MYK ataması öncesi CHP’de heyecanlı saatler yaşandı. Parti genel merkezinde neredeyse her odada “Yeni MYK sohbetleri” yapıldı, kulisler “Yeni MYK’ya girecek isimler” konusunda dalgalandı... Bütün bunlar olurken, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurmaylarına MYK konusunda renk vermemesi heyecanı ve kulisleri daha da hareketlendirdi. Her ne kadar Kılıçdaroğlu “2 numara yok” açıklaması yapsa da, örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcılığı makamı, 2 numaralı koltuk olarak görülüyor. Bu makam için 3 ismin adı geçiyor. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla örgütten memnuniyetini ortaya koyduğu mevcut görevdeki Nihat Matkap’ın yanı sıra Engin Altay ve Adnan Keskin’den birinin bu göreve getirilebileceği konuşuluyor.

ULUDERE’DE ÖLENLERİN YAKINLARI CHP’DE

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Uludere’de hayatını kaybedenlerin yakınları, Cebar Uysal, Ferhat Encü, Ubeyt Encü, Zeki Tosun, Reşit Ant’ı, parti genel merkezinde kabul etti.

EMİNE ÜLKER TARHAN: ‘Başbakan Karakullukçu’yu neden korumaktadır?’

ANKARA - CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Karakullukcu ile ilgili medyada yer alan haberleri anımsattı. Teknik ve fiziki takiple sürdürülen bir soruşturmanın söz konusu olduğunu belirten Tarhan, bu soruşturmanın içinde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı müsteşarı ve yardımcısının, bazı yargıç ve cumhuriyet savcılarının, bir çok üst düzey gümrük görevlisinin adlarının geçtiğini ifade etti. Tarhan, söz konusu soruşturmanın savcısının, ”soruşturmanın iktidar odaklarına kadar uzanması nedeniyle” görevinden alındığını ve Edirne Savcılığı’na atandığını söyledi. Tarhan, Karakullukcu’nun arkasındaki gücün ve kirli olayların uzandığı yerin, Deniz Feneri davasında olduğu gibi özel yöntemlerle kapatılmaya çalışıldığını iddia etti.

Bu konuda Başbakan Erdoğan’a bazı sorular yöneltmek istediğini belirten Tarhan, şöyle devam etti:

“Yargı etiğini ayaklar altına alarak, araç içlerinde gizli saklı görüşmeler yaptığı iddia edilen, her nedense konuklarını iş yerinde ya da evinde değil, bir araçta kabul edip görüştüğü polis kayıtları ile iddia edilen bir Danıştay Başkanı’nı, Başbakan neden korumaktadır? Başbakan’ın, ‘bu iddiaların, kurumları ve başındakileri yıprattığını’ söylediği bazı odaklar var. Bu odaklar kimlerdir? Sayın Başbakan Emniyeti mi kastetmektedir? Bu odakların verdiği ve Başbakan’ın aldığı mesaj nedir? Yarın bir gün Hükümet’teki uzantılarının ses kayıtlarının da basına sızma ihtimali midir?

Danıştay Başkanı’nın, bir zamanlar, ”Yok artık durdurmak” dediği bazı dosyalar, bu tür dosyalar mıdır? Tam da bu dönemde, yolsuzluk ve kirli ilişkilerin gündemde olduğu dönemde, iktidarın kendini ve yandaşlarını korumaya yönelik ve kendine özel yetkili mahkemeleri, yolsuzlukları örtme mahkemeleri kurmasının nedeni de bu mudur? Bu soruların yanıtını bekliyorum.”

‘Elini yargıdan çek’

ANKARA - Başbakan Erdoğan’ın Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukcu’ya ilişkun sözlerine CHP’den bir tepki de Sezgin Tanrıkulu’ndan geldi. Başbakan Erdoğan’ın Londra’ya giderken CHP’nin girişimini de kastederek “Bunlar iyi niyetli çabalar değil” dediğini anlatan Tanrıkulu, “Başbakan niyet okumaktan vazgeçsin” dedi. Karakullukçu hakkında somut olgular üzerinden basına yansıyan olaylar olduğunu belirten Tanrıkulu şunları söyledi: “Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’nın dosyasına yansıyan tapeler var, teknik takip kayıtları var” Tanrıkulu, HSYK Başkanvekili İbrahim Okur’un bir gazeteye yaptığı açıklamada görüşmenin içeriğine göre soruşturma başlatabileceklerini söylediğine dikkati çekerek, ”Sayın Başbakan Danıştay Başkanını korumaya çalışıyor. Sayın Başbakan’ın elini yargıdan çekmesi lazım, yargının kendi işleyişinde, kendi karar vereceği ortamı yaratması lazım” diye konuştu.

Vatan