TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı uzmanlarından Handan Karakaş'ın, TBMM Bilişim ve İnternet Araştırma Komisyonu'na sunduğu araştırma sonucuna göre; çocuklarla ilgili internet güvenliği hakkında bilinen bazı ''efsaneler'' yıkılıyor.

Avrupa Çevrimiçi Çocuklar Araştırma Projesi (Eu Kids Online) kapsamında yapılan araştırmaya göre; ''çocukların dijital becerilerinin geliştirilmesinin çevrimiçi riskleri düşürdüğü'' yolundaki kanı gerçeği yansıtmıyor. Aksine dijital beceri ne kadar artarsa çocukların maruz kalacağı risk oranı da o kadar artacağı bildiriliyor.

Yine aynı araştırmaya göre 11-16 yaş arasındaki her üç çocuktan biri, bilgisayar güvenlik ayarlarını ve internet filtreleme sistemlerini değiştirebiliyor. Aynı çocukların büyük çoğunluğu, ailelerin internet faaliyetlerini kısıtlamalarının faydalı olduğunu da söylüyor.

Sosyal medya siteleri yaş sınırına uymuyor

13 yaş altındaki çocukların sosyal medya sitelerini kullanmalarına bu siteler tarafından izin verilmediği yolundaki kanının da gerçeği yansıtmadığı tespit edildi. Bu siteler, kullanım için 13 yaş sınırını açıkça belirtseler de 9-12 yaş aralığındaki çocukların yüzde 38'inin sosyal paylaşım sitesi üyeliğinin bulunduğu kaydedildi.

Öte yandan internet kullanan çocukların büyük bir kısmının cinsel içerikli görüntülere maruz kaldığına dair genellemelerin gerçek olmadığı, 7 çocuktan birinin ancak bir yıl içinde bu tür içerikle karşılaştığı belirtildi.

''Siber zorba'' kavramının da irdelendiği araştırmada, siber zorbalık yapanların yüzde 60'ının siber zorbalığa maruz kaldığı, yani ''zorbaların'' ve ''mağdurların'' genelde aynı kişiler olduğu tespit edildi.

İnternette tanışılan kişinin ''yabancı'' olduğu anlayışının da doğru olmadığı, çoğu çevrimiçi ilişkinin birbirini tanıyan kişiler arasında kurulduğu bildirildi. Yalnızca çocukların yüzde 9'u ilk defa internette tanıştığı biriyle yüz yüze de görüştüğünü belirtirken, bunların çoğunun da görüşmeye tek gitmediği ve sadece yüzde 1'inin kötü tecrübe yaşadığı kaydedildi.