Bu konuda detaylı araştırma yapan Tarihçi Mustafa Armağan, Sirkeci Garı'nın arkasında bulunan Merzifonlu Karamustafa Paşa Camii'nin yıkılarak yerine gazino yapıldığını söyledi. Armağan, Sofular Camii'nin düğün salonu, Sultanahmet Camii'nin de asker alma dairesi yapıldığını belirtti. Armağan, günümüzde minare kalıntıları bulunan Yedikule'deki İlyas Çelebi Camii'nin ise satılığa çıkarıldığını belgelerle ortaya koydu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, bir dönem Türkiye'de camilerin satılmasıyla ilgili yaptığı açıklamalar tarihçileri harekete geçirdi. Yıkılan, satılan ya da başka amaçla kullanılan camiler hakkında araştırma yapan Mustafa Armağan, Cihan Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu.

1925 ile 1950 yılları arasında, tek parti döneminde cami satışı gibi uygulamaların hayata geçirildiğini anlatan Armağan, "Başbakan, tek parti devrinde yıkılan, satılan, devredilen ya da başka amaçla kullanılan cami, mescit, türbe, medrese bunların toplamını 3 bin 500 olarak açıkladı. Bu rakamın içinde yıkılanlar yok. Bugün artık izi belli olmayan eserler buna dahil değil. Bunun esası 1932 yılında çıkarılan bir kanuna dayanıyor. Bu kanun şunu getiriyor; bir caminin çevresinde, bir mahallede 500 metreye yakın camiler varsa bunlar iptal edilecek, bir cami bir mahalleye yeterli. Dolayısıyla sur içinde birbirine yakın camiler kapatılıyor. Kapatılanlar ne olacak meselesi gündeme geliyor. Milli servet denilerek kiraya veriliyor, satılıyor, parti çevresinde bir takım kodamanlara tahsis ediliyor. Ya da Cumhuriyet Halk Partisi il binası yapılan, halkevi yapılan pek çok cami örneğini biliyoruz." diye konuştu.

Bazı camilerin ahır olarak da kullanıldığını dile getiren Armağan, "Silivrikapı'da Sitti Hatun Mescidi kiraya verilmiş ve kiracı burayı ahır olarak kullanmış. İzmir Seferihisar'da Kasım Çelebi Camii yine ahır olarak kullanılmış. Adana'da Yeşil Mescid'in de ahır olarak kullanıldığını biliyoruz. Bursa'da Molla Arap Camii askeriyeye tahsis ediliyor. Askeriye atlarını bağlamak için cemaate kapatarak etrafını çeviriyor." dedi.

'CAMİYİ İÇKİLİ GAZİNO YAPIP 'ANADOLU SAZEVİ' İSMİNİ VERMİŞLER'

Fatih'te Sofular Camii'nin bir zamanlar düğün salonu olarak kullanıldığını anlatan Armağan, "Yaşlı bir insan ile konuştum. Kendisi o caminin içinde düğüne gittiğini söyledi. Düğün salonu nerede, cami nerede? İçinde oynanılan, davul zurna çalınan bir mekan. Sirkeci Garı'nın üzerinde bir cami var. Eskiden 'Vezir Camii' diye bilinir. Merzifonlu Karamustafa Paşa Camii bugün. Bu 80'lerden önce yoktu. Orası içkili bir gazino yapılmıştı. 'Anadolu Sazevi' diye bir ismi de vardı. Cami yıkıldı buraya içkili gazino yapıldı. Rahmetli Özal bunu öğrenince hemen talimat veriyor. Bunun yıkılması ve yerine Aydın Yüksel'in mimarisi ile geleneksel Osmanlı mimarisi tarzında bir eser ortaya konuldu." ifadelerini kullandı.

'SULTANAHMET CAMİİ'Nİ KAPATIP, ASKER ALMA DAİRESİ YAPTILAR'

Sultanahmet Camii'nin 1940-46 yılları arasında kapalı kaldığını dile getiren Armağan, "İçerisi asker alma dairesi yapıldı. Oraya gitmiş olan insanlarla görüştüm. Şunu söylüyorlar; 'Biz gittik, bizi dışarıya bırakmıyorlar, tuvaletimizi dahi caminin içine yapmak durumunda kaldık.' 3-4 gün orada kalıyorlar ve sevkıyat oluyor. Burada sanat eserinin tahribi söz konusu. Aynı zamanda sanata hakaret söz konusu." dedi.

'FRANSIZLAR'IN YIKMADIĞI CAMİYİ BİZİM YÖNETİMİMİZ YIKMIŞ'

Hatay'da da geçmişte benzer uygulamaların yaşandığını kaydeden Armağan şöyle konuştu: "Fransızlar bunu yapmamışlar. Camileri yıkıp satmamışlar. Türk askeri giriyor ve Hatay'ı anavatana bağlıyoruz. Önce ezanı yasaklıyoruz. Fransızların yasaklamadığı 'Allahuekber'i bizim yönetimimiz yasaklıyor. Fransızların yıkmadığı camileri bizimkiler yıkıyor, onların yok etmediği Osmanlı mezarlarını bizim Türk yöneticiler yok ediyor. Gazete ilanlarına bakıyoruz. 300 liraya camiler satılığa çıkarılıyor."

DÖNEMİN GÖRGÜ TANIĞI: BURADA HER MELANET VARDI

Sirkeci'de yaşayan ve çocukluk döneminde Merzifonlu Koca Mustafa Paşa Camii'nin bulunduğu yeri hatırladığını söyleyen Murat Şengöçen, "Bu caminin yerinde 'Anadolu Saz' diye bir batakhane vardı. Kadınlar içki içiyordu. Satış oluyordu. Özal döneminde eski haline çevrildi. Burada içki içiliyordu, kadın pazarlanıyordu; her melanet vardı." ifadelerini kullandı.