MHP liderini de eleştiren Erdoğan, “Milliyetçilik, Ülkücü camiayı alıp, CHP’nin yedeğine sokmak, CHP’ye vagon yapmak hiç değildir” dedi. CHP-MHP ve BDP’nin ittifak halinde olduğuna işaret eden Erdoğan, “Ben bunlara ruh ikizi demiştim, meğer bunlar ruh üçüzüymüş” dedi. Erdoğan, Hatay’ın ardından Eskişehir’e ve Uşak’a giderek partisinin düzenlediği mitinglerde konuştu.
 
Erdoğan, daha sonra helikopterle Kütahya’nın Simav ilçesine geçerek depremzedeleri ziyaret etti.
 
 “SURİYELİ KARDEŞİMİN ACISI, BİZİM ACIMIZ”
 
Erdoğan, partisince Hatay İtfaiye Meydanı’nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.
 
Erdoğan, “Suriyeli kardeşimin acısı, bizim acımızdır. Bu acı dayanılmaz hale gelmeden, barışın, huzurun, istikrarın Suriye’ye egemen olmasını gönülden arzuluyoruz” dedi.
 
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
 
 “Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la sık sık görüşüyor, tavsiyelerimizi, önerilerimizi kendisine iletiyoruz. Kendisiyle en son dün görüştüm. Yaşanan olaylardan duyduğumuz kaygıyı, sıkıntıyı, acıyı kendisine bizzat ilettim. Suriye’de bir kez daha Hama, bir kez daha Humus katliamları yaşanmasın diye, büyük bir hassasiyetle girişimlerimize devam ediyoruz.”
 
Erdoğan, “Bosna-Hersek’te, Balkanlar’da, bu tür katillerin bir daha cesaret bulamaması için, Ratko Mladiç’in, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde yargılanıp, derhal cezalandırılmasını arzu ediyoruz” dedi.
 
“İSRAİL MEDYASINDA ÇIKIYOR, TÜRKİYE
 
CUMHURİYETİ’NİN BAŞBAKANINI ELEŞTİRİYOR”
 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da seslenen Erdoğan, şöyle konuştu: “Bir yıldır Genel Başkan... Şu ana kadar, İsrail’e selam çakmak dışında dış politika adına hiçbir girişimi, hiçbir adımı yok. İsrail medyasında çıkıyor, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanını eleştiriyor. Gidiyor, İngiltere’de, ‘Ben olsam Mavi Marmara’nın yola çıkmasına izin vermezdim’ diyor... ‘Bizim iktidarımızda İsrail ile ilişkiler düzelecek’ diyor... CHP’nin dış politika vizyonu işte bu kadar.
 
CHP’nin dış politika ufku, Tel Aviv’den öteye geçmez, geçemez. Gazze’yi bilmezler, Kudüs’ü tanımazlar, Rafah Sınır Kapısı deseniz, Cilvegözü Sınır Kapısının yanında zannederler.”
 
“MİLLİYETÇİLİK, CHP’YE VAGON OLMAK DEĞİLDİR”
 
Milliyetçiliğin kafatasçılık ve ırkçılık olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, gerçek milliyetçiliğin, Türk milletini sevmek olduğunu dile getirdi.
 
Kendilerinin, milliyetçiliği bugüne kadar, bu vatana hizmet etmek olarak algıladıklarını belirten Erdoğan, “Bu MHP, bu CHP, Hataylı Cemil Meriç’in çok güzel ifade ettiği gibi, ‘Her ışığı yangın sanıp, söndürmeye giderler.’ Bunlar, yine Cemil Meriç üstadın dediği gibi, ‘Karanlığa alışmışlar, yıldızlardan bile korkuyorlar.’ Milliyetçilik, Ülkücü camiayı alıp, CHP’nin yedeğine sokmak, CHP’ye vagon yapmak hiç değildir. Arada bir makas değiştiriyorlar, arada bir raydan çıkıyorlar.
 
Ama üç kafadar meçhul istasyona doğru aheste aheste gidiyor. Bunlara ben tek yumurta ikizi demiştim, meğer bunlar tek yumurta üçüzüymüş... Yani Sayın Baykal’ın oy oranı üzerine bir tane koyabilirse onu kendisi için zafer sayacak. Çıta bu” diye konuştu. BDP’nin CHP’yi, CHP’nin de BDP’yi oy rantı için kullandığını belirten Erdoğan, “BDP’linin eline Türk bayrağı veremezsin” dedi.
 
Sürekli ‘Tek devlet’ dediklerini hatırlatan Erdoğan, “İstedikleri hesabı yapsınlar. Bu vatan toprakları üzerinde asla ameliyat yaptırmayız” diye konuştu.
 
Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan, “SSK’yı bu kadar iyi biliyordun madem, hastanelerle ilgili bu kadar adımlar attık, niçin takip etmiyorsun? Sen ne biçim milletvekilisin be? Sen ne biçim grup başkanvekilisin be? Ne işe yararsın? Kalkıp da milletimi aldatmanın, kandırmanın ne anlamı var?.. Bay Kemal, sende zerre kadar onur varsa şu 8,5 yıl içerisinde yaptıklarımızın hepsi ortada. Sen de Meclis’tesin, istediğini yaparsın, araştırırsın, soruşturursun, varsa gereğini yaparsın. Niye yapmadın?.. Şu anda çeteler eliyle siyasete rol çizmek isteyenler var. Diyorum ki şimdi uyanalım, Türkiye’de nasıl bir tuzağın kurulmak istendiğini görelim” dedi.
 
HATAY’DA TOPLU AÇILIŞ TÖRENİ
 
Mitingin ardından Adalet Bakanı Kahraman, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, eski Adalet Bakanı Ergin, Vali Lekesiz ve Cumhuriyet Başsavcısı Yıldırım ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin katılımıyla Hatay Adliye Sarayı ile 14’ü kamu kurum ve kuruluşlarının, biri Antakya Belediyesi, ikisi İl Özel İdare ve KÖYDES yatırımları olmak üzere, 30 milyon 406 bin TL ödenek harcanan tesislerin açılışı yapıldı ve kurdele kesildi. Daha sonra törene katılanlar, Hatay Adliye Sarayı’nda incelemelerde bulundu. Bu arada Yıldız, Kahraman ile diğer yetkililer, yeni Adliye Sarayı’nın bahçesine ağaç dikti.
 
İKİNCİ DURAK ESKİŞEHİR
 
Erdoğan, Hatay’daki mitingin ardından Eskişehir’e geçti. Partisince Eskişehir Odun Pazarı’nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap eden Erdoğan, “Kürt meselesinin çözümünün önündeki en büyük engel BDP’dir, terör örgütüdür. Bu ülkede, Kürt meselesinin çözümünü istemeyen, gençlerin ölümüne son vermek istemeyen, annelerin gözyaşından beslenen BDP’dir. Bizim çözüm odaklı siyasetimizi engellemek isteyen, çözümü yavaşlatmak isteyen, çözüme derenen BDP’dir, CHP’dir, MHP’dir” dedi.
 
Son dönemde yaşanan terör olaylarına değinen Erdoğan, şunları kaydetti:
 
“Yine önceki gün, Silvan’da, bir işadamının iş makineleri, işadamı AK Partili diye yakıldı. Bunun yanında medya dünyasında da bir gazeteye ne yazık ki bir grup MHP’li, araçlarla beraber saldırmak suretiyle cam çerçeve indirdi.
 
Açık açık söylüyorum; seçim öncesinde, siyasi ortamı etkilemek amacıyla masum bir kadını, tek suçu oradan geçmek olan bir kadını, ömür boyu engelli olmaya mahkum etmek alçaklıktır. O bombayı hazırlayan da, o bombayı oraya getiren de, patlatan da, o planı yapan da alçaktır, insanlıktan nasibini almamıştır. Seçim öncesinde, barış ve huzur ortamını bozarak, buradan üç oy elde etmek için 13-14 yaşlarındaki çocukların yüzünü yakmak alçaklıktır, vicdansızlıktır, insafsızlıktır.”
 
BUNUN VEBALİNDEN NASIL SIYRILACAKSINIZ?
 
“Masum çocukların yüzünü yakarak oy devşirmeye çalışan, bu şiddet ortamından beslenen BDP’lilere sesleniyorum; BDP içinde, demokrat olduğunu, dindar olduğunu iddia eden bağımsız adaylara sesleniyorum: Sırtınızı dayadığınız terör, bebekleri, çocukları, gençleri katlediyor, masum insanları sakat bırakıyor. Ya, değer mi Allah aşkına? Bunun vebalinden, bunun sorumluluğundan, bunun vicdan azabından nasıl sıyrılacaksınız? Bu olaylar karşısında kendinizi halkımıza nasıl anlatacaksınız? Bu olayları şiddetle lanetleyebilecek misiniz? Bu terörle aranıza hâlâ mesafe koymayacak mısınız? Bir tanesi çıkıyor ortaya, söylediği ne biliyor musunuz?
 
‘Şimdilik diyor sivil cumalar kılmaya başladık.’ Bakın çok enteresan, ‘sivil cuma’... Cuma ne zamandan beri resmi olmaya başladı? ‘Gerekirse camileri de ele geçiririz’ diyor. Bu da bağımsız aday, dindarmış.”