Önce CHP Grup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle TBMM'ye soru önergesi verdi.
Kendisinin de içinde bulunduğu bazı CHP'li vekillerin, MİT tarafından 'çok yakından' izlendiği, teknik takip yapıldığı, toplanan bilgi ve ses kayıtlarının gerektiğinde tahrif de edilerek ülke gündemini değiştirmek üzere kullanılacağı duyumlarını aktardı.
Dün de Genel Başkan Kılıçdaroğlu, MİT'in kendisini, ailesini ve 7-8 CHP milletvekilini teknik takibe aldıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, iddiasını detaylandırdı ve şunları söyledi:
'Ya, söylediğimiz bir söz bize dolaylı yoldan aktarılıyor. Veya bir yerde haber olarak yer alıyor. Bizi bu konuda haberdar edenler oluyor. Elimizde somut veriler var. MİT teknik takiple bizi izliyor ve dinliyor. Tek parti uygulamalarına tanıklık ediyoruz. Eğer öyle değilse neden Emine Ülker Tarhan çıkıp bunu soru önergesi haline getirdiğinde 'Biz dinlemiyoruz, yok böyle bir şey' demediler.'

'İHBAR KAMU GÖREVLİSİNDEN'
Akşam Gazetesi'nden Çiğdem Toker'e konuşan Tarhan, soru önergesine konu iddiaların, kendisi için iddia değil, bilgi olduğunu, yeni olmadığını ancak kısa süre önce, 'CHP tüzel kişiliğine gelen somut ve güvenilir' veriler dolayısıyla 'artık tüy dikildiğini anladığı için' bu önergeyi verdiğini söyledi.

Bilgilerin 'ihbar mektubu olmadığını', görüşmeler yoluyla geldiğini, ancak güven unsurunun önemi dolayısıyla 'deşifre etmeme'ye çok özen gösterdiklerini belirten Tarhan, 'teknik takipte oldukları' bilgisini ulaştıranın ise bir kamu görevlisi olduğunu açıkladı.

'GRUP BAŞKAN VEKİLİ OLUNCA ODAMI ARATTIM'
Tarhan, soru önergesinde yer vermediği ve bugüne kadar saklı tuttuğu bir anekdotu da ilk kez anlattı. 2011 seçimlerinin ardından, partisinin grup başkan vekilliğine getirilince ilk işi, TBMM'deki grup katında kendisine tahsis edilen odada arama yaptırmak olmuş. Tarhan'ın 'gayri resmi' olarak yaptırdığı aramada kendisine sunulan bilgi şu: Dışarıdan, pencere yönünden bir alıcı sinyali geliyor. Fakat içeriyle bağlantısı henüz kurulmamış...

Tarhan, ''Neden gayri resmi yaptırdınız, neden sonucu, TBMM evrakından geçirerek resmiyete dökmediniz?'' sorusuna da şu yanıtı verdi:
''Resmi kanaldan yaptırsam, böyle bir sonuç ortaya çıkmazdı ki. YARSAV döneminden biliyorum. İşin peşini o zaman bıraktım. Kurumlara güvenim yok. Bu kadar kaset servis edildi; hangisinin üzerine gidildi. Kimi kime şikayet edeceksiniz? YARSAV'da üç dinleme cihazı çıktı. Benim 'hukukun militanı' ifadesini ne anlamda kullandığım ortada değil mi? Ama bu, siyasi düşmanlık aracı olarak kullanıldı, zevk alındı, rant sağlandı.''