Rize"de çevrecilere sert tepki gösteren Başbakan Erdoğan, 'Boş vakitlerinde bu işi yapıyorlar' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, memleketi Rize'de Hidroelektrik Santralleri'nin yapımına karşı çıkan çevrecilere yüklendi.

Erdoğan, "Dünyanın değişik yerlerinde böyle çevreciler var. 'Ne yaparsınız' dersin. Ele avuca gelecek hiçbir işleri yoktur. Sadece boş vakitlerini değerlendirmek için yaptıkları iş budur. Ben çevrecinin daniskasıyım. Asıl çevreci benim. Ta belediye başkanlığından beri çevrecilik konusunda neler yaptığımı özellikle İstanbul'da yaşayanlar çok iyi bilir" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam saat 23.30 sıralarında beraberinde eşi Emine Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı ile birlikte ANA uçağıyla Trabzon'a geldi. Bayındırlık Bakanı Faruk Özak, Trabzon Valisi Nuri Okutan, Rize Valisi Kasım Esen ve diğer yetkililer tarafından karşılanan Başbakan Erdoğan, VIP salonu dışında ellerinde meşalelerle bekleyen AKP Gençlik Kolları üyelerinin yanına giderek bir süre sohbet etti.

YAKIŞIKLISIN, KARİZMATİKSİN DENİZ BAYKAL SENİN POSUNU YESİN!

"Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganlarıyla karşılanan Erdoğan için gençler, "Yakışıklısın, karizmatiksin, Deniz Baykal posunu yesin" diye şarkı söyledi. Başbakan Erdoğan ve beraberindekiler Rize - Trabzon sınırındaki İyidere Köprüsü'nde de havai fişek gösterileri ve horonlarla karşılandı. Burada da aracından inerek yaklaşık 2 bin kişiyi selamlayan Erdoğan'ı karşılayanlar arasında Çaykur İyidere Fabrikası'nda seminerde bulunan Çaykur bayileri de yer aldı. Erdoğan daha sonra baba ocağı Rize'nin Güneysu ilçesine geldi. İlçe merkezinde yaklaşık 500 kişi tarafından karşılanan Erdoğan, Başbakanlık'a ait otobüsün üzerine çıkarak hemşehrilerine hitap etti. Erdoğan, "Gecenin bu vaktine kadar beklediğiniz için teşekkür ederim" diyerek başladığı konuşmasında şunları söyledi:

"Ülkemiz bir değişim ve dönüşüm yaşıyor. Dünya genelinde dolaştığımız, gittiğimiz yerlerde de gördüğümüz gibi, Türkiye bu bölgede gündem belirliyor. Gündemlerin değişmesine, gündemlerin oluşmasına yardımcı oluyor. Artık Türkiye'nin gündemi belirlenmiyor. Bu bir gücün, bir yükselmenin ifadesidir. Eğer zayıf bir ülke olmuş olsanız, bunları yapmanız mümkün değil. Zira ayaklarımızı yere sağlam basıyoruz. Geleceğe umutla bakıyoruz. Kim ne derse desin gelecekten endişemiz yok. Görüyorsunuz ki, hızla, hırsla Türkiyemizi aydınlık yarınların geleceğini kurmak üzere azimle, kararlılıkla 21. asrın ortalarında çok daha farklı bir yere, ama cumhuriyetin 100. yılında arzu edilen ilk kademeye ulaştıracağız. Türkiye dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında inşallah yerini alacaktır.Bu anlayışla yola devam ediyoruz."

YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDI

Başbakan geceyi geçirdiği Güneysu Merkez Mahallesi'ndeki villasından bugün saat 12.00 sıralarında ayrılarak Cuma namazını kılmak için ilçe merkezindeki Güneysu Merkez Cami'ne geldi. Camiye girişte hemşehrilerinin sevgi gösterilerine gülümseyerek ve el sallayarak karşılık veren Başbakan Erdoğan, çocuklara oyuncak dağıttı. Erdoğan'ın ilçe merkezine gelişi sırasında alınan geniş güvenlik önlemleri de dikkat çekti. Otomatik silahlı korumalar çevrede kuş uçurtmadı, ilçedeki birçok binanın üzerine keskin nişancılar yerleştirildi. Ayrıca Erdoğan'ın camide bulunduğu sırada sinyal bozucu cihazlar devreye sokuldu ve çevredeki cep telefonları da etkisiz hale getirildi. Erdoğan'ın memleketinde de bu kez çok sıkı şekilde korunması dikkat çekerken Başbakan'ın gelişi öncesinde cami bahçesi bomba köpekleriyle arandı. Ayrıca avluya giren herkes de sıkı şekilde aramadan geçirildi. Üzerinde çakı bulunan kişiler bile geri çevrildi. Ezan okunurken camiye gelen Başbakan Erdoğan, yaklaşık 1 saat kaldığı camiden çıktıktan sonra vatandaşlarla tek tek tokalaştı ve bir süre sohbet etti.


POTAMYA SENLE GURUR DUYUYOR!

Erdoğan daha sonra Başbakanlık otobüsünün üzerinden hemşehrilerine seslendi. Konuşması zaman zaman "Potamya seninle gurur duyuyor" sloganıyla kesilen Erdoğan, "Son 5.5 yıl içinde gerek Rize'mizde gerekse ülkemizde nedenli bir açılış furyası olduğunu biliyorsunuz. Türkiye bir değişimin, bir dönüşümün içerisinde adeta kendini yeniden buluyor, tarihiyle adeta yeniden buluşuyor, tarihine kavuşuyor. Göreve ilk geldiğimiz gün Türkiye'nin kişi başına milli geliri 3330 dolardı. Ama bugün Türkiye'nin kişi başına milli geliri 2007 sonu itibarıyla 9330 dolara ulaşmıştır. Yani bire üç kattık. Peki bu nasıl oldu sorusu hep sorulur. Tabii ki 3 tane önemli temel ilkemiz var. Bir, yolsuzlukla mücadele, iki yasaklarla mücadele üç yoksullukla mücadele. Bunların hepsi bir anda olur mu? Tabii ki olmaz. Bu on yılların birikimi. Bu birikimi peyderpey azaltıyoruz. Daha iyiye ulaşacağız. Bunun için gayret gerekiyor, dayanışma gerekiyor. Hortumlar büyük ölçüde kesildi, kesilmeye devam ediliyor. Mafyayla, çetelerle nasıl mücadele ettiğimizi biliyorsunuz. Artık bu ülkede mafyalar çeteler iktidar belirlemiyor, millet belirliyor. Birileri çetelerin avukatlığına soyunabilir. Aslolan milletin ne dediği. Millet ne derse bu ülkede o olur. Tarihte böyle oldu bundan sonra da öyle olur. Demokrasiye inanıyorsak o zaman milletin dediğine saygı duyacağız. Bazı seçicilerin, belirleyicilerin, mafyayla çeteyle şunla bunla yaptıklarını duyuyorsunuz, görüyorsunuz, takip ediyorsunuz. Bu mücadelede devlet millet kaynaşması olduğu müddetçe arzuladığımız yarınlara ulaşacağız. Bundan kimsenin endişesi olmasın"