"Bu görüşmenin MİT-PKK arasında değil, Başbakan-PKK arasında olduğunu Sayın Cumhurbaşkanı'nın bilmesi gerekiyor. Doğrusu budur, kamuoyunu kimsenin yanıltmaması gerekir" dedi.
 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Oda TV soruşturması kapsamında cezaevinde tutuklu bulunan ve eşi Güngör Yurdakul'un vefatından dolayı 2 gün izin verilen Doğan Yurdakul'a taziye ziyaretinde bulundu. Yurdakul'un Tomurcuk Sokak'taki evine gelen Kılıçdaroğlu, çıkışta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin MİT-PKK görüşmesini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün doğal karşıladığını hatırlatması üzerine Kılıçadaroğlu, "Bu görüşmenin MİT-PKK arasında değil, Başbakan-PKK arasında olduğunu Sayın Cumhurbaşkanı'nın bilmesi gerekiyor. Doğrusu budur, kamuoyunu kimsenin yanıltmaması gerekir" dedi.
 
Doğan Yurdakul'u ziyaretine ilişkin olarak da Kılıçdaroğlu, başsağlığı dileğinde bulunduğunu belirterek, "Bir insanın eşi ölüm döşeğindeyken ona izin verilmesi lazım. Bunu reddetmez hiçbir kültür, hiçbir din, hiçbir hukuk sistemi. Ama kendisine izin verilmedi. Eşi vefat ettikten sonra izin verildi. Bunun adı zulümdür. Zulme boyun eğmedi o, kimseden merhamet dilemedi. Onurlu bir insan. Ama AK Parti hükümetinin yaptığı zulmü milletin unutmaması lazım" diye konuştu.
 
Kılıçdaroğlu, bir başka gazetecinin Doğan Yurdakul'un yasal bir düzenleme talebinin olduğunu, bu yasal düzenleme çıkarsa onun eşi Güngör Yurdakul'a adanmasını istediğini hatırlatması üzerine, "Bu konuda hukukçu arkadaşlara gerekli talimatı verdim, çalışmalar yapılıyor. Parlamento açılınca da kanun teklifi verilecek" şeklinde konuştu.
 
CHP lideri Kılıçdaroğlu, eski Başbakanlardan Adnan Menderes'in oğlu Aydın Menderes'e de ziyarette bulundukları haberlerine açıklık getirdi. Aydın Menderes'e ziyarette bulunmadığını fakat telefonla aradığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "O dönemde rahmetli İsmet İnönü, dönemin devlet başkanına yazdığı mektupta bu idamların yapılmamasını istemişti. Ama gerçekleşti idamlar. Toplumun vicdanı bunu kabul etmiyor, siyasi idamları kabul etmiyor. Bunu dile getirdim" diyerek telefonda bunları konuştuklarını söyledi.
 
Doğan Yurdakul'un eşinin cenazesine cezaevi aracıyla geldiği ve bunun da tepkilere neden olduğunun hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
 
"Vefatından sonra izin verildi. O da insani koşullarda olmadı. Yani tutuklu aracıyla getirmenin bir mantığı yok ki. Doğan Yurdakul kaçacak birisi değil ki? Onu zorla yurtdışına gönderseler o zaten gitmez. Ülkesini seven birisi o. Kaldı ki, geçmişte Ruhi Su tedavi olmak için yurtdışına gitmek istedi, 12 Eylül yönetimi izin vermedi.
 
Pek çok kişi tedavi olmak istedi, izin verilmedi. Doğan Yurdakul'un eşi ölüm döşeğindeydi. Son kez gidip görmek istiyordu. Ona da izin verilmedi. Öldükten sonra izin verildi, o da insani koşullarda değildi. Onun için söyledim, bu bir zulümdür. Zulüm doğru bir şey değildir, halkın vicdanını rahatsız eder. Ben kendisine başsağlığı diledim, düşüncelerimi aktardım."
 
Kılıçdaroğlu, açıklamasının ardından elindeki Fransızca-Türkçe sözlüğü gazetecilere gösterdi. Sözlüğün Doğan Yurdakul'un yazdığı son kitabı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Önemli bir suç aletini bana hediye etti. Belki özel görevli mahkemeler bu kitabı da görürler. İddianameye yeni bir sayfa açarlar" diye konuştu.