Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Dış Ticaret Müsteşarlığının, komşu ülkelerle ticaretin artırılmasına yönelik stratejisinin sürdürüleceğini belirterek, ''Komşu ülkelerden sonra Afrika pazarına da önem veriyoruz. Şimdiye kadar ticaret yapmadığımız ülkelere, ihracatını yapmadığımız ürünlerin ihracına yöneleceğiz. Gerekirse, benim veya Dış Ticaret Müsteşarlığı;ndan yetkililerin de bulunduğu heyetlerle birlikte çantalar elimizde, kapı kapı pencere pencere gezeceğiz'' dedi.

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, A.A muhabirinin sorularını yanıtlarken, son yıllarda dünyada oluşan Türkiye imajının ticari ilişkilere büyük etkisi olduğunu kaydederek, ''bu imajın, Türk işadamlarının her kapıyı açabileceğini gösterdiğini'' söyledi.

Türk işadamlarının ''cevval ve her şarta dayanıklı'' olduğunu vurgulayan Çağlayan, ''Gidemediğin yer senin değildir. Dünya artık küresel köy haline geldi. Sınırların kalktığı bir dönemde ve yüzyılda bir zor görülen böyle bir ekonomik krizin ardından bütün ülkeler aynı girişimleri yoğunlukla yapmaya çalışıyor. Bütün ülkelerin büyümeye, ihracata ihtiyacı var. Bir taraftan açık ekonomilerde ciddi sıkıntılar var, diğer taraftan Suriye gibi kapalı ekonomilerde ciddi bir pazar hakimiyeti var'' diye konuştu.

''SURİYE'DEKİ SEVGİ VE SEMPATİDEN GÖZLERİM DOLDU''

Türkiye;nin son yıllarda komşu ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesine yönelik girişimlerinin meyvelerini vermeye başladığını belirten Çağlayan, ''İnsan en iyi ticareti komşusu ile yapar. Boşuna dememişler 'komşu komşunun külüne muhtaçtır' diye. Suriye ile arada hiç hasmane ilişkilerimiz olmamış gibi ilişkilerimiz var, geldiğimiz noktada. Son 6 yıl içerisinde bizim, komşu ülkelerle ticaret hacmimiz ortalama 6 kat arttı. Bazı ülkelerle 10 kat arttı. Bu ülkeler bizim çok rahat girebileceğimiz çok önemli pazarlar'' dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül;ün Suriye ziyaretine refakat eden Çağlayan, 3 günlük ziyaret çerçevesinde Şam ve Halep;te gerçekleştirilen iş forumlarına da katıldığını hatırlatarak, ''27 yıllık sanayicilik hayatımda yüzlerce toplantıya katıldım. Bu kadar kalabalık bir toplantı görmedim. İlk kez Suriye;ye geliyorum. Sevgi ve sempatiden dolayı gözlerim doldu. Suriye;nin her alanda Türkiye;nin yönlendirmesine ve ikili işbirliğine ihtiyacı var'' diye konuştu.

''TİCARET VARSA BANKACILIK OLMAK ZORUNDA''

Bakan Çağlayan, Cumhurbaşkanı Gül ile birlikte Suriye;ye gelen işadamlarının sorun ve talepleri çerçevesinde Suriyeli 7 bakanla görüştürdüklerini söyledi.

İş forumlarının yanı sıra iki Cumhurbaşkanının görüşmelerinde ve kendi mevkidaşları ile yaptığı görüşmelerde ekonomik ilişkilere dair sorun ve taleplerin gündeme getirildiğini belirten Çağlayan, şu bilgileri verdi:

''En önemli sorunumuz Suriye;de Türk bankasının olmaması. Ticaret varsa bankacılık olmak zorundadır. Burada yüzde 49 hisse veriliyor mevzuata göre, ancak bunun yüzde 50;lere çıkarılması ve yönetiminin profesyonel kişilerce yapılmasına uygun zemin oluşturulmalı. Görüşmelerden edindiğim izlenim çerçevesinde bu konuda ciddi bir ilerleme kaydedileceği kanaatindeyim.

Karayolu ve demiryolu taşımacılığı konusunda her iki tarafın da yapması gerekenler var.Özellikle demiryolu bağlantısı konusunda Çobanbeyli'deki mayınların temizlenmesi gerekiyor. Hemen ardından Suriye;deki yatırımlar başlayacaktır.

