Soma’daki maden kazasında hayatını kaybedenlerin büyük çoğunluğunun çiftçi ailelerinden olması, tarım kesimindeki yoksullaşmanın boyutunu ortaya koydu. Tarlada ürettiği ürünün karşılığını alamayan çiftçiler, ailelerini geçindirebilmek için Soma’daki madenlerde işçi olarak çalışıyor.

Türkiye’nin en verimli arazilerinden biri olan Manisa’da, tütün ve pamuk tarımı bitince, çiftçi aileleri geçimini sağlayamaz hale geldi. Tarım ürünü destekleme fiyatları yıllardan beri aynı seviyede kalırken, başta mazot ve gübre olmak üzere maliyet girdileri ise sürekli artınca, çiftçiler tarımı bırakarak 40 lira yevmiye almak için madenlerde işçi olarak çalışmaya başladı.

‘Tütün sıfırlandı’

Manisa Ziraat Odası Başkanı Nuri Şeyda Sorman, “Tarımdan kazanılan gelir, çiftçilerin hayat standartlarını devam ettirmelerine yetmediğinden, onlar da madenlere ve fabrikalara işçi olarak girmek zorunda kalıyor” dedi. Sorman, şunları söyledi:
“Tarım ürünlerinin fiyatları dünya piyasalarındaki fiyatlara göre belirlendiği için devletin verdiği destekleme fiyatı çiftçi ailesini artık geçindirmiyor. Bu nedenle insanlar sigortalı bir işe girmeye çalışıyor. Eskiden tütün üretimi vardı. Tütün işi sıfırlandı. Çünkü sözleşmeli tarıma geçildi. Bu durumda araziler de sulamaya elverişli olmadığından ağırlıklı olarak hububat ekiliyor. Hububat da geçimi sağlamaya yetmiyor. Çiftçi de bu yüzden tarımı terketmek zorunda kalıyor.”

‘Kırsal kesimin % 40’ı yoksul’

TZOB tarafından hazırlanan Zirai ve İktisadi Rapor’a göre, tarım sektörünün milli gelir içindeki payı sürekli düşüyor. Üretim bakımından ise büyük bir ilerleme görülmüyor. Rapor, tarım kesimindeki yoksullaşmayı şöyle özetliyor:
“Tarım sektörünün GSYH’dan aldığı pay 2009 yılı hariç her geçen yıl azalmaktadır. Ürün fiyatları enflasyonun çok gerisinde kalırken, gübre ve mazotta çok yüksek fiyat artışları oluyor. Gübre tüketimi önemli ölçüde azalma gösterdi. Çifçinin geliri azalırken satın alma gücü azaldı. Çiftçi gübre, tohumluk, ilaç alımlarında kısıntıya gitti, traktör almaktan vazgeçti. Yaşanan bu süreç tarım sektöründe ve kırsalda yaşayanların yaşam standartlarına olumsuz yansıdı, kırsalda yoksulluk oranı artarak  yüzde 40’a ulaştı. Halen nüfusun yüzde 24’ü kırsalda yaşıyor. Tarım sektörünün istihdama katkısı yüzde 25.7. Mili gelirin yüzde 9.7’sini nüfusun yüzde 24’ü paylaşıyor.
Tarımda büyümeyi istikrarlı hale getirmek ve çiftçilerimizin alım güçlerini artırmak üzere tarıma daha fazla kaynak aktarmak ve Türk tarımının rekabet gücünü yükseltmek zorundayız. Doğru ve istikrarlı bir tarım politikası ile; örgütlü, verimli ve rekabet gücü yüksek bir tarımsal yapı oluşturulmalı, çiftçilerimizin gelir düzeyi, yaşam standartları yükseltilerek daha dengeli hale getirilmelidir.”

‘40 TL yevmiye için’

Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şube Başkanı İbrahim Demran, “Madende hayatını kaybedenlerin çoğunun çiftçi olmasının nedeni tarımın geldiği noktadır” dedi. Demran, şöyle konuştu:
“Türkiye’de tarım bitirilmeye çalışılıyor. Tütün ve pamuk bitirildi. Dünyanın en iyi pamuğu Manisa’da yetişirdi. 450 bin dönüm pamuk ekilen Manisa’da 6 bin dekar pamuk ekim alanı kalmadı. Yerli üretim pahalı geldiği için pamuk ithal ediliyor. Tarımda maliyet ise sürekli artıyor. Dünyanın en pahalı mazotunu kullanıyoruz. Böyle olunca çiftçiler de tarımı bırakıp 1200 lira maaşa işçi oluyor. Yoksa, günde 40 lira yevmiye için yeraltına kim girer?
“Tarımı bitirmeye yönelik uygulamalarla bu hale geldik” diyen Demran, şunları söyledi:
“Üretim yapılan araziler ciddi oranda azaldı. Çiftçiler, kendi toprağını ekip biçemez hale geldi. Tarımda kendi kendine yetebilen bir ülke konumundayken, artık neredeyse her türlü tarımsal ürün ithal edilir hale geldi. Dünyanın en kaliteli pamuğunu yetiştiren Manisa’da pamuk ekilemiyor, mısırdan para kazanılmıyor.”

‘Tütüncülük bitince çiftçiler işçi oldu’

Türkiye Ziraatçiler Derneği Başkanı İbrahim Yetkin, “Soma ve çevresi tütün deposuydu. Tütün tarımı bitirilince çaresiz kalan çiftçi madenlerde işçi oldu” dedi. Yetkin, şunları söyledi:
“Soma, Akhisar ve Kırkağaç bölgeleri bundan 15 yıl önce tütünle geçinirdi. Bu bölgedekilerin yüzde 90’ı tarımla geçiniyordu. Ancak Tekel özelleştirildikten sonra durum değişti. Tütüne yabancı sermaye girdi ve tütün ekimine destek kalktı. Özel sektör zamanla tütün alımını azalttı. Şu anda hiç almıyor. Bunun üzerine çiftçilerin bir kısmı tarlalarına zeytin ve bağ ekti. Bir kısmı da başka arayışlara yöneldi ve madenlerde işçi oldu. Bu durum Türkiye’nin aynasıdır. Çiftçiler tarımdan para kazanamıyor ve tarımı terkediyor. Soma tarafı gibi Kütahya’nın bir kısmında da aynı durum yaşanıyor. Madenciliğin tarım alanlarında gelişmesi tesadüf değil. Bu bilinçli bir tercihtir.”

‘Tarımda işsizlik arttı’

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “2012 yılında 6 milyon 97 bin olan tarımdaki istihdam 2013 yılında 6 milyon 15 bine indi” dedi. Bayraktar, tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payının yüzde 1 azaldığını söyledi.

Tarımın istihdamdaki payının 2012-2013 yıllarında yüzde 24.6’dan yüzde 23.6’ya gerilediğini kaydeden Bayraktar, günümüzdeki vahşi rekabet nedeniyle çok sıkı maliyet hesaplamalarının yapıldığı dünya ekonomisinde istihdam yaratmanın neredeyse imkânsıza yakın bir hale geldiğini bildirdi.

Tarımın 6 milyonun üzerinde istihdam sağlamasının, ülke ekonomisi ve sosyal hayatına istikrar sağladığını belirten Bayraktar, “Tarımdaki istihdam, işsizliği önlüyor ancak Türkiye ekonomisi geliştikçe tarımdaki istihdam azalacaktır. Gelecekte tarımdaki istihdam yüzde 5’lerin altına inecektir. Türkiye’nin, bunun önlemlerini almalı, kırsalda kalkınmayı sağlamalıdır” dedi.