3 polisimizin şehit edildiği ABD Konsolosluğu saldırısını gerçekleştiren teröristlerden Erkan Kargın'ın eyleme cebinde "ilginç" bir fotoğrafla gittiği ortaya çıktı.


Abdurrahman Şimşek'in haberi

Temmuz ayında ABD İstanbul Başkonsolosluğu'na silahlı saldırı düzenleyen terörist hücrenin bir numaralı ismi Erkan Kargın'ın kendisi ile birlikte 3'ü polis toplam 6 kişinin öldüğü eyleme, cebinde Pakistan'da ölen Sercan Davutoğlu isimli El Kaide militanının fotoğrafıyla gittiği ortaya çıktı. Başkonsolosluğa düzenlenen saldırı ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen'in hazırladığı iddianame tamamlandı. İddianamede eylemin El Kaide'nin Türkiye'deki hücre yapılanması tarafından gerçekleştirildiği belirtilirken, SABAH'ın edindiği bilgiye göre, militanlardan Erkan Kargın'ın cebinden çıkan fotoğrafla ilgili önemli bir ayrıntı da yer alıyor. Buna göre Kargın cebinde Pakistan'da ölen Sercan Davutoğlu'nun fotoğrafı ile kanlı eyleme katılmıştı. 2007 yılında Pakistan'da öldürülen Davutoğlu, kod adı "Ahmet Ali" olan bir El Kaide militanıydı ve daha önce cihat için Pakistan'a gitmişti. Polisin, Kargın'ın cebinden fotoğrafın çıkmasının ardından başlattığı soruşturmada Sercan Davutoğlu'nun babası Bektaş Davutoğlu, "Oğlum yaklaşık iki yıldır kayıptı. Ancak Pakistan'da öldüğünü duydum" diye ifade verdi. Emniyet bu ifade üzerine başlattığı incelemede Davutoğlu'nun 2007 Ekim ayında müttefik kuvvetler ve CIA ile girdiği silahlı çatışmada öldürüldüğü bilgisine ulaştı. İddianamede Kargın'ın 2006 yılında Afganistan'a gittiği orada siyasi ve terorik eğitim aldığı da yer alıyor. İstihbarat kaynakları ise Erhan Kargın'ın cebinden El Kaide militanı fotoğrafı çıkmasının, 'hedef saptırma' şüphesini gündeme getirdiğini, bu yönde de soruşturma yapıldığını belirtti.

ERGENEKON ŞÜPHESİ
Olayla ilgili soruşturma sürerken, eyleme katılanların Ergenekon terör örgütü ile bağlantıları da gündeme gelmişti. Ölen eylemcilerin gerek kendi gerekse yakınlarının adına kayıtlı cep telefonlarını da incelemeye alan polis daha önce Ergenekon'dan tutuklanan Erol Ölmez'in eylemcilerle olan bağlantısını da tespit etti. Ölmez'in telefonu ile saldırıda ölen Bülent Çınar'ın kendi adına kayıtlı telefonla iki kez konuşulduğunu belirleyen polis, araştırmayı derinleştirince Ölmez'in Bülent Çınar'ın kız kardeşi Rüya Çınar adına kayıtlı telefonla da 180 kez daha görüşme yaptığını ortaya çıkardı. Erol Ölmez'in Ergenekon'un İslamcı cemaatlere sızan ajanı olduğu da telefon dinlemelerinde ortaya çıkarılmıştı. Ölmez, Kuvvai Milliye Derneği Genel Sekreteri Hüseyin Görüm'ün yardımcısı ile yaptığı telefon görüşmesinde, Fatih Çarşamba'- daki İsmailağa cemaatine sızmaya çalıştığını anlatırken, "Soktunuz bizi, nöbete devam" dediği, karşı tarafın ise Ölmez'e "Görevini tam yap" diye uyarıda bulunduğu belirlenmişti.

Silahları banka kredisiyle aldı

24 sayfalık iddianamede tutuklu sanık Dursun Patan ve tutuksuz sanık Servet Çınar'ın "terör örgütü El- Kaide'ye üye olmak'' suçundan 7,5 ile 15'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları istendi. Saldırıda Erkan Kargın, Bülent Çınar ve Raif Topçil öldürülmüştü. İddianamede, eylemle ilgili El Kaide üst yapılanmasının bilgisi olduğuna dair somut delile ulaşılamadığı, ancak eylemin Türkiye'deki hücre yapılanmasının kararıyla gerçekleştirildiği belirtiliyor. İddianamede, Erkan Kargın'ın silahları bir bankanın Silivri şubesi'nden 24 ay vadeli aldığı 4 bin YTL kredi ile elde ettiği öne sürüldü.


Sabah