Suriye;nin Doğu-Batı, Kuzey-Güney yönlerinde karayolu projeleri bulunuyor. Söz konusu karayolları, Nusaybin, Öncüpınar ve Cilvegözü sınır kapıları üzerinden Türkiye;deki duble yollara entegre olacak.''

''SURİYE'DE ORTAK PETROL VE DOĞAL ARAYACAĞIZ''

Birçok alanda işbirliği yapan Türkiye ile Suriye arasında, petrol-enerji konusunda da çok önemli bağlantılar bulunduğunu kaydeden Bakan Çağlayan, Suriye'de ortak petrol ve doğal gaz aranmasına ilişkin, TPAO, TPIC ile Suriye;nin imzalayacağı kontratların hazırlandığını bildirdi.

Suriye makamlarının yurtdışından alacakları doğal gazın Türkiye üzerinden taşınmasını istediklerini de kaydeden Çağlayan, ''Suriye;nin belli bir doğal gaz rezervi var ancak, yeterli değil. Başka ülkelerden alınacak doğal gazın Türkiye üzerinden bir boru hattı ile gelmesini istiyorlar'' diye konuştu.

Çağlayan, ortak vagon fabrikası kurulması talebinin de Suriye tarafından yinelendiğini belirterek şunları söyledi:

''Elektrik satış anlaşması yapacağız, önümüzdeki hafta ilgili arkadaşlarımız gelecek. Ayrıca elektrifikasyon işi de istiyorlar. İki büyük enerji ihalesi yapılmış. Doğal gaz çevrim santrali. Ancak ihaleye, kullanılacak olan türbinleri üreten firmanın da konsorsiyuma dahil edilmesi yönünde bir madde konulmuş. Türk tarafı, bu maddenin kaldırılmasını talep ediyor. Bu maddenin kaldırılması halinde Türk firmaları 200 ve 500 megawattlık iki ihaleyi alma şansına sahipler. Yine, buraya demir-çelik yatırımcısı istiyorlar.''

Çağlayan, Suriye ile daha önce imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması;nı hizmet sektörünü de kapsayacak biçimde genişletmek istediklerini söyledi.

İlk kez Suriye ile yapmayı düşündükleri bu uygulama çerçevesinde ''ticaretin telekomünikasyon, ulaşım, bankacılık gibi her türlü hizmeti kapsayacağını aktaran Çağlayan, ticaret konularında yaşanacak sorunların kısa sürede sonuçlandırılması için Sorun-Çözüm Heyeti kurmak üzere çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti.

TÜRK MÜTEAHHİTLER POLONYA'DA 800 KM. YOL YAPACAK

Suriye ziyaretinden önce Polonya;da bulunduğunu belirten Çağlayan, Polonya;da AB fonları ile 67 milyar dolarlık altyapı yatırımı yapılacağını söyledi. 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası nedeniyle kıtalararası havaalanı ve telekomünikasyon altyapısını da kapsayan alt ve üstyapı yatırımlarının yapılacağını kaydeden Çağlayan, ''Polonya;da yoğun temaslar gerçekleştirdik ve o ihalelerden Türk müteahhitlerinin de almak istediklerini ifade ettik. İhaleye girmiş ancak ihalesi sonuçlanmayan, sorunları olan işadamlarının da iş takiplerini yaptık. Onun dışında 42 ihaleden müteşekkil 800 km. yol yapacaklar.''

Türkiye-Polonya ticaret hacminin 2,4 milyar avro olduğunu hatırlatan Çağlayan, hedeflerinin 7 milyar avro olduğunu söyledi.

Çağlayan, Polonya;nın AB sürecinde Türkiye;ye tam destek verdiğini hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

''İhracatımızın artırılması için ciddi bir altyapı mevcut çünkü, köklü ilişkiler kurmuşuz ve Polonyalılar, Türkleri kendilerine çok yakın görüyorlar. Biz, Polonya ile ilk ticaret anlaşmamızı 570 yıl önce yapmışız. Polonya ile ilişkilerimizi geliştirecek bir de anlaşma imzaladık. JETCO diye (Joint Economic ve Trade Company Organization) yılda en az bir kere bir araya geleceğiz ve sorunlarımızın çözümü, ticaret hacmimizin artırılmasına yönelik görüşeceğiz.''