Önceki gün tutuklanarak cezaevine konulan eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız’ın Beşiktaş’taki İstanbul adliyesinde Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız’a verdiği ifadeyle ilgili yeni ayrıntılar ortaya çıkmaya başladı. Hasan Iğsız‘ın ifadeleri insanı hayrete düşürüyor. Savcı Cihan Kansız’a verdiği ifadede Iğsız, oldukça seçkinci bir dil kullanarak kendi çalışma arkadaşlarını aşağılıyor. 
 
Iğsız, astı Albay Dursun Çiçek ile ilgili olarak, “Dursun Çiçek gibi albay seviyesindeki kişiler benim karşıma bir ya da iki kere gelebilir. Ben general ve amirallerle muhatap olurum. Dursun Çiçek’in sicili ile alakalı sorular benim seviyemde bir kişiye sorulacak soru değildir” dedi. Iğsız Genelkurmay 2. Başkanı olarak görev yaptığı dönemde Çiçek çalıştığı halde tanımadığını ileri sürüyor. Ancak aynı klasörlerde Çiçek’e ait ifadede “İnternet andıcını hazırlama olurunu Hasan Iğsız’dan aldım” diyor.
 
ÇİÇEK’İ TANIMADIĞINI SÖYLEDİ
Iğsız’ın ek klasörlere giren ifadeleri şöyle: “Genelkurmaydaki mevcut personeller ile ilgili bilgi verilmiştir. Her birinin kendine ait görevli subayları kendine ait işlerle alakalı arzla gelip gider. Çiçek de bir veya iki kere gelmiş olabilir. 2008-2009 tarihlerinde 2. Başkan olduğum dönemde birlikte çalıştık.
 
Öncesinden herhangi bir çalışmamız olmadığı için kendisini tanımıyorum. Dursun Çiçek gibi albay seviyesindeki kişiler benim karşıma bir ya da iki kere gelebilir. Çiçek’in sicili ile alakalı sorular benim seviyemde bir kişiye sorulacak soru değildir.” Iğsız, ifadesinin bir başka yerinde ise “Dursun Çiçek benim karşıma gelip andıç hazırlayıp teklifte bulunamaz. Emir komuta içerisinde bu mümkün değildir” diyor.
 
HASAN IĞSIZ’I YALANLADILAR
Iğsız, Çiçek’i tanımadığını, kendisiyle yüz yüze görüşmediğini iddia etse de diğer şüphelilerin ifadeleri Iğsız paşayı yalanlıyor. Yüzbaşı Murat Uskuluç ifadesinde Çiçek’in internet andıcını Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a daha sonra ikinci başkan Hasan Iğsız’a sunduğunu belirtiyor. Dursun Çiçek ise Uskuluç’un ifadesini doğruluyor ve Iğsız’dan andıç hazırlanması konusunda olur aldığını söylüyor.
 
ASTLARI KENDİSİNİ ELE VERDİ
Genelkurmay 2. Başkanı olduğu dönemde AK Parti hükümeti aleyhine kara propaganda yapan internet sitelerinin kurulması ve daha sonra kapatılması emrini vermediğini savunan Iğsız Paşa, topu dönemin genelkurmay başkanı İlker Başbuğ’a attı. Böyle bir emir varsa bunun Başbuğ’a sorulması gerektiğini belirtti. Iğsız, savcının “Bilgisayarlar neden geri dönülmeyecek şekilde silindi” sorusuna da “Genelkurmay Başkanlığına sorun” cevabını verdi.
 
Ancak Mehmet Eröz ve Dursun Çiçek internet sitelerinin kapatılması ve bilgisayarların geri dönülmeyecek şekilde silinmesi talimatını bizzat Hasan Iğsız’ın verdiğini belirtiyor. Mehmet Eröz, 12 Haziran 2009’da Taraf gazetesinde çıkan İrtica İle Mücadele Eylem Planı haberinin ardından internet sitelerinin geçici olarak kapatılması emrini de Hasan Iğsız’dan aldıklarını itiraf etti.
 
KESİNLİKLE İMZA ATMAYIN
Iğsız 24 Haziran 2009 tarihinde Bilgi Güvenliği Tedbirleri konulu bir emir yayınlıyor. Iğsız imzalı emirde, “Bilgisayar ortamındaki yazışmalarda kesinlikle yazı bittikten sonra arz ederim, ad, soyad, görev gibi ifadeler olmayacak, hiçbir evrakta ıslak imza taranarak bilgisayarlara yüklenmeyecek, elektronik imzalı olarak gönderilecek” gibi ifadeler yer alıyor.
 
Iğsız, böyle bir emir vermediğini savcıya söylese de diğer şüphelilerin ifadeleri Iğsız’ı yalanlıyor. Mehmet Eröz, “Hasan Iğsız imzalı böyle bir emir aldım. Sanırım yazışmaların bir şekilde dışarıya sızmasını engellemek içindi. Sorgulamadım” diyor.
 
Türkiye