Hüsamettin Cindoruk, Demokrat Parti (DP) Genel Başkanlığına aday olduğunu açıkladı. Cindoruk, beraberinde bazı partililerle DP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Genel Başkan Süleyman Soylu"nun yerel seçimlerin ardından partinin aldığı oyu yeterli görmeyip yeniden aday olmayacağını açıkladığını anımsattı. Bunun üzerine arkadaşlarının telkin ve tavsiyeleriyle aday olmaya karar
verdiğini belirten Cindoruk, basın toplantısının yapıldığı Genel Merkez binasının en alt katındaki toplantı salonuna işaret ederek, "Biz bu mahzenden iktidar çıkardık, yine çıkaracağız" dedi. Cindoruk, "merkez siyasetinde bir boşluk olduğunu" savunarak, bu
ihtiyacın her seçimden sonra ortaya çıktığını dile getirdi. Cindoruk, "İnşallah merkezde işbirliğini sağlayacağız" diye konuştu.

GENÇLERE İHTİYAÇ VAR DEDİ ADAY OLDU

Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Adayı Hüsamettin Cindoruk, "Gelecek iktidar partisini kurmaya çalışacağız, üretken bir siyaset yapacağız" dedi. DP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısıyla genel başkanlığa aday olduğunu açıklayan Cindoruk, konuşmasına "Merkez siyasetinde gençlere ihtiyaç var, bu gençlerden biri de benim" diyerek başladı. Gençlerle beraber yaş farkı olmaksızın başarıya gideceklerini vurgulayan Cindoruk, gençlik dinamizmi ile birikim bir araya gelirse, o siyasi hareketin başarılı olacağını söyledi.
Bir ülkede ekonominin iyi olmasının yeterli olmayacağını ve devleti idare ederken sadece "ekonomi iyi gidiyor" diye teselli bulmanın yanlış lacağını savunan Cindoruk, "Gelecek iktidar partisini kurmaya çalışacağız, üretken bir siyaset yapacağız" diye konuştu.
Türkiye"nin birliği konusunda tartışma olduğunu öne süren Cindoruk, "Türkiye haritasını değiştirmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini" öyledi. Türkiye"de son zamanlarda her alanda ayrışma olduğunu, ancak DP"nin uzlaşmayı arayacağını, köprü görevi ortaya çıkaracağını anlatan Cindoruk, şunları kaydetti: "Organize suç örgütü olur ama organize savcı, organize mahkeme olmaz.
Adalet terazisi hiç bir zaman yanlış tartmamalıdır. Bizim adaletimizde haberleşme özgürlüğü, demokrasimizin kısıtlı olduğu dönemde bile bu kadar hoyratça ortadan kaldırılmamıştır. Bir bakan nasıl "70 bir kişiyi dinledik" diyebilir? "70 bin kişi" demek, "70 bin şüpheli" demek. Bundan vazgeçilmeli. Bizde cep telefonları suç haline geldi. Böyle bir şey olabilir mi? Bilgisayar suç aleti olur mu? Bunları yeniden yerine yerleştirmek zorundayız."

YENİ ANAYASA

Cindoruk, yeni bir Anayasa"ya ihtiyaç olduğunu da belirterek, herkesin içine sığabileceği bir Anayasa yapacaklarını ifade etti. Anayasa"ya aykırılıklar konusunda son zamanlarda duyduğu şikayetlerden "ürperdiğini" belirten Cindoruk, "Askeri sıkıyönetim oldu ama ilk defa sivil sıkıyönetim yaşıyoruz" iddiasında bulundu. Cindoruk, Mardin"deki saldırıda hayatını kaybedenlere de Allah"tan rahmet dileyerek, "Bu örnek bile bizim iç barışı sağlamak için yeni olanaklara, metotlara ihtiyacımız olduğunu gösteriyor" diye konuştu. Cindoruk, şöyle devam etti:
"Bizim bir devlet krizimiz var. Gelin birleşelim, bütünleşelim. Tecrübeyle gençliğin enerjisini bir araya getirelim. Geçmişteki siyasi düşüncelerimizi yenileyelim. 1946"dan bu yana haklı olduğumuz taraflar var, haksız olduğumuz taraflar da olabilir. Onları büyük hoşgörüyle abul edelim. Millet koşan, atak yapan ama kimseyi de ısırmayan, tekmeleyemeyen Kıratı bekliyor. Ben taşın altına elimi koyuyorum. Sizlerin de ellerini taşın altına koymasını istiyorum." Cindoruk, bir soru üzerine 9. Cumhurbaşkanı Demirel ile görüştüğünü söyledi. "Sizi destekliyor mu?" sorusu üzerine Cindoruk, "Onun desteği her zaman benimledir" dedi.

HÜSAMETTİN CİNDORUK KİMDİR?

Hüsamettin Cindoruk, (1933 İzmir). Türk siyasetçi, milletvekili, 19. TBMM Başkanı (1991-1995), eski DYP ve DTP (Demokrat Türkiye Partisi) lideri.

1954'de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. 1955 yılından itibaren avukatlık yaptı.

Siyasi hayatına Demokrat Parti gençlik kollarında başlamasına rağmen, 1958 yılında "ispat hakkı" tartışmaları sırasında DP'den ayrılarak Hürriyet Partisi kurucuları arasında oldu. 27 Mayıs Darbesinden sonra 1960 yılında İstanbul Barosu yönetim kurulunun yasaklamasına rağmen Yassıada duruşmalarında Burhan Apaydın ve Orhan Apaydın ile birlikte Adnan Menderes ve Demokrat Parti yöneticilerini savundu.[1] Bu üç avukatın en genciydi. 1960'dan sonra siyasi hayatını Adalet Partisi, Demokratik Parti, Büyük Türkiye Partisi ve Doğru Yol Partisi'nde il başkanlığı, kuruculuk, Genel İdare Kurulu üyeliği görevleri ile sürdürdü.

14 Mayıs 1985 tarihinde Büyük Kongre'de Doğru Yol Partisi Genel Başkanlığı'na seçildi. Genel Başkanlık makamını, siyasi yasağı biten Süleyman Demirel'e bıraktıktan sonra 16 Kasım 1991 - 1 Ekim 1995 tarihleri arasında TBMM Başkanı seçildi. 17 Nisan 1993 günü Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vefatı üzerine 17 Nisan 1993 - 16 Mayıs 1993 tarihleri arasında vekaleten T.C. Cumhurbaşkanlığı görevini üstlendi. Süleyman Demirel cumhurbaşkanı seçilince boşalan DYP genel başkanlığı için aday olmadı. 28 Şubat sürecinde "postmodern darbe"yi savundu ve bu maksatla bir grup arkadaşıyla birlikte DYP'den ayrılıp Demokrat Türkiye Partisi'ni kurdu. DTP 28 Şubat darbesi neticesinde kurulan Mesut Yılmaz başbakanlığındaki koalisyona katıldı ama kendisi görev almadı.[2] 18 Nisan 1999 tarihinde yapılan genel seçimde partisi de kendisi de meclis dışında kaldı ve DTP Genel Başkanlığı görevinden istifa etti.