Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Coşkun Şanverdi, “Burun tıkanıklığı şikayeti bazen yeterince ciddiye alınmamakta, bazen de ameliyat korkusu nedeniyle geri plana itilebilmektedir. Oysa ki burun tıkanıklığı hayat kalitesini düşürmekten, sağlığı tehdit eden bir dizi sorunlara neden olabilmektedir.” şeklinde ifade ediyor.

Ağızdan Nefes Almak Horlamaya Neden Oluyor

Geceleri ağızdan nefes almak horlamaya neden olmaktadır, uykuda solunumun durması (uyku apnesi), uyku problemleri, yorgunluk, gün içerisinde uyuklama, konsantrasyon bozuklukları bunlardan sadece birkaçıdır.

Şanverdi, “Burun tıkanıklığı sonucu ağızdan nefes alındığında dışarıdan gelen hava süzülmeden direk içerisindeki yabancı maddelerle birlikte akciğere gitmektedir. Bu hava soğuk olursa akciğerleri üşütür. Tozlu hava boğazı tahriş eder. Kuru hava ise akciğeri ve solunum yollarını kurutabilir” diye belirtiyor.

Burun tıkanıklığı sonucunda ağızdan alınan nefes, dudakların kurumasına ve çatlamasına, dişetlerinde gerilmelere, dilde kuruluğa neden olur. Bunun sonucunda kronik faranjit ortaya çıkabilir. Burun tıkanıklığı tedavi edilmediği durumda zamanla bronşit ve akciğerlerde başka sorunlara yol açabilir.

Tedaviden Kaçmayın

Burun kıkırdak ve kemiğindeki eğrilikler, burun eti büyümeleri, alerji, kronik sinüzit hastalığı ameliyat ile düzeltilebilmekte ve hastaların korktuğu gibi tampon sorunu yaşanmamaktadır. Duruma göre ya tampon konulmamakta, ya da gerektiğinde, son yıllarda çokça üretilen özel, konforlu tamponlar kullanılmaktadır.

Gelişen teknoloji ve geliştirilen yeni yöntemler ile hastaların konforu artmaktadır, bu yüzden hastaların şikayetlerini ciddiye alıp, tedaviden kaçmamalarında fayda vardır.

Şanverdi, kronik sinüzit ameliyatlarının, endoskopik olarak veya balon yöntemiyle yapılabildiğini ve tedavi sonrasında hastaların çok çabuk toparlayıp rutin hayatlarına dönebileceklerini vurguluyor.

Hiloterapi Yöntemiyle Şişliklere Son

Dr. Şanverdi, burun ve yüz estetiği ameliyatları sonrasında uygulanmaya başlanan Hiloterapi yönteminin giderek klasik buz uygulamasının yerini almaya başladığını belirtiyor.

Yüz ve burun estetik ameliyatlarından sonra özellikle gözler çevresinde oluşan şişme ve morarmayı önlemek amacıyla klasik bir yöntem olarak 24 - 48 saat süre ile belirli aralıklarla yüze buz uygulanması yapılmakta, buzun gerekenden fazla soğuk olması ise hem hastaya rahatsızlık vermekte hem de dokulardaki lenf ve kan dolaşımını olumsuz etkileyerek iyileşmeyi geciktirebiliyor. Yakın zamanda geliştirilen Hiloterapi tekniği sayesinde artık hastalar buz uygulamasının olumsuz etkilerine maruz kalmadan, ısı 15C -20C arasında sabit tutulmakta ve şiş ve morluklar önemli ölçüde azaltılırken hastalara rahatsızlık verilmemektedir.