Bu akşam 48. Uluslararası Bursa Festivali"nde Hollandalı caz grubu Rosenberg Trio ile sahneye çıkacak olan Kibariye Milliyet Cumartesi'ye konuştu: "Grup benimle konser vermek istediklerini söylemiş. "Önce şarkılarını dinleyeyim, öyle karar vereyim" dedim. Albümlerini dinledim, baktım süperler. Adamlar yemişler ortalığı. "Bunlarla çalışılmaz mı be!" diyerek kabul ettim”

12 yaşından beri sahnede olan, 35"ten fazla albüm yapan Kibariye ile bugün 48. Uluslararası Bursa Festivali kapsamında konser verecek. Kibariye Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu"ndaki konserde Hollandalı caz grubu Rosenberg Trio ile sahneye çıkacak. Kibariye kendi şarıklarını söylerken grup doğaçlama yapacak.

Bugünkü konser nasıl geçecek? Siz caz mı söyleyeceksiniz?

Yok be bebeğim. Konserde söyleyeceğim parçalarımı Rosenberg Trio"ya yolladık. Onlar doğaçlama yapacaklar ben şarkı söylerken. Neredeyse 40 yıldır sahnedeyim ilk kez böyle bir konser vereceğim. Acayip heyecanlıyım. Onlarla çalışmak benim çok gurur verici.

Sizin hep çok iyi bir caz gırtlağınız olduğu söylenir...

Evet ya, onlar da aynı şeyi söylemişler. “Sesi caza çok yatkın” demişler. Artık konserde bu türe uygun bir şeyler yaparım herhalde. Neler olacak o gece ben de bilemiyorum. Benim sesim her türe uyar Allah"ıma şükürler olsun. Şanslı kadınım.

Rosenberg Trio ile konser verme fikri nasıl çıktı ortaya?

Bu grup benim hayranımmış, şarkılarımı çok seviyorlarmış. Biliyorsunuz Gipsy Kings de benim hayranım. Rosenberg Trio benimle sahneye çıkmak istediğini söylemiş. Ne mutlu bana! Menajerler aracılığıyla bağlantıya geçtik. “Önce bir şarkılarını dinleyeyim, öyle karar vereyim” dedim. Albümlerini dinledim, baktım süperler. Adamlar yemişler ortalığı. “Bunlarla çalışılmaz mı be!” diyerek kabul ettim tekliflerini.

Neredeyse 40 yıldır müzik sektöründesiniz. Sizin elinden tutup albüm çıkaracağınız “şanslı” biri çıkmadı mı karşınıza?

Zamanında o işlere soyundum ama elinden tuttuklarımın şansları yokmuş. Allah kısmet etmemiş demek ki... Çok güzel sesli, dünya güzeli kızlar var, kıyıda köşede kalmışlar. Jüri olarak yer aldığım yarışmalarda birkaç isim keşfettim. Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım. Vesile olayım dedim ama tutmadı işte. Bu işler de ses kadar şans da önemli.

“Beni sahneye çıkmaya ikna eden arkadaşım Mucize iki ay önce öldü”

Daha 15"inize varmadan şans yüzünüze gülmüş, Allah yürü ya kulum demiş. “Yürü ya kulum” dedi, merdivenlerden çıkmaya başladım. Tepetaklak düşebilirdim de... Şükür ki çıkmaya devam ettim.

Tek odalı evimizde sekiz kardeş aynı yatakta yatardık. Babam ayakkabı boyacısıydı. Annemle tarlaya gider tütün kırardık. Komşum Mucize İzmir Kordon"da pavyonda çalışıyordu. “Sesin bu kadar güzelken neden tarlalarda sürünüyorsun?” dedi.

“Babam beni keser, iznimi sen al” dedim. “Konsomatrislik yapmayacaksın ki! Sesinle çok para kazanabilirsin” diye diye başımın etini yedi. Babamı da annemle birlikte ikna etti. Pavyonda sesime hayran oldular. 14"ümde sahnede buldum kendimi. Sonra gazinolara transfer oldum. Kazandığım ilk parayla da evimize buzdolabı aldım. Mucize"den Allah razı olsun.

Ne yapıyor şimdi Mucize?

Ah sorma! İki ay önce kanserden öldü. Mekanı cennet olsun, onun hakkını ödeyemem. O olmasaydı Kibariye yoktu şu an belki. Onun sayesinde boğazımızdan ekmek geçti.

Onu kaç kere İstanbul"a, evime davet ettim. Gelmedi. İsteseydi ona en güzel yerlerde iş bulabilirdim. Gururlu kadındı, kabul etmedi.

“Çikolataya kanıp gazinolarla üç kuruşa anlaşma yapıyordum“

Artık sular seller gibi okuma yazma biliyor musunuz?

Yok canım, nerede? Hâlâ öyle aman aman okuyamıyorum. Heceleyerek yavaş yavaş okuyorum. Bu iş yıllardır içimde ukteydi ama kompleksim yoktu. Ne zaman ki kızım Birgül doğdu, hırs geldi, okuma-yazma öğrendim.

Stüdyoda şarkıları ezbere okuyorsunuz o zaman.

Aynen öyle canım. Allah ezberimi kuvvetli vermiş. Unuttuğum yerlerde de sufle alıyorum. Mesela kocam Ali veya hocam sufle verir bana. Hop şarkıyı toparlarım.

Yıllarca en ünlü gazinolarda sahneye çıktınız. Anlaşmaları imzalarken okuma-yazma bilmemeniz sorun çıkarmıyor muydu? Sizi kandırmaya çalışanlar olmadı mı?

Olmaz mı bebeğim. Bir dönem gazinolarda çikolataya kanıp imza attığım olmuştur.

Çikolata mı?

Evet. Biz çok fakirdik, çikolata çok lüks bir şeydi bizim için. Hasrettik çikolataya. Ben de böyle şatafatlı paketli, süslü çikolataları gördüm mü hasta oluyordum. İmzayı atıveriyordum. Sonra üç kuruşa aylarca köpek gibi çalışıyordum. Akıllanınca avukat tuttum, o onay vermeden imza atmadım bir daha. Şimdi de Ali"ye sormadan tek bir imza atmam, hâlâ korkarım beni kandıracaklar diye.

Anneniz düğünlerde darbuka çalarmış, siz 30 yıldır sahnedesiniz. Kızınız Birgül anneye ve anneanneye çekmiş mi? Yeteneği var mı müziğe?

Televizyon kumandasını mikrofon yapıyor, şarkı söylüyor. Sesi de güzel. Şarkıcı olmak istiyor. ATV"deki çocuk şarkı yarışması “Bir Şarkısın Sen”e katılmak istiyor. “Beni yazdırsanıza” diyor. Ben Birgül ne isterse ona destek vereceğim.

“İnsanlar damar seviyor ama ya benim isteklerim”

İkinci bir çocuk istiyor musunuz?

49 yaşındayım ama Allah verirse neden olmasın. Birgül"den sonra bir çocuğum daha oldu. Tam gelişmemişti aldırmak zorunda kaldım.

“Türk sanat müziği albümü yapmadan ölmek istemem” demişsiniz. Niye çıkmıyor bu albüm?

Şirketlerimle, patronlarımla konuştum. Ben “Ne arabesk ne pop ne de başka şey, Türk sanat müziği albümü yapmak istiyorum” diye ısrar ettikçe ille de “Arabesk” dediler. Tamam, insanlar damar seviyor. Eyvallah ama benim istediklerim ne olacak? “Sen arabesk yap diğer türler satmaz” diyorlar.


Türk sanat müziği albümünün de aslanlar gibi hakkını veririm. Buna kimsenin şüphesi olmasın. Ancak anlaşılan bu gidişle kendim yapacağım albümü.

Yeni albüm ne zaman çıkacak?
Seneye inşallah. Yine arabesk söyleyeceğim. Nasıl Tarkan düetimle herkesi şaşırttım önümüzdeki albümde de beklenmedik bir isimle düet yapacağım.




“Romanların hepsi bana hasta, bana âşık!”
“Romanlığı kabul ettiren ilk şarkıcı benim” diyorsunuz. Sizden daha eski isimlere haksızlık etmiyor musunuz?
Yalan mı bebeğim? Bak tüylerim diken diken oldu, bu laf hoşuma gitti yine. Bunu kimsenin inkar etmesi mümkün değil. Romanların hepsi bana hasta, bana âşık!
Bana “Çingene dediler”, ezik buldular. Ben kendimi ve diğer Romanları kabul ettirene kadar canım çıktı, anam ağladı. Konserlerimde belediye başkanı gibi halka seslendim. “İnsan ayrımı yapmayın” dedim. Beni sanat camiasından da yadırgayanlar oldu. Ama şimdi baktılar bu iş tutuyor, Roman olmayanlar “Ben Romanım” diye çıkıyor ortalığa.

“İlle de Roman Olsun” yarışması tuttu, ikincisine başlanacak. Bu seferki için size jüri üyeliği teklif edildi mi?
İlki aslında benim üzerime kurulmuş bir programdı ama bazı konularda anlaşamadık. İkincisi için yine bana teklifte bulundular, anlaşırsak jüri üyeliği yapacağım.

Sahne kıyafetlerinizi kim yapıyor?
Bir süredir Vakko ile çalışıyorum. Konserde giyeceğim kiremit rengi elbiseyi de onların yurtdışından gelen modelleri arasından seçtim. Böyle marka söylemek de ayıp be! Alamayan var.
Aaa dur, dur. (Televizyonda Tarkan"ın destek verdiği Emir"in klibini izliyor). Bu benim basın danışmanımdı. Ay aynı Tarkan olmuş ayol bu!