Yenidoğan Mahallesi'ndeki atölyesinde çini ve seramik hamurundan heykeller yapan Ömer Cesur (62), ilkokulu şimdi merkeze bağlı bir mahalle olan Siner köyünde tamamladıktan sonra ailesinin maddi durumu iyi olmadığı için öğrenimini sürdüremediğini söyledi.

Okulda resimlerinin çok beğenildiğini ancak öğrenim hayatı kısa sürdüğü için bu yeteneğini geliştiremediğini belirten Cesur, gençliğinde köyünde marangozluk, taş duvar ustalığı ve çobanlık yaptığını ifade etti.

Çobanlık yaparken su kenarlarında çamurdan heykel yapmaya başladığını ve o yıllarda tanıştığı bir heykeltıraşın desteğiyle sanatını geliştirdiğini dile getiren Cesur, şunları konuştu:

''Daha sonra dünyaca ünlü çini ustamız merhum Sıtkı Olçar ile tanıştım. İlk heykellerim onun dükkanında satıldı. Sıtkı Usta'nın tavsiyesiyle yurt çapında tanınmış sanatçı dostlar edindim. Onların da desteğiyle heykeltıraşlığımı geliştirdim. Şimdi çini ve seramik hamurundan her türlü heykeli bire bir yapabiliyorum.''

Eserlerinin, ABD ve Fransa başta olmak üzere birçok yabancı ülkeyle yurt içinde pek çok ilde sergilendiğini anlatan Cesur, özellikle ABD'de bazı sanatseverlerin yöresel kıyafetlerle yaptığı heykelleri çok beğendiğini ifade etti.

Fransa'nın başkenti Paris'te, Osmanlı Devleti'nin kuruluşunun 700'üncü yıl dönümü anısına 1999 yılında açılan sergiye gönderdiği 130 parça eserinin tamamının satıldığı bilgisini veren Cesur, şöyle devam etti:

''Benim yaptığım sanat, çok incelik isteyen bir iş. Seramikten oluşan ham maddenin yoğrulması ve fırına verilmesinde büyük titizlik gerekiyor. Fırından alınca seramiğe şekil verme işine geçiyorum. Kullanmış olduğum boyalar kendime özgü renklerdir. Şimdiye kadar rahmetli sanatçılarımız Zeki Müren ve Barış Manço gibi ünlülerin bire bir heykellerini yaparak dostlarıma hediye ettim. Yurt içi ve yurt dışından sık sık siparişler geliyor. Bire bir çalışıyorum ve gönderiyorum. Karınca kaderince, ömrüm yettiğince sanatımı devam ettirmek istiyorum.''

AA