Batum için suç duyurusu yapan ve CHP'ye "Bunun bedeli ödenmelidir, ödettirilmelidir" diyen Erdoğan, KKTC'deki pankart konusunda ise "Kimse istismar etmesin" diye uyardı.

Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP'ye "darbe şakşakçısı" dedi, CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) yönelik söylediği "kağıttan kaplan" sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu. Batum'a "Senin her yerin anayasa hukukçusu olsa ne yazar" diyen Erdoğan, "Suç duyurusunda bulunuyorum, gereğini yapın. Bunun bedeli ödenmelidir, ödettirilmelidir" dedi. Erdoğan Meclis grup toplantısında şu mesajları verdi:

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Anamuhalefet partisi geçmişinden bu güne darbe şakşakçılığından vazgeçmedi, ne yazık ki bugün de vazgeçmiyor. Bakıyorsunuz sıfatı anayasa hukukçusu olan birisi çıkıyor garip garip şeyler söylüyor. Senin her yerin anayasa hukukçusu olsa ne yazar. Bu tür kişiler akademisyen, hukukçu olamaz. Olsa olsa elindeki anayasa kitapçığını ezberlemiş bir kişi olarak meydanda dolaşır. Siyasete girdiği anda, işte kral çıplak meydana çıkıyor.

Kalkıp da yani TSK'ya yönelik kartondan bir kağıtmış öbür tarafta ABD içini oymuş diye orduyu adeta ABD'nin yönetimine vermiş bir havada gösterme anlayışı bir suçtur. Şu anda Zonguldak böyle bir işi başlattı. Ama ben de buradan aynen bu suç duyurusunu ilan ediyorum. TSK bizimle ilgili bir kuruluştur. Dolayısıyla bu suç duyurusunu yapıyorum. Gereğinin yapılması lazım. Bu, karşılıksız kalamaz. Bu karşılıksız kaldığı anda TSK ile futbol topu oynar gibi oynarlar. Bunun bedeli ödenmelidir, ödetilmelidir.

(Mısır) Biz meseleye kalp gözümüzden bakıyoruz. Biz ne kimsenin iç işlerine karışmak isteriz, ne durumdan vazife çıkarırız, ne de kendi kendimize gelin güvey oluruz. Biz istiyoruz ki bölgemizde huzur, barış, istikrar, güven olsun. Ortadoğu, savaşlardan, istikrarsızlıktan, halkın sesine kulak vermeyen anlayışlardan çok çekti. Ortadoğu'daki halklar da her şeyin en iyisine layıktır. Biz siyasetten, ekonomiden, çıkar kaygısından tamamen azade olarak Mısır'a ve Mısır halkına kardeşlik hukuk içinde gönül bağlarımızı uzattık, uzatıyoruz. Mısır'da uluslararası gözlemcilerin denetiminde düzenlenecek serbest ve adil seçimler yoluyla evrensel, demokratik ilkelere uygun yeni bir hükümete düzenli geçiş sağlanmalıdır. Geçiş süreci derhal başlamalı ve kısa olmalıdır. Geçici hükmet ittifakla belirlenmesi ve tüm taraflar açısından kabul edilebilir ve muteber olmalıdır. Şiddete başvuranlar adalete sevk edilmelidir. Geçiş sürecinin bir yol haritası ve takvimi olmalıdır. Geçiş sürecinde evrensel ilkelerle uyumlu yeni bir seçim yasası belirlenmelidir. Seçim sonuçları 24 saat, bilemediniz bir hafta içinde tamamen neticelendirilmelidir. Yaşanabilecek açlık gibi insani sıkıntılar için bir Donörler Konferansı toplanmalıdır.

'KKTC'Yİ İSTİSMAR ETTİRMEYİZ'
KKTC'de maalesef Kıbrıs davasından uzak bizzat KKTC'nin ve Türkiye'nin bugüne kadar verdiği mücadeleyi küçümseyen bir tavır sergilendi. Açılan pankartlar sadece edep açısından yakışıksız değildir. Aynı zamanda Kıbrıs Türkünün menfaatlerine zarar veren, Güney Kıbrıs'ın ekmeğine yağ süren bir mahiyettedir. Hiç kimse KKTC üzerinden istismara kalkışmasın. Özellikle ana muhalefetiyle, muhalefetiyle kimse bu konuda bizimle yarış edemez. Bugüne kadar Kıbrıs davası için hiçbir adım atmayanların, Kıbrıs davasını kendi davası olarak dahi görmeyenlerin şimdi çıkıp KKTC'yi hatırlamalarını, hem Kıbrıs Türkünün hem de vatandaşlarımızın vicdanına havale ediyorum. Kıbrıs bizim milli davamızdır bu davadan asla vazgeçmeyecek, çözüm için mücadele ettiğimiz kadar, KKTC'nin menfaatlerini korumak için hassasiyetle çalışmaya devam edeceğiz. KKTC içinde, Kıbrıs Rum Kesiminin ayak oyunlarına hizmet eden her girişim karşısında bizi bulacaktır. Türkiye her zaman yavru vatanın yanındadır.

(AK Parti'ye oy verenleri eleştiren tiyatrocu Müjdat Gezen'e) 10 yıllardır bu ülkede statükoyu, vesayeti, elitizmi savunanlar millete göbeğini kaşıyan adam, yüzde 60'ı aptal diyenler aynaya bakarlarsa orada kendi mübarek yüzlerini görürler.