Otomobil bagajına konularak götürüldüğü mezarlıkta defnedildi. DNA testine rağmen, kızlarının öldüğüne inanmak istemeyen ailesi, tek dileklerinin katil veya katillerin bulunup cezalandırılması olduğunu söyledi.

4 kız çocuğu bulunan 42 yaşındaki Gülnar ve 47 yaşındaki Nebi Davarcı çiftinin kızları Hülya Davarcı, liseden mezun olduktan bir fotoğraf stüdyosunda çalışmaya başladı. Hülya, 2 Şubat 20062da iş çıkışı eve dönmedi. Ailesinin bulunması için başvurduğu polisin araması da sonuç vermezken, 9 Mart 2009'da, Pınar Mahallesi 71154 Sokak'taki bir inşaatın kanalizasyon bağlantısını yapmak üzere açılan beton logar çukurunda bir ceset bulundu. Tanınmayacak halde çürümüş ve büyük bölümü kemikler kalmış olan cesedin, eşyalar nedeniyle bir kadına ait olduğu belirlendi. Hizbullah terör örgütünün kanlı infazları yaparken kullandığı yöntem olan 'domuzbağı yöntemiyle' el ve ayakları bağlanarak öldürülen kadının cesedinden kalan parçaları logar çukurunda karton kutuya konularak çıkarılıp, Adli Tıp Kurumu morguna konuldu.

Üzerinden kimlik çıkmayan cesedin kadına ait olduğunu dikkate alan polis, kızları kayıp olduğu şeklinde başvuran ailelerle temasa geçti. Öldürüldüğü sırada hamile olduğu da anlaşılan kadının cesediyle birlikte ele geçen çizme ve ceket kayıp yakınlarına gösterildi, sonuç alınamayınca DNA testi yapıldı. DNA testi sonunda, cesedin Gülnar ve Nebi Davarcı çiftinin kayıp kızları Hülya Davarcı'ya ait olduğu belirlendi. Test sonucunu önceki gün alınca şoke olan Davarcı çifti, 3 yıldan fazla bir süredir haber alamadıkları kızlarının öldürüldüğü haberiyle yıkıldı.

Üzerine titreyerek yetiştirdikleri kızlarının bir gün döneceği ümidiyle 3 yıldır bekleyen aile, Adli Tıp Kurumu'ndan bir ceset torbasına konulan Hülya Davarcı'ya ait kemikleri ve ceset parçalarını aldı. Güzel Hülya'nın son yolculuğu da böylece başladı. Bir otomobilin bagajına konulan cenaze, önce ailenin Belediyevleri Mahallesi'ndeki evine, ardından Kabasakal Mezarlığı'na götürülerek toprağa verildi.

37 NUMARA AYAKKABI UMUTLANDIRDI, DNA TESTİ YIKTI

Kızının bir gün yanında eşiyle çıkıp, "Biz evlendik" diyerek ellerini öpmesini beklediklerini ifade eden anne Gülnar Davarcı, kızının peşinden gözyaşı döktü. Kayıp başvurusu nedeniyle polisin kendilerine gelip, eşyayı gösterdiğinde, özellikle botun numarasının kızının giydiği ayakkabılardan küçük olmasına sevindiklerini kaydeden anne Davarcı, "3 ay önce ceset bulunduğunda, polis bizim yanımıza geldi, eşyaları gösterdi. Ayakkabı numarası 37 çıkınca umutlandık. Ayakkabı da bottu. Kızımız ise 38- 39 numara ayakkabı giyiyordu. Botta daha büyük giymesi gerekirdi, daha küçük numara çıkınca umutlanmıştık. DNA testiyle cesedin kızımıza ait olduğunun belirlenmesiyle yıkıldı. Hep evlenerek gelecek diye bekliyorduk. Bir anda cenazesi geldi" diye ağladı. Acılı anne, kızının hamile olduğu konusundaki bilgileri de, polisin kendilerine ilettiğini kaydetti.

Polisten kızının katillerinin yakalandığı müjdesini beklediklerini bildiren baba Nebi Davarcı da "Acımız çok büyük. Böyle bir şeyi beklemiyorduk. 4 kız çocuğum var. Hiçbir zaman onlara baskı yapmadım. Biz Karaisalılıyız. Bizim o taraflarda kızlar kaçabilir, ama, 2-3 gün sonra evlilik haberi gelir, aileler barışırdı. Kızımızın da evlenip döneceğini ümit ediyorduk. Yıkıldık. En büyük umudumuz katilin bulunması" dedi.