma derken, yanlış  anlaşılmasın, bu süreçte gönlümüz kırıldı ama milletimizle olan bağımız daha önce  hiç olmadığı kadar güçlendi. Abdullah Gül Bey ve diğer kardeşlerimizle beraber  omuz omuza yürüttüğümüz mücadele 2001 yılında yeni bir partiyle, 2002 yılında tek  başına iktidarla neticelendi. Birlikte kurduğumuz parti, 3 Kasım 2002'de  kazandığı seçimlerle parlamentonun yüzde 63 oranında milletvekillerini almayı  bize getirdi." şeklinde konuştu.  Geride kalan 14 yılın Türkiye tarihinde en büyük değişimlerin,  dönüşümlerin, gelişmelerin yaşadığı dönem olduğunu belirten Erdoğan, 2023  hedeflerine ulaşma ümidinin bu 14 yıldaki başarılar sayesinde olduğunun altını  çizdi.

  DARBEYİ KARŞI DARBEYE ÇEVİRDİ 

  "Bu dönemin ilk başbakanı, sonra dışişleri bakanı, son olarak da  cumhurbaşkanı olarak tüm başarıların altında imzası olan kardeşlerimizden bir  tanesidir Abdullah Bey" diyen Erdoğan, Gül'e, ülkeye ve millete yaptığı hizmetler  dolayısıyla şükranlarını iletti.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

   "Bu süreç içerisinde özellikle önümüzü kesme gayretlerinde en son adım  bildiğiniz gibi 15 Temmuz darbe girişimi olmuştur. Bu da yine önümüzü kesmeye  yönelik bir adım. İçeriden ve dışarıdan atılan bu adımla önümüzü kesmeye  çalışanlar, milletimizin o şehadete, Hakk'a yürüyüşüyle bunu başaramadılar. Bu  millet bunu gösterdi. 16 saatte darbeyi kendi lehine darbeye dönüştürdü.  'Meydanlara yürüyün' dediğimiz zaman benim milletim meydanlara yürüdü. Tereddüt  etmeksizin meydanlara yürüdü. Bunun neticesinde 16 saatte Rabbimin lütfuyla  aldık. Bu vesileyle tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize şifalar  diliyorum. Bizler onlarla beraber hamdolsun bu ülkeyi hiç bir ayrıma tabi  tutmaksızın tek millet yaptık. Bayrağımızı, şehitlerimizin gazilerimizin kanıyla  tek bayrak yaptık. 780 bin kilometrekarelik şu toprakları tek vatan yaptık. 'Tek  devlet' diyerek de geleceğe yürüdük, yürüyoruz."  Cumhurbaşkanlığı Abdullah Gül Müzesi ve Kütüphanesinin hayırlı  olmasını dileyen Erdoğan, emeği geçenlere ve katılanlara da teşekkürlerini sundu.. Bayrağımızı şehitlerimizin kanıyla tek bayrak, tek vatan tek devlet yaptık ve bunları söyleyek geleceğe yürüyoruz.