ABD'de ırkçılığın yaygın olduğu 1930'larda kapılarını caz müzisyenlerine sonuna kadar açan Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği, "Ertegün Caz Serisi"yle, Türkiye'nin tüm insanlığı kucaklayan bu hikayesini, anılarda bırakmayıp, tekrar canlandırıyor.

Irkçılığın "hayal edilemeyecek kadar katı" olduğu 1930 ve 1940'lı yıllar Washingtonu'nda Büyükelçilik kapısını siyasi caz müzisyenlerine açan Türkiye'nin ikinci Washington Büyükelçisi Münir Ertegün ile oğulları Ahmet ve Nesuhi Ertegün'ün onuruna verilen "Ertegün Caz Serisi"nin ilk konseri, "Afro-Amerikan Tarihi Ayı"nın sonuna denk gelen 1 Martta, Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği rezidansında düzenlendi.

Rezidansın, dünyaca ünlenen caz müzisyenlerinin yetiştiği müzik salonunda, "Jazz at Lincoln Center"ın partnerliği ve Boeing firmasının sponsorluğunda düzenlenen konserde, Grammy ödülüne aday gösterilen Orrin Evans üçlüsü sahne aldı.

-ABD KONGRESİ'NDEN YOĞUN İLGİ-

Amerikalı cazseverlerden yoğun ilgi gören konser, birçok üst düzey ismi de bir araya getirdi.

Konseri, Kongre'deki siyahi grubun kurucu üyesi John Conyers'ın yanı sıra, Danny Davis, Hank Johnson, Eddie Bernice Johnson, Gregory Meeks, Donald Payne, Edolphus Towns, Mel Watt, Frederica Wilson, Ted Deutch ve Sheila Lee Jackson'dan oluşan 11 Kongre üyesi ile Ahmet Ertegün'ün eşi Mika Ertegün, Coca-Cola CEO'su Muhtar Kent ve Türkiye'nin New York Başkonsolosu Mehmet Samsar'ın da aralarında olduğu çok sayıda davetli izledi.

Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan, konser öncesinde yaptığı konuşmada, bu gecenin kendileri için çok özel olduğunu ve bu denli seçkin konukların salonda bulunmasından çok gurur duyduklarını belirtti. Türkiye ve ABD olarak, kültürleri ve ulusları birleştiren bu etkinlikte caz müziğine duydukları ortak sevgiyi paylaştıklarını dile getiren Tan, 6 parçadan oluşacak konser serisinin bundan sonraki serilerinin de 12 Nisan, 6 Haziran, 26 Temmuz, 4 Ekim ve 6 Aralıkta düzenleneceğini açıkladı.

Gecede, milletvekili John Conyers, Jazz At Lincoln Center İcra Direktörü Adrian Ellis ve Boeing firması idari işler başkan yardımcısı Tim Keating de birer konuşma yaptı.

-"TARİHİ BİR GECEYDİ"-

Konserin ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Büyükelçi Tan, çok mutlu ve gururlu olduklarını, bu kadar ilgi oluşturmayı başarabilmenin kendilerini çok memnun ettiğini söyledi.

Bu konser serisi için uzun zamandır hazırlık yaptıklarını ifade eden Tan, sözlerine şöyle devam etti:

"Hepinizin bildiği gibi bu bina, tarihinde bu tür konserlere ev sahipliği yapmış. Buna da bir büyükelçimizin ailesi ve oğulları vesile olmuş. Dolayısıyla biz bunun tekrar geriye getirilmesi, bir anlamda canlandırılmasının ülkemizin tanıtımı bakımından çok önemli olduğunu düşündük. Bu, sadece bizim büyükelçiliğimizin tanıtımıyla kalmadı, ülkemizin tanıtımı bakımından, burada bizim kültürümüzün, sanatımızın ne kadar kapsayıcı, ne kadar evrensel olduğunu göstermek bakımından da çok önemliydi".

ABD Kongresindeki siyahi grubun başkanı, Demokrat Parti Michigan Milletvekili John Conyers da tarihi bir gece yaşadıklarını belirtti. Conyers, "Her şey harikaydı. Sadece akıllarda kalacak bir gece değil, aynı zamanda tarihi bir geceydi" diye konuştu.

Coca-Cola CEO'su Muhtar Kent de fevkalade güzel bir konser izlediklerini belirterek, "Eminim rahmetli Ahmet Ertegün de görseydi çok çok mutlu olurdu. Sayın Büyükelçimiz ve muhterem eşini, böyle bir girişimi başlatmış olmalarından dolayı tebrik ediyoruz ve bunun devamını diliyoruz. Türk-Amerikan ilişkileri ve dostluğu açısından, iki ülkeyi birbirine bağlayan böylesine kültürel olayları devam ettirmek fevkalade önemli" diye konuştu.

-CAZIN TARİHİNDE TÜRK BÜYÜKELÇİLİĞİ...-

Siyahilerin mekanlara arka kapıdan alındığı, birçok yerde beyazlarla yan yana oturamadığı, ırkçılığın "hayal edilemeyecek kadar katı" olduğu belirtilen 1930 ve 1940'lı yıllar Washingtonu'nda sadece bir yer, eşitliğe ve müziğe inanarak, kalbini ve yuvasını siyahilere açmıştı.

Türkiye'nin ikinci Washington Büyükelçisi Münir Ertegün'ün caz müziğe gönlünü veren ve daha sonra Atlantic Plak Şirketi'ni kuran oğulları Ahmet ve Nesuhi Ertegün, başkente adım atar atmaz, hem siyahilerin sahne aldığı Howard Tiyatrosu'nda cazın derinlerine daldı hem de büyükelçilik rezidansını saksafon, piyano, kontrbas gibi enstrümanların uyumundan doğan, doğaçlama müziğin müthiş ritminin yankılanıp şehre yayıldığı bir mekan haline dönüştürdü.

Rezidansta, Washington'da ilk kez 1940 yılında Ertegün kardeşler, beyaz ve siyahların birlikte sahne aldığı bir konser düzenledi.

Tüm bu nedenlerle, o dönem bir güneyli senatör, öfkeyle, Büyükelçi Ertegün'e bir mektup göndererek, "Herkes bu siyahların ne olduğunu ve nasıl muamele edilmesi gerektiğini biliyor ama siz bunları ön kapınızdan sürekli içeri alıyorsunuz. Bu garip bir durum değil midir?" sorusunu yöneltirken, Büyükelçi Ertegün senatörü hayretler içerisinde bırakan şu cevabı verdi: "Evet, biz ön kapıdan alırız dostlarımızı her zaman, siz de gelirseniz kabulümüzsünüz ama arka kapıdan alır, ağırlarız..."

İşte, Türkiye'nin ırkçılık yapmaksızın, tüm insanları kucakladığının önemli göstergelerinden olan bu hikaye, şimdilerde Büyükelçi Namık Tan tarafından tozlu kitap sayfalarında kalan ve unutulmaya yüz tutan bir anı olmaktan çıkartılıp, aynı müzikle tekrar tüm Washington'a hatırlatılıyor